Podcasts by Category

Kardelen

Kardelen

Kardelen

İman hakikatleri, Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem)'in örnek hayatından tablolar, Risale-i Nur dersleri ve sohbetler…

155 - Ashâb-ı Kiram’ın kendilerine kötü davrananlara karşı tavırları nasıl olmuştur? [Siyer - 68 | Soru-Cevap (18)]
0:00 / 0:00
1x
  • 155 - Ashâb-ı Kiram’ın kendilerine kötü davrananlara karşı tavırları nasıl olmuştur? [Siyer - 68 | Soru-Cevap (18)]

    https://www.youtube.com/watch?v=HM5fN5V6jW8

    Soru 1: Ashab-ı Kiram efendilerimiz (radıyallahu anhüm ecmain)'in Mekke'nin fethinden sonra müşrikleri affettiklerini görüyoruz, Sahabe hiç kin tutmuş muydu, yoksa Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) affettiği için mi af yolunu seçmişlerdi? 

    Soru 2: Ashab-ı Kiram efendilerimiz (radıyallahu anhüm ecmain) yakınlarından kaynaklanan olumsuzluklar söz konusu olduğunda, onlarla temas adına nasıl bir tavır sergilemişlerdi?


    Thu, 29 Sep 2022 - 20min
  • 154 - Cüz'î irade şart-ı âdidir. Dua hayır eğilimine kuvvet verir tevbe şer eğilimini keser [Risale-i Nur - 81 | 26. Söz - 11]

    https://www.youtube.com/watch?v=zuOkFO3BkOc

    YİRMİ ALTINCI SÖZ

    İkinci Mebhas

    Ehl-i ilme mahsus, ince bir tetkik-i ilmîdir.

    Eğer desen: Kader ile cüz-ü ihtiyarî nasıl tevfik edilebilir?

    Elcevap: Yedi vech ile.

    Yedincisi: İrade-i cüz'iye-i insaniye ve cüz-ü ihtiyariyesi, çendan zayıftır, bir emr-i itibarîdir. Fakat Cenâb-ı Hak ve Hakîm-i Mutlak, o zayıf, cüz'î iradeyi, irade-i külliyesinin taallûkuna bir şart-ı âdi yapmıştır. Yani, mânen der: "Ey abdim, ihtiyarınla hangi yolu istersen, seni o yolda götürürüm. Öyle ise mes'uliyet sana aittir."

    Teşbihte hata olmasın, sen bir iktidarsız çocuğu omuzuna alsan, onu muhayyer bırakıp "Nereyi istersen seni oraya götüreceğim" desen; o çocuk yüksek bir dağı istedi, götürdün. Çocuk üşüdü yahut düştü. Elbette "Sen istedin" diyerek itab edip, üstünde bir tokat vuracaksın. İşte, Cenâb-ı Hak, Ahkemü'l-Hâkimîn, nihayet zaafta olan abdin iradesini bir şart-ı âdi yapıp, irade-i külliyesi ona nazar eder.

    Elhasıl: Ey insan! Senin elinde gayet zayıf, fakat seyyiâtta ve tahribatta eli gayet uzun ve hasenatta eli gayet kısa, cüz-ü ihtiyarî namında bir iraden var. O iradenin bir eline duayı ver ki, silsile-i hasenatın bir meyvesi olan Cennete eli yetişsin ve bir çiçeği olan saadet-i ebediyeye eli uzansın. Diğer eline istiğfarı ver ki, onun eli seyyiâttan kısalsın ve o şecere-i mel'unenin bir meyvesi olan zakkum-u Cehenneme yetişmesin.

    Demek, dua ve tevekkül meyelân-ı hayra büyük bir kuvvet verdiği gibi, istiğfar ve tevbe dahi meyelân-ı şerri keser, tecavüzâtını kırar.

    Thu, 22 Sep 2022 - 20min
  • 153 - Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) hiç üç günden fazla tavır almış mıdır? [Siyer - 67 | Soru-Cevap (17)]

    https://www.youtube.com/watch?v=8KTdsIFFfyY

    Soru: Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem), üç günden fazla küs kalmanın uygun olmadığını ifade ettikleri halde, zevcelerinden Hz. Zeyneb b. Cahş (radıyallahu anhâ) ile uzunca bir süre konuşmamalarının hikmeti nedir?

     - Efendimiz (aleyhissalatu vesselam)'ın iradi olarak tavır aldıkları üç hadise/durum söz konusudur.

    Thu, 15 Sep 2022 - 15min
  • 152 - İnsanın eğilimleri ve onlar üzerindeki tasarrufları da iradenin varlığını gösterir [Risale-i Nur - 80 | 26. Söz - 10]

    https://www.youtube.com/watch?v=h4rwwyqiI0c

    YİRMİ ALTINCI SÖZ

    İkinci Mebhas

    Eğer desen: Kader ile cüz-ü ihtiyarî nasıl tevfik edilebilir?

    Elcevap: Yedi vech ile.

    … ALTINCISI [Gayet müdakkik âlimlere mahsus bir hakikattir]: Cüz-ü ihtiyarînin üssü'l-esası olan meyelân, Maturidîce bir emr-i itibarîdir, abde verilebilir. Fakat Eş'arî ona mevcut nazarıyla baktığı için, abde vermemiş. Fakat o meyelândaki tasarruf, Eş'ariyece bir emr-i itibarîdir. Öyle ise o meyelân, o tasarruf, bir emr-i nisbîdir. Muhakkak bir vücud-u haricîsi yoktur. Emr-i itibarî ise, illet-i tâmme istemez ki, illet-i tâmme vücudu için lüzum ve zaruret ve vücub ortaya girip ihtiyarı ref' etsin. Belki o emr-i itibarînin illeti, bir rüçhâniyet derecesinde bir vaziyet alsa, o emr-i itibarî sübut bulabilir. Öyle ise, o anda onu terk edebilir. Kur'ân ona o anda diyebilir ki, "Şu şerdir, yapma."

    Evet, eğer abd, hâlık-ı ef'âli bulunsaydı ve icada iktidarı olsaydı, o vakit ihtiyarı ref olurdu. Çünkü ilm-i usul ve hikmette, مَالَمْ يَجِبْ لَمْ يُوجَدْ kaidesince mukarrerdir ki, "Bir şey vâcip olmazsa, vücuda gelmez." Yani, illet-i tâmme bulunacak; sonra vücuda gelebilir. İllet-i tâmme ise, malûlu, bizzarure ve bilvücub iktiza ediyor. O vakit ihtiyar kalmaz.

    Thu, 08 Sep 2022 - 17min
  • 151 - Hz. Ömer kızını gömmüş müdür? Kız çocuklarının gömülmesi nasıl başlamıştır? [Siyer - 66 | Soru-Cevap (16)]
    Thu, 01 Sep 2022 - 11min
Show More Episodes