Filtra per genere
- 1390 - Nebe Suresi 1-23 Tefsiri Ali Kucuk
*78 NEB‘E SÛRESİ 1-23 MEALİ N080 M078 Mekke'de nâzil olmuştur. 40 âyettir. Sonumuzun ne olacağını hatırlattıktan sonra dünya dershanesindeki eğitim malzememiz olan geceye, gündüze, dağlara, gökyüzüne, yağmurlara, bağlara, bahçelere dikkatimizi çekiyor âhirette de bunların daha güzeline sahip olmamız için, kâfirler gibi olmamaya "keşke toprak olsaydım" dememek için imana ve amele da'vet ediyor. Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adı ile 1 Birbirlerine neyi soruyorlar? 2 O büyük haberi ki, 3 Onlar, onun hakkında anlaşmazlığa düşmüşlerdi. 4 Hayır, yakında bilecekler. 5 Sonra yine hayır, yakında bilecekler. 6 Biz, yeryüzünü beşik yapmadık mı? 7 Dağları direkler (yapmadık mı?) 8 Sizi çift çift yarattık. 9 Uykunuzu dinlenme kıldık. 10 Geceyi elbise yaptık. 11 Gündüzü geçimi sağlama vakti kıldık. 12 Üzerinize sapasağlam yedi (gökyüzü) bina ettik. 13 Ve (gökyüzünde) parlayan kandili (Güneşi) yarattık. 14 O sıkıştıran (bulut) lardan şakır, şakır su indirdik. 15 Onunla (su ile) dane ve bitki çıkaralım diye, 16 Birbirine karışmış bahçeler (çıkaralım diye) 17 Şüphesiz (mü'minlekâfiri) ayırt etme gününün vakti bellidir. 18 O gün Sûr'a üfürülür, siz de hemen bölük bölük gelirsiniz. 19 Gökyüzü açılır kapı kapı olur. 20 Dağlar yürütülür serap olur. 21 Şüphesiz cehennem pusudur. 22 Azgınlar için dönüş yeridir. 23 Sonsuza değin asırlarca orada kalacaklar. https://soundcloud.com/kuranikerimtefsiri/nebe-suresi-1-23-tefsiri-ali-kucuk
Wed, 15 May 2024 - 57min - 1389 - Nebe Suresi 24-40 Tefsiri Ali Kucuk
*78 NEB‘E SÛRESİ 24-40 MEALİ N080 M078 Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adı ile 24 Orada serinliği ve içeceği tatmazlar. 25 Ancak kaynar su ve irin (içerler) 26 (yaptıklarına) uygun bir ceza olarak. 27 Şüphesiz onlar hesabı ummuyorlardı. 28 Ayetlerimizi yalanladıkça yalanladılar. 29 Biz her şeyi kitapta saydık. 30 Tadın (azabı) size azaptan başka bir şey artırmayacağız. 31 Mûttakiler için mutlaka kurtuluş vardır. 32 Bahçeler ve bağlar (vardır) 33 Tomurcuk memeli yaşıt kızlar, 34 Dolu kadehler. (vardır) 35 Orada (Cennette) boş söz ve yalan işitmezler. 36 (Bunlar) Rabbinden bir mükâfat ve yeterli bir bağış olarak (verilir). 37 O göklerin, yerin ve ikisi arasındakilerin Rabbi ve Rahmân'ından (bir bağıştır). O’na söz söylemeye güçleri yetmez. 38 O gün ruh ve melekler dizilecekler. Ancak Rahmân'ın izin verdikleri konuşacak ve o da doğruyu konuşacak. 39 İşte bu gün kesin olacaktır. O halde dileyen Rabbine bir dönüş yolu edinsin. 40 Şüphesiz biz yakın bir azapla sizi uyardık. O gün kişi elleriyle önceden gönderdiği (ameli)ni görür ve kâfir: "Keşke toprak olsaydım." der. https://soundcloud.com/kuranikerimtefsiri/nebe-suresi-24-40-tefsiri-ali-kucuk
Wed, 15 May 2024 - 49min - 1388 - Mearic Suresi 1-18 Tefsiri Ali Kucuk
MEÂRİC SÛRESİ 1-18 MEALİ N079 M070 Mekke'de nâzil olmuştur. 44 âyettir. Kıyametin dehşeti görüldüğünde kişi yarini, ağyarını terk edecek. Kendi yerine en yakının yanmasını isteyecek. O duruma düşmemek için sabırlı, imanlı, namazlı olmamız, sözü ve özü sağlam cömert olarak yaşamamız öğütleniyor. Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adı ile 1 İsteyenin/soranın biri, inecek azabı istedi/sordu. 2 (O azab) kâfirleredir. Onu engelleyecek yoktur. 3 Dereceler sahibi Allah'tır. 4 Melekler ve ruh oraya miktarı elli bin yıl olan bir günde yükselir. 5 Güzel bir şekilde sabret. 6 Onlar onu (kıyameti) uzak görürler. 7 Biz ise, onu yakın görüyoruz. 8 O gün gökyüzü erimiş maden gibi olacak. 9 Dağlar (atılmış) yün gibi olacak. 10 Hiç bir dost, hiç bir dostu sormayacak. 11 Birbirlerine gösterilirler. Suçlu, o günün azabından kurtulmak için kendi yerine oğullarını vermek ister. 12 Eşini ve kardeşini, 13 Kendisini barındıran kabilesini, 14 Yeryüzündekilerin hepsini verse de, sonra kendisi kurtulsa. 15 Hayır, o alevli bir ateştir. 16 Deriyi kavurup döker. 17 Yüz çevirip geri gideni çağırır. 18 Toplayıp yığanı (cimriyi) (çağırır). https://soundcloud.com/kuranikerimtefsiri/mearic-suresi-1-18-tefsiri-ali-kucuk
Sun, 12 May 2024 - 59min - 1387 - Mearic Suresi 19-44 Tefsiri Ali Kucuk
MEÂRİC SÛRESİ 19-44 MEALİ N079 M070 Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adı ile 19 Gerçekten insan sabırsız yaratıldı. 20 Şer dokunduğunda çığırtkan olur. 21 Hayır dokunduğunda pintileşir. 22 Ancak namaz kılanlar öyle değiller. 23 Onlar namazlarına devam ederler. 24 Mallarında belirli bir hak vardır, 25 (İhtiyaç sahiplerinden) isteyene, istemeyene. (Bak: Mearic 2425, En’am 141, Zariyat 19) 26 Onlar ceza gününü tasdik ederler. 27 Rablerinin azabından korkarlar. 28 Çünkü Rablerinin azabından emin olunmaz. 29 Onlar namuslarını korurlar. 30 Eşleri ve cariyeleri müstesna. Çünkü onlar (evlilik nedeniyle) kınanmazlar. 31 Bunun (eşlerinin) ötesine geçmek isteyenler, işte onlar aşırı gidenlerdir. 32 Emanetlerini ve ahitlerini gözetirler. 33 Şahitliklerini dosdoğru yaparlar. 34 Onlar namazlarını koruyanlardır. 35 İşte onlar cennetlerde ağırlanırlar. 36 Kâfirlere ne oluyor ki, sana doğru koşuyorlar? 37 Sağdan soldan bölük bölük (geliyorlar). 38 Onlardan her biri nimet cennetine sokulacağını mı ümit ediyor? 39 Hayır. Biz onları bildikleri şeyden yarattık. 40 Yoooo! Doğuların ve batıların Rabbine yemin olsun ki, bizim gücümüz yeter. 41 Onların yerine onlardan daha hayırlısını getirmeye (gücümüz yeter) ve kimse bizim önümüze geçemez. 42 Bırak onları. Va'd olundukları güne kavuşuncaya kadar dalsınlar, oynasınlar. 43 O gün sanki dikili (putlarına) koşuyormuş gibi, süratle kabirlerinden çıkarlar. 44 Gözleri öne düşmüş, kendilerini zillet sarmış olarak (çıkarlar). Va'd olundukları gün işte budur. https://soundcloud.com/kuranikerimtefsiri/mearic-suresi-19-44-tefsiri-ali-kucuk
Sun, 12 May 2024 - 57min - 1386 - Hakka Suresi Tefsiri Ali Kucuk N078 M069
*69 HÂKKA SÛRESİ MEALİ N078 M069 Mekke'de nâzil oldu. 52 âyettir. İsyan ve inkâr içinde olduğu için helâk edilen toplumlardan haber verir. Ahireti hatırlatır yaptıklarımızın hesabının görüleceği bildirilir. İman etmeyen, fakire ikram etmeyenlerin kötü sonu bildirilerek bizi uyarır. Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adı ile 1 Gerçek olan, 2 Nedir gerçek olan? 3 O, gerçeğin ne olduğunu sana ne bildirdi? 4 Semud ile Ad (kavimleri) kıyameti yalanladı. 5 Semud (kavmi) aşırı (bir şeyle) helâk edildiler. 6 Ad (kavmi) ise uğultulu azgın bir fırtına ile helâk edildiler. 7 Onu (fırtınayı), kökünden kazımak için onlar üzerine, yedi gece sekiz gün musallat eyledi. (Eğer orada olsaydın) O kavmi orada, içi boş hurma kütüğü gibi görürdün. 8 Şimdi onlardan geride kalan bir şey görüyor musun? 9 Firavun da, ondan öncekiler de, altüst olmuş (Lût kavmi) de aynı hatayı yapmışlardı. 10 Rab'lerinin Rasûlü'ne isyan ettiler. Bunun üzerine onları şiddetlice yakalayıverdi. 11 Şüphesiz su bastığında (Nuh'un yaptığı) gemiyi de sizi de biz taşıdık. 12 Size bir ibret olsun, anlayışlı kulaklar anlasın diye yaptık. 13 Sûr'a bir defa üfürüldüğünde, 14 Yer ile dağlar kaldırılıp, bir çarpılışta paramparça edildiğinde, 15 İşte o gün olacak olan olur (kıyamet kopar).. 16 Gökyüzü yarılır artık o gün gevşer. 17 Melekler onun (gökyüzünün) etrafındadır. O gün sekiz melek, onların (meleklerin) üstünde Rabbinin arşını taşır. 18 (Ey insanlar!) O gün huzura arz olunacaksınız. Sizden hiç kimsehiç bir şey gizlenemez. 19 Kimin kitabı sağından verilirse: "İşte okuyun kitabımı" der. 20 "Doğrusu, ben hesabımla karşılaşacağıma inanıyordum." der. 21 Artık o hoşlandığı bir yaşantı içindedir. 22 Yüksek bir cennette. 23 Devşirilecekleri yakın. 24 Geçmiş günlerde yaptıklarınıza karşılık afiyetle yiyin için. 25 Kimin kitabı solundan verilirse: ‘Keşke kitabım bana verilmeseydi" der. 26 "Ve hesabımın ne olduğunu bilmeseydim" 27 Keşke (ölümle her şey) bitmiş olsaydı. 28 Malım bana fayda vermedi. 29 Saltanatım da gitti. 30 (Meleklere) "Onu yakalayın bağlayın" 31 Sonra cehenneme sallayın. 32 Sonra boyu yetmiş arşın olan zincire bağlayın. 33 Çünkü o, yüce Allah’a inanmazdı. 34 Fakirin yemeğine teşvik yapmazdı. 35 Onun için, burada onun hiçbir dostu yoktur. 36 İrinden başka yiyecek yoktur. 37 Onu ancak hata yapanlar yer. 38 Yoooo! gördüğünüze yemin ederim. 39 Görmediğinize de yemin ederim ki, 40 Şüphesiz o (Kur'ân), değerli bir elçinin sözüdür. 41 O bir şair sözü değildir. Ne kadar da az iman ediyorsunuz!? 42 Sihirbaz sözü de değildir. Ne az düşünüyorsunuz. 43 Alemlerin Rabbinden indirilmedir. 44 Eğer Peygamber kendine ait) bazı sözleri bize isnad etseydi. 45 Elbette onun sağ elinden yakalardık. 46 Sonra onun can damarını keserdik. 47 Sizden hiçbiriniz ona engel olamazdı. 48 Şüphesiz Kur'ân, Allah’a karşı gelmekten sakınanlara bir öğüttür. 49 Şüphesiz aranızdaki yalanlayanları biliriz. 50 Muhakkak o (Kur'ân) kâfirler için hasret (iç yarası)'dir. 51 Şüphesiz o (Kur'ân), kesin gerçeğin ta kendisidir. 52 Öyle ise Yüce Rabbinin adıyla tesbih et. https://soundcloud.com/kuranikerimtefsiri/hakka-suresi-tefsiri-ali-kucuk
Sun, 12 May 2024 - 59min - 1385 - Mulk Suresi 1-3 Tefsiri Ali Kucuk
*67 MÜLK SÛRESİ 1-13 MEALİ N077 m067 Mekke'de nâzil olmuştur. 30 âyettir. Kainatı yaratıp yöneten, gökyüzünü yıldızlarla süsleyen, öldürüp dirilten Allah (c.c.) bizim bu dünyada en güzel işleri en güzel şekilde yapmamızı istemekte. Yolumuzu kesmek isteyen, yıldızlara bakarak insanlara yanlış bilgiler veren cinciler, falcılara değil, Allah'ın gönderdiği uyarıcı peygamberlere uymamız istenmekte Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adı ile 1 Mülk, elinde olan (Allah)'ın şanı ne yücedir. O, her şeye gücü yetendir. 2 Hanginizin daha güzel amel yapacağını imtihan etmek için, ölümü ve hayatı yaratandır. O, her şeye galip gelendir, afvedendir. 3 O, yedi göğü, tabaka tabaka yaratandır. Rahmân'ın yarattığında hiçbir düzensizlik göremezsin. Çevir gözlerini (bakalım) hiçbir çatlaklık görecek misin? 4 Sonra gözlerini iki kerre daha çevir. Gözler sana yorgun ve bitkin dönecektir. 5 And olsun, biz dünya semasını yıldızlarla süsledik ve onları şeytanlara atılan taşlar yaptık ve onlar için alevli azabı hazırladık. 6 Rablerini inkâr edenlere Cehennem azabı vardır. O ne kötü bir dönüş yeridir. 7 Oraya atıldıklarında, kaynarken onun hıçkırışını işitirler. 8 Nerede ise öfkesinden çatlayacak. Oraya ne zaman bir topluluk atılsa, cehennem bekçileri onlara: "Size uyarıcı gelmedi mi?" diye sorarlar. 9 (Cehennemdekiler) şöyle cevap verirler: "Evet, bize uyarıcı gelmişti. Fakat biz yalanlamıştık ve Allah hiçbir şey indirmedi. Siz büyük bir sapıklığın içindesiniz demiştik!" 10 "Keşke dinleyip anlasaydık, biz alev yarânından olmazdık" dediler. 11 Böylece günahlarını itiraf ettiler. Alev yaranından, (rahmet) uzaklaştı. 12 Şüphesiz Rablerinden gıyaben korkanlar için mağfiret ve büyük bir mükafat vardır. 13 Sözünüzü ister gizleyin, ister açıklayın (fark etmez). O sinelerin özünü bilir. https://soundcloud.com/kuranikerimtefsiri/mulk-suresi-1-3-tefsiri-ali-kucuk
Mon, 06 May 2024 - 47min - 1384 - Mulk Suresi 13-30 Tefsiri Ali Kucuk
*67 MÜLK SÛRESİ 13-30 MEALİ N077 m067 Mekke'de nâzil olmuştur. 30 âyettir. Kainatı yaratıp yöneten, gökyüzünü yıldızlarla süsleyen, öldürüp dirilten Allah (c.c.) bizim bu dünyada en güzel işleri en güzel şekilde yapmamızı istemekte. Yolumuzu kesmek isteyen, yıldızlara bakarak insanlara yanlış bilgiler veren cinciler, falcılara değil, Allah'ın gönderdiği uyarıcı peygamberlere uymamız istenmekte Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adı ile 13 Sözünüzü ister gizleyin, ister açıklayın (fark etmez). O sinelerin özünü bilir. 14 Yaratan yarattığını bilmez mi? O, her şeye nüfuz edendir, her şeyden haberdardır. 15 Yeryüzünü size boyun eğdiren O’dur. Onun omuzlarında yürüyün ve Allah'ın rızkından yiyin. Dönüş O’nadır. 16 Semadakinin sizi yere batırıvermesinden emin misiniz? Bir de bakarsın çalkalanıverir. 17 Yoksa semadakinin üzerinize taş yağdıran birini göndermeyeceğinden emin misiniz? Uyarımın nasıl olduğunu yakında bileceksiniz. 18 Yemin olsun ki, onlardan öncekiler de (Peygamberlerini) yalanlamışlardı. İnkârım nasılmış? 19 Onlar üzerlerinde kanat çırparak sıra sıra (uçan) kuşları görmediler mi? Onları ancak Rahmân tutar. O, her şeyi görür. (Nur 24/41) 20 Yahut Rahmân’dan başka size yardım edecek olan kimdir? Şu sizin ordunuz mu (yardım edecek)? Kâfirler bir aldanışın içindedirler. 21 Yahut rızkını kesse, size kim rızk verecek?Hayır, onlar azgınlıkta ve nefrette inat ettiler. 22 Yüzüstü sürünen mi, yoksa dosdoğru yolda düzgün yürüyen mi daha doğru yoldadır? 23 De ki: "Sizi yaratan, sizin için kulak, göz ve gönüller yaratan O’dur. Ne kadar az şükrediyorsunuz." 24 De ki: "Sizi yeryüzünde yayan O’dur ve yine O’na toplanacaksınız." 25 “Eğer doğru söylüyorsanız, o va'd (âhiret) ne zamandır?" diyorlar. 26 De ki: "Onun bilgisi ancak Allah katındadır. Ben sadece bir uyarıcıyım." 27 Onun yaklaştığını gördüklerinde, kâfirlerin yüzleri kötüleştirilir ve "İşte sizin (yokluğunu) iddia ettiğiniz" denir. 28 De ki: "Allah, beni ve benimle beraber olanları helâk etse veya bize merhamet etse, Söyleyin kâfirleri acıklı azaptan kim kurtaracak?" 29 De ki: "O Rahmândır. Biz Ona iman ettik ve Ona tevekkül ettik. Kimin apaçık bir sapıklık içinde olduğunu yakında bileceksiniz.” 30 De ki: "Suyunuz çekiliverse, söyleyin bakalım, size kim bir kaynak suyu getirebilir? söyleyin." https://soundcloud.com/kuranikerimtefsiri/mulk-suresi-13-30-tefsiri-ali-kucuk
Mon, 06 May 2024 - 52min - 1383 - Mulk Suresi 3-12 Tefsiri Ali Kucuk
*67 MÜLK SÛRESİ 3-12 MEALİ N077 m067 Mekke'de nâzil olmuştur. 30 âyettir. Kainatı yaratıp yöneten, gökyüzünü yıldızlarla süsleyen, öldürüp dirilten Allah (c.c.) bizim bu dünyada en güzel işleri en güzel şekilde yapmamızı istemekte. Yolumuzu kesmek isteyen, yıldızlara bakarak insanlara yanlış bilgiler veren cinciler, falcılara değil, Allah'ın gönderdiği uyarıcı peygamberlere uymamız istenmekte Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adı ile 3 O, yedi göğü, tabaka tabaka yaratandır. Rahmân'ın yarattığında hiçbir düzensizlik göremezsin. Çevir gözlerini (bakalım) hiçbir çatlaklık görecek misin? 4 Sonra gözlerini iki kerre daha çevir. Gözler sana yorgun ve bitkin dönecektir. 5 And olsun, biz dünya semasını yıldızlarla süsledik ve onları şeytanlara atılan taşlar yaptık ve onlar için alevli azabı hazırladık. 6 Rablerini inkâr edenlere Cehennem azabı vardır. O ne kötü bir dönüş yeridir. 7 Oraya atıldıklarında, kaynarken onun hıçkırışını işitirler. 8 Nerede ise öfkesinden çatlayacak. Oraya ne zaman bir topluluk atılsa, cehennem bekçileri onlara: "Size uyarıcı gelmedi mi?" diye sorarlar. 9 (Cehennemdekiler) şöyle cevap verirler: "Evet, bize uyarıcı gelmişti. Fakat biz yalanlamıştık ve Allah hiçbir şey indirmedi. Siz büyük bir sapıklığın içindesiniz demiştik!" 10 "Keşke dinleyip anlasaydık, biz alev yarânından olmazdık" dediler. 11 Böylece günahlarını itiraf ettiler. Alev yaranından, (rahmet) uzaklaştı. 12 Şüphesiz Rablerinden gıyaben korkanlar için mağfiret ve büyük bir mükafat vardır. https://soundcloud.com/kuranikerimtefsiri/mulk-suresi-3-12-tefsiri-ali-kucuk
Mon, 06 May 2024 - 40min - 1382 - Tur Suresi Tefsiri Ali Kucuk
*52 TÛR SÛRESİ Mekke'de nâzil olmuştur. Dağlara, denizlere, gökyüzüne dikkatimiz çekilir. Kitap hatırlatılır. Bütün bunları görüp okuduktan sonra yine de, inkâr edenlere gökyüzünden parçalar halinde azap indirse, yine de "Bu bulut kümesidir" deyip inkâr edeceklerini bildirir. Batılın bataklığında oynayanlar, soytarı, zorba zalimlerin âhiret azabından önce de azap görebilecekleri hatırlatılır. 49 âyettir Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adı ile 1 And olsun Tûr (dağın)'a 2 Yazılan kitaba, 3 Neşredilmiş sahife içinde. 4Ma'mur eve, 5Yüksek tavana (gökyüzüne), 6Kaynayan denize (yemin olsun ki), 7 Rabbinin azabı mutlaka olacaktır. 8 Onu engelleyecek hiçbir şey yoktur. 9 O gün gökyüzü sarsıldıkça sarsılır. 10 Dağlar yürüdükçe yürür, 11 (Dini) yalanlayanların o gün vay haline, 12 Ki onlar, (batılın) bataklığında oynuyorlar. 13 O gün, Cehennem ateşine itildikçe itilecektir. 14 “İşte yalanladığınız ateş budur” (denilecek). 15 “Bu bir sihir midir, yoksa siz görmüyor musunuz?” 16 (O ateşe) yaslanın. İster dayanın, ister dayanmayın. Sizin için aynıdır. Siz ancak yaptıklarınıza göre cezalandırılacaksınız. 17 Mûttakiler, Cennetler ve nimetler içindedirler. 18 Rablerinin kendilerine verdiği ile sevinçlidirler. Rableri onları Cehennem azabından korumuştur. 19 (Dünyada) yaptıklarınızın karşılığı olarak afiyetle yiyin, için. 20 Dizilmiş koltuklara yaslanmış olarak (yeyin–için) onları güzel gözlü eşlerle evlendireceğiz. 21 İman edenler ve imanla kendilerine uyan zürriyetlerine gelince, zürriyetlerini kendilerine katarız. Amellerinden hiç bir şeyi eksiltmeyiz. Herkes kazandığının karşılığında rehindir. 22 (Cennette) onlara meyve ve etten, canlarının çektiğinden bolca veririz. 23 Birbirlerine kadehler sunacaklar. Onda saçmalama ve günaha sokma yoktur. 24 Sedefinde saklı inciler gibi hizmetçiler, onların (hizmeti için) etrafında dönüp duracak. 25 Birbirlerine dönerek sorarlar. 26 “Bundan önce (dünyada iken) biz ailemiz hakkında (Allah'ın azabından) korkuyorduk” derler. 27 Allah bize lütfetti de zehirli azaptan korudu. 28 Bundan önce biz ona dua ediyorduk. Şüphesiz O, çok iyilik sahibi, çok merhamet sahibidir. 29 Sen nasihat et. Sen, Rabbinin nimetiyle kahin değilsin, deli de değilsin. 30 Yoksa “O bir şairdir. Biz ona zamanın şüphesini/belasını (ölümünü) bekliyoruz” mu diyorlar? 31 De ki: “Bekleyin ben de sizinle beraber bekleyenlerdenim.” 32 Yoksa onlara bunu (şair, kahin, deli gibi çelişkili sözleri) akılları mı emrediyor? Yoksa onlar azgın bir toplum mudurlar? 33 Yoksa onu (Kur'ân'ı) kendisi uydurup söyledi mi diyorlar? Hayır, onlar iman etmezler. 34 Eğer doğru söylüyorlarsa haydi onun (Kur'ân'ın) benzeri bir söz getirsinler. 35 Yoksa onlar hiç bir şey olmadan (yaratıcısız) mı yaratıldılar? Yoksa yaratan onların kendisi mi? 36 Yoksa gökleri ve yeri onlar mı yarattı? Hayır onlar kesin inanmıyorlar. 37 Yoksa Rabbinin hazineleri onların yanında mı? Yoksa onlar, (Milletin kaderini belirleyen) baskıcı soytarılar mı? 38 Yoksa onların merdiveni var da oradan (vahyi) dinliyorlar mı? Öyle ise dinleyicileri açık bir delil getirsin. 39 Yoksa (istemediğiniz) kızlar onun (Allah'ın) da, oğullar sizin mi? 40 Yoksa sen onlardan ücret istiyorsun da, onlar borç nedeniyle ağır yük altındalar mı? 41 Yoksa ğayb onların yanında da (gayba ait şeyleri) onlar mı yazıyorlar? 42 Yoksa (sana) tuzak mı kurmak istiyorlar? Fakat bu kâfirlerin kendisi tuzağa düşecektir. 43 Yoksa onların Allah'tan başka ilâhı mı var? Onların ortak koştuğundan Allah'ı tenzih ederim. 44 Gökyüzünden bir parça düşerken görseler,“üst üste yığılmış buluttur” diyecekler. 45 Artık çarpılacakları (kıyamet) günlerine kadar onları bırak. 46 O gün tuzakları onlara fayda vermeyecek ve onlara yardım olunmaz. 47 Bu zalimlere, bu (âhiret) azabından önce de azap vardır. Ancak onların birçoğu bilmezler. 48 Rabbinin hükmüne sabret. Şüphesiz sen gözlerimiz (in önün) desin. Kıyam ettiğinde Rabbini hamd ile tesbih et. 49 Gecenin bir kısmında ve yıldızların batması anında O’nu tesbih et.
Mon, 06 May 2024 - 56min - 1381 - Secde Suresi Tefsiri - Ali Kucuk
*32 SECDE SÛRESİ Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adı ile. 1 ElifLâmMîm. 2 Kitabın indirilişi alemlerin Rabbi tarafındandır. Bunda hiçbir şüphe yoktur. 3 Yoksa "Onu (Muhammed) uydurdu mu diyorlar?" Hayır, o Rabbinden olan hak (kitap)tır. Senden önce kendilerine uyarıcı gelmeyen bir kavmi uyarmak içindir. Belki yola gelirler. 4 Allah’tır gökleri ve yeri altı günde yaratan, sonra arşa istiva eden(Yarattığı her şeyi hükmü altına alan). Sizin için O’ndan başka bir dost ve şefâatci yoktur. Düşünmüyor musunuz? 5 Gökten yere kadar bütün işleri Allah düzenler. Sonra sizin hesabınıza göre bin yıl tutan bir günde, O’na yükselir. 6 İşte O, gizliyi de açığı da bilen, her şeye gücü yeten, merhamet edendir. 7 Yarattığı her şeyi güzel yapan ve insanı yaratmaya çamurdan başlayandır. 8 Sonra, onun soyunu, bayağı bir sudan yarattı. 9 Sonra onu düzeltti ve ona ruhundan üfürdü. Size kulaklar, gözler ve gönüller yarattı. Ne kadar az şükrediyorsunuz! 10 "Topraklarda kaybolduktan sonra, biz yeniden mi yaratılacağız?” dediler. Evet onlar Rablerine kavuşmayı inkâr etmektedirler. 11 De ki: "Size görevlendirilen ölüm meleği sizi öldürecek, sonra Rabbinize döndürüleceksiniz.” 12 Rablerinin huzurunda başlarını öne eğerek; "Rabbimiz, gördük ve işittik. Bizi (dünyaya) geri döndür de salih amel işleyelim. Biz kesin olarak inandık" diyen suçluları bir görsen. 13 Biz, dileseydik herkese hidâyetini verirdik. Fakat benden; "Cehennemin tamamını cinler ve insanların bir kısmıyla dolduracağım" sözü gerçekleşti. 14 Bu (kıyamet) gününüzü unutmanız sebebiyle (azabı) tadın. Biz de sizi unuttuk, yaptıklarınızın karşılığı olarak, ebedi azabı tadın. 15 Bizim âyetlerimize ancak şunlar iman ederler: Âyetler hatırlatıldığında secdeye kapananlar. Rablerini hamd ile tesbih edip, büyüklük taslamayanlar. (Secde âyeti) 16 Yanlarını yataklardan (ibadet için) uzak tutanlar, ve korkarak ve umarak Rablerine dua edenler ve kendilerine verdiğimiz rızkdan infak edenler (bizim âyetlerimize iman ederler.) 17 Yaptıklarına karşılık olarak, onlar için göz aydınlığı olan nimetlerden (onlara verilmek için) nelerin saklandığını hiçbir kimse bilemez. 18 Mü'min olan, fasık olan gibi midir? Bunlar denk değildir. 19 İman edip ameli salih işleyenlere gelince, onlar için yaptıklarına karşılık ağırlanmak için varacakları cennet vardır. 20 Fasıklara gelince, onların sığınağı ateştir. Oradan her çıkmak isteyişlerinde oraya geri çevrilirler ve onlara; "Yalanlamakta olduğunuz ateşin azabını tadınız!" denir. 21 Belki (İmana) dönerler diye, onlara büyük azaptan önce, küçük azabı tattıracağız. 22 Rabbinin âyetleri hatırlatıldıktan sonra, ondan yüz çevirenden daha zalim kim vardır? Şüphesiz biz suçlulardan intikam alırız. 23 And olsun biz, Musa'ya kitab verdik. Sen ona kavuşacağından şüphe etme. Onu İsrail oğullarına hidâyet rehberi kıldık. 24 Sabredip, âyetlerimize iman ettiklerinden, onlar arasından emrimizle yol gösteren imamlar (önderler) kıldık. 25 Şüphesiz Rabbin, kıyamet gününde, ihtilaf ettikleri konularda hükmedecektir. 26 Kendilerinden önceki nesillerden helâk ettiklerimiz ki, şimdi bunlar onların yurtlarında geziyor. Bu onları doğru yola götürmedi mi? Şüphesiz bunda ibretler vardır. Hâlâ kulak vermiyorlar mı? 27 Görmüyorlar mı? biz suyu kurak yere sevkederiz de, onunla ekin çıkarırız, ondan hayvanları ve kendileri yerler. Hala görmüyorlar mı? 28 "Eğer doğru söylüyorsanız fetih (kıyamet) ne zaman?" derler. 29 De ki; “fetih (kıyamet) günü geldiğinde, kâfirlere imanları fayda vermez. Onlara zaman da tanınmaz.” 30 Vazgeç onlardan ve bekle, şüphesiz onlar da bekleyecekler. https://soundcloud.com/kuranikerimtefsiri/secde-suresi-tefsiri-ali-kucuk
Tue, 07 May 2024 - 57min - 1380 - Muminun Suresi 1-23 Tefsiri Ali Kucuk N074 M023
*23 MÜ'MİNÛN SÛRESİ 1-23 MEALİ N074 M023 Mekke'nin son dönemlerinde nazil olmuştur. 118 âyettir. Kurtuluşun reçetesi verilmiştir. Temiz yiyecek, temiz söz ve temiz iş arasındaki ilgiye dikkat çekilmiş, insan sözüne önem verip, Kur’ân’ı terk edenlerin durumu bildirilmiş ve âhirete dikkat çekilmiştir. Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adı ile. 1 Mü'minler muhakkak kurtuluşa erdiler. 2 Onlar, namazlarında huşuludurlar. 3 Onlar, boş şeylerden yüz çevirirler. 4 Onlar, zekât için çalışırlar. 5 Onlar, ırzlarını korurlar. 6 Ancak eşleri, yahut ellerinin sahip olduğu hariç. Çünkü onlar (eşleri ile olan ilişkilerinden dolayı) kınanmazlar. 7 Kim bunun ötesini (eşinden başkasını) isterse işte onlar haddi aşanlardır. 8 Onlar, emanetlerini ve âhitlerini gözetirler. 9 Onlar, namazlarını korurlar. 10 İşte onlardır varisler. 11 Onlar Firdevs (Cennetin)e varis olacaklar ve onlar, orada ebedi kalacaklar. 12 Yemin olsun ki, biz, insanı süzülmüş bir çamurdan yarattık. 13 Sonra onu, sağlam bir yerde nutfe yaptık. 14 Sonra nutfeyi, alaka yaptık. Alaka'yı da bir çiğnemlik et yaptık. Bir çiğnemlik eti, kemik yaptık, kemiğe de et giydirdik. Sonra onu, bambaşka bir yaratık yaptık. Yaratanların en güzeli Allah ne yücedir. 15 Sonra şüphesiz siz, bunun ardından elbette öleceksiniz. 16 Sonra şüphesiz siz, kıyamet günü diriltileceksiniz. 17 Üzerinizde yedi yol yarattık. Biz, yaratılandan gafil değiliz. 18 Gökten belirli miktarda su indirdik ve onu yeryüzüne yerleştirdik. Onu gidermeye de bizim gücümüz yeter. 19 Onunla sizin için hurma ve üzümden bahçeler yaptık. Onlarda sizin için çok meyveler vardır ve onlardan yersiniz. 20 Tûr'iSîna'dan çıkan bir ağaç yarattık ki, ondan yağ çıkar ve yiyenlere bir katık olarak biter. 21 Sizin için davarlarda da ibret vardır. Onların karınlarında olandan size içiririz. Onlarda sizin için çok faydalar vardır. Ve siz onlardan yersiniz. 22 Onlar üzerinde ve gemiler üzerinde taşınırsınız. 23 And olsun biz Nuh'u kavmine peygamber olarak gönderdik. Dedi ki: "Ey kavmim, Allah'a ibadet ediniz. Sizin O’ndan başka ilahınız yoktur. Sakınmaz mısınız?" https://soundcloud.com/kuranikerimtefsiri/muminun-suresi-1-23-tefsiri-ali-kucuk
Wed, 22 May 2024 - 57min - 1379 - Muminun Suresi 23-44 Tefsiri Ali Kucuk N074 M023
MÜ'MİNÛN SÛRESİ 23-44 MEALİ N074 M023 Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adı ile. 23 And olsun biz Nuh'u kavmine peygamber olarak gönderdik. Dedi ki: "Ey kavmim, Allah'a ibadet ediniz. Sizin O’ndan başka ilahınız yoktur. Sakınmaz mısınız?" 24 Bunun üzerine kâfir kavminden kodamanlar: "Bu sizin gibi bir insandır. Size üstün ve hakim olmak istiyor. Eğer Allah (Peygamber göndermek) dileseydi meleklerden gönderirdi. Biz evvelki atalarımızdan bunu işitmedik" dediler. 25 "O, kendisinde delilik olan bir adamdır. (Ayılacağı) bir zamana kadar bekleyin" (dediler). 26 (Nuh) dedi: "Rabbim, Beni yalanlamalarına karşı Bana yardım et." 27 Biz de ona: "Gözetimimizle ve vahyimizle bir gemi yap. Emrimiz gelip tandır kaynayınca, her cinsten ikişer tane ve aileni gemiye bindir. Ancak onlardan aleyhlerine söz geçmiş (Allah'ın azabını hak etmiş) olanları bırak. Zalimler hakkında bana yalvarma. Onlar muhakkak boğulacaklar." Diye vahyettik. 28 Sen ve beraberinde olanlar gemiye yerleştiğinde: "Bizi zalim kavimden kurtaran Allah'a hamd olsun" de. 29 Ve de ki: "Rabbim beni mübarek bir yere indir. Sen konuklayanların en hayırlısısın." 30 Şüphesiz bunda (Nuh ve kavminin başından geçenlerde) birçok âyet (mucize)ler vardır. Gerçekten biz imtihan ediciyiz. 31 Sonra onların ardından başka bir nesil yetiştirdik. 32 Biz onlara: "Allah'a ibadet edin, ondan başka ilahınız yoktur, sakınmaz mısınız?" diyen kendi aralarından bir peygamber gönderdik. 33 Kavminin ileri gelen kâfirleri, âhirete kavuşmayı yalanlayan ve dünya hayatında bol nimetler verdiğimiz kodamanları dediler ki: "Bu sizin gibi bir insandır. Sizin yediğinizden yer, sizin içtiğinizden içer." 34 "Eğer sizin gibi bir insana uyarsanız, o zaman siz muhakkak zarar görürsünüz." 35 "Siz ölüp, toprak ve kemik olduğunuzda, muhakkak çıkacağınızı mı size va'dediyor.?" 36 "O va'd olunduğunuz (âhirette dirilme) çok çok uzak." 37 "Bizim dünya hayatımızdan başka bir şey yoktur. (Bir kısmımız) ölürüz, (bir kısmımız) yaşarız. Biz (âhirette) diriltilecek değiliz." 38 "O, Allah'a yalan iftira yapan bir adamdır. Biz ona iman etmeyiz." 39 (Peygamber) dedi: "Rabbim, beni yalanlamalarına karşı bana yardım et." 40 (Allah) buyurdu: "Az sonra pişman olacaklar." 41 Derken sayha onları hakkıyla alıverdi de, biz onları süprüntü yapıverdik. Zalim kavim (Allah'ın rahmetinden) uzaklaştı. 42 Sonra onların ardından nice nesiller getirdik. 43 Hiç bir ümmet kendi ecelini, ne öne alabilir ne de geciktirebilir. 44 Sonra art arda peygamberler gönderdik. Her ümmete Rasülleri geldiğinde onu yalanladılar, Biz de onları birbiri ardından (helake) gönderdik ve onları efsane haline getirdik. İman etmeyen bir kavim için (rahmetten) uzak kalmak vardır. https://soundcloud.com/kuranikerimtefsiri/muminun-suresi-23-44-tefsiri-ali
Wed, 22 May 2024 - 57min - 1378 - Muminun Suresi 45-69 Tefsiri Ali Kucuk N074 M023
MÜ'MİNÛN SÛRESİ 45-69 MEALİ N074 M023 Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adı ile. 45 Sonra Musa ve kardeşi Harun'u, âyetlerimiz ve apaçık delille peygamber olarak gönderdik. 46 Firavun'a ve kodamanlarına (gönderdik). Onlar kibirlendiler ve onlar yükseklik kompleksinde bir kavimdiler. 47 "Bizim gibi iki adama mı, iman edeceğiz? Bu ikisinin kavmi bize kölelik ediyorlar" dediler. 48 O ikisini yalanladılar ve helâk edilenlerden oldular. 49 Hidâyete ererler diye, biz Musa'ya kitabı verdik. 50 Biz, İsa'yı ve annesini bir âyet kıldık. Onları akar suyu olan, yerleşmeye uygun yüksek bir yere yerleştirdik. 51 Ey elçiler, güzel şeylerden yeyin ve salih amel işleyin. Şüphesiz ben yaptıklarınızı bilirim. 52 "Şu ümmetiniz tek ümmettir. Ben de sizin Rabbinizim. Benden sakının." 53 Onlar işlerini aralarında kitaplar halinde parçaladılar. Her grup kendi yanındakiyle sevindi. 54 Bir zamana kadar onları gafletlerinde bırak. 55 Mal ve evlatla onlara yardım ettiğimizi mi zannediyorlar? 56 Onların iyiliklerine mi koşuyoruz (zannediyorlar.) Hayır. (Bu mal ve evlat onlar için imtihandır.) Ancak onlar fark etmezler. 57 Şüphesiz Rablerinin korkusundan titreyenler, 58 Rablerinin âyetlerine iman edenler, 59 Rablerine ortak koşmayanlar, 60 Verdiklerini, kalplerinin Rablerine döneceği korkusuyla verenler. 61 İşte bunlar hayırlarda yarış edenlerdir. Onlar hayırlarda öne geçenlerdir. 62 Biz, hiçbir kimseye gücünün yetmeyeceği şeyi yüklemeyiz. Bizim katımızda hakkı söyleyen bir kitap vardır. Onlara haksızlık yapılmaz. 63 Fakat onların kalpleri bundan (yarıştan) gaflettedir. Onların bunun dışında (kötü) işleri vardır. Onlar, o kötü işleri yaparlar. 64 Onların rahat yaşayanlarını azapla yakalayıverdiğimizde, onlar feryat ederler. 65 Bugün feryat etmeyin. Çünkü bizden size yardım yoktur. 66 Ayetlerim size okunurdu da, siz ökçeleriniz üzerinde geri dönerdiniz. 67 (Ayetlerime karşı) kibirlenerek, gece hezeyanlarıyla âyetlerimizden uzaklaşıyorsunuz. 68 Onlar bu sözü (Kur’ân'ı) düşünmezler mi? Yoksa onlara önceki babalarına gelmeyen bir şey mi geldi? 69 Yoksa onlar, peygamberlerini tanımadılar da, onun için mi inkâr ediyorlar.? https://soundcloud.com/kuranikerimtefsiri/muminun-suresi-45-69-tefsiri
Wed, 22 May 2024 - 58min - 1377 - Muminun Suresi 70-96 Tefsiri Ali Kucuk N074 M023
MÜ'MİNÛN SÛRESİ 70-96 MEALİ N074 M023 Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adı ile. 70 Yoksa onda: "bir delilik" mi var diyorlar? Hayır! Onlara hak geldi, onların birçoğu haktan hoşlanmazlar. 71 Eğer hak onların hevalarına uysaydı, gökler, yer ve her ikisindekiler bozulurdu. Hayır biz onlara zikirlerini verdik. Onlar ise zikirlerinden yüz çevirdiler. 72 Yoksa onlardan vergi mi istiyorsun? Rabbinin vergisi daha hayırlıdır. O, rızk verenlerin en hayırlısıdır. 73 Şüphesiz sen, onları sıratı müstakime davet edersin. 74 Şüphesiz âhirete iman etmeyenler elbette yoldan saparlar. 75 Onlara acıyıp da zararlarını kaldırırsak elbette azgınlıkları içinde bocalayıp dururlar. 76 Biz onları azapla yakaladık da, onlar yine Rablerine boyun eğmediler ve yalvarmadılar. 77 Nihâyet üzerlerine şiddetli bir azab (kıtlık) kapısı açtık. Birden ümitsiz ve şaşkınlık içindedirler. 78 O ki, sizin için kulağı, gözleri ve kalpleri inşa etti. Ne de az şükrediyorsunuz. 79 Sizi yeryüzüne yayan O’dur ve O’na toplanacaksınız. 80 Dirilten ve öldüren O’dur. Gecenin ve gündüzün değişmesi O’nun içindir. Akıl etmiyor musunuz? 81 Hayır! Onlar daha öncekilerin söyledikleri gibi söylediler. 82 "Öldüğümüz, toprak ve kemik olduğumuz zaman mı biz diriltileceğiz?" dediler. 83 Biz ve bizden önceki atalarımız da korkutulduk. Bu (kıyamet) ancak evvelkilerin uydurduğu efsaneden başka bir şey değildir. 84 De ki: "Eğer biliyorsanız yer ve yerdekiler kimin?" 85 Allah'a aittir diyecekler. De ki: "düşünmez misiniz?" 86 De ki: "Yedi semanın Rabbi ve büyük arşın Rabbi kimdir?" 87 "Allah'ındır" diyecekler. O halde sakınmıyor musunuz? 88 De ki: "eğer biliyorsanız (söyleyin) her şeyin yönetimi kime aittir? Odur (azaptan) koruyan. Onun korumadığını kimse koruyamaz. 89 "Allah'a aittir" diyecekler. De ki: "Nasıl da büyüleniyorsunuz?" 90 Biz onlara doğruyu getirdik, onlar ise yalancıdırlar. 91 Allah hiç bir çocuk edinmemiştir. O’nunla beraber herhangi bir ilah da yoktur. 92 Gizliyi de açığı da bilendir. Onların ortak koştuklarından yücedir. 93 De ki: "Rabbim, onların va'd olduğunu bana gösterirsen,” 94 "Rabbim, beni zalim kavim içinde kılma." 95 Onlara va'd ettiğimizi sana göstermeye biz elbette kadiriz. 96 Kötülüğü en güzel şekilde def et. Biz onların ne ile vasıflandıracaklarını biliyoruz. https://soundcloud.com/kuranikerimtefsiri/muminun-suresi-70-96-tefsiri
Wed, 22 May 2024 - 59min - 1376 - Muminun Suresi 97-118 Tefsiri Ali Kucuk N074 M023
MÜ'MİNÛN SÛRESİ 97-118 MEALİ N074 M023 Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adı ile. 97 De ki: "Rabbim, şeytanların dürtmesinden sana sığınırım." 98 "Yanımda bulunmalarından da sana sığınırım." 99 Onlardan birine ölüm geldiğinde "Rabbim, beni (dünyaya) geri döndür" der. 100 "Belki ben terk ettiğim (dünya) de salih ameller işlerim. "Hayır. Bu onun söylediği bir sözdür. Dirilecekleri güne kadar (süren) önlerinde bir perde vardır. 101 Sur'a üfürüldüğünde o gün aralarında akrabalık bağı kalmaz. Birbirlerini(n halini) sormazlar. (Herkes kendi derdine düşer.) 102 Kimin tartısı ağır gelirse, işte onlar felaha erenlerdir. 103 Kimin tartısı hafif gelirse, işte onlar cehennemde ebedi olarak kendilerine zarar verenlerdir. 104 Yüzlerini ateş yakar, (pişmiş kelle gibi) dişleri sırıtır. 105 Ayetlerim size okunmadı mı, siz onları yalanlamadınız mı? 106 Dediler: "Rabbimiz bedbahtlığımız bize galip geldi ve biz sapık bir kavim olduk." 107 "Rabbimiz, bizi buradan çıkar. Eğer tekrar (küfre) dönersek artık biz zalimleriz." 108 (Allah) buyurur: "Sinin orada ve benimle konuşmayın." 109 Çünkü kullarımdan bir grup "Rabbimiz biz iman ettik, bize mağfiret ver ve bize merhamet et, sen merhamet edenlerin en hayırlısısın" demişlerdi de, 110 Siz onları alaya almıştınız, hatta (bu alayınız) zikrimi size unutturdu. Siz onlara gülüyordunuz. 111 Sabırları sebebiyle bu gün onları mükâfatlandırdım. Başarılı olanlar şüphesiz onlardır. 112 “Yeryüzünde yıl olarak ne kadar kaldınız?” (diye sorulunca) 113 "Bir gün veya yarım gün kaldık, sayanlara sor" dediler. 114 (Allah) Buyurur: "Siz, çok az bir zaman kaldınız (dünyada). Keşke (dünyanın azlığını) bilmiş olsaydınız.” 115 Sizi boşuna yarattığımızı ve bize dönmeyeceğinizi mi zannettiniz? 116 Gerçek yönetici olan Allah, yücedir. O’ndan başka ilah yoktur. O, kerim olan arşın Rabbidir. 117 Hiç bir delili olmadığı halde kim Allah'la beraber başka bir ilaha dua ederse, onun hesabı Rabbi katındadır. Şüphesiz kâfirler kurtuluşa eremezler. 118 De ki: "Rabbim, mağfiret ve rahmet et. Sen rahmet edenlerin en merhametlisisin.” https://soundcloud.com/kuranikerimtefsiri/muminun-suresi-97-118-tefsiri
Wed, 22 May 2024 - 56min - 1375 - Enbiya Suresi 1-24 Tefsiri Ali Kucuk N073 M021
ENBİYA SÛRESİ 1-24 MEALİ N073 M021 Mekke döneminin ortalarında nazil olmuştur. 112 âyettir. Önder ve örnek insanlar olan peygamberlerden 15 tanesinin adı ve örnek davranışları sergilendiği için Enbiyapeygamberler sûresi denmiştir. Oyunla vakit geçirmekten, gaflette kalmaktan, puta tapmaktan bizi sakındırır ve hakkın mutlaka batılın beynini ezeceğini haber verir. Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adı ile. 1 İnsanların hesapları yaklaştı, onlar ise gaflet içinde (haktan) yüz çeviriyorlar. 2 Onlara Rablerinden gelen her yeni öğüdü, alaya alarak dinlerler. 3 Kalpleri eğlencede olarak o zalimler: "Bu da sizin gibi bir insandır. Siz, göz göre göre sihire mi kapılıyorsunuz?" fısıltısını gizlediler. 4 Dedi ki: "Rabbim, gökte ve yerdeki her sözü bilir. O her şeyi işiten ve her şeyi bilendir." 5 (Kâfirler) dediler ki: "(Muhammed'in sözleri) karışık rüyalardır. Hayır onu uydurmuştur. Hayır bir şairdir. Önceki peygamberlerin gönderildiği gibi bize bir mu'cize getirsin." 6 Onlardan önce helâk ettiğimiz hiçbir memleket halkı iman etmemişti. Şimdi onlar mı iman edecekler...? 7 Senden önce Peygamber olarak gönderdiklerimiz, ancak kendilerine vahy ettiğimiz erkekler idiler. Eğer bilmiyorsanız zikir ehline sorun. 8 Onları (Peygamberleri) yemek yemeyen bir ceset kılmadık. Onlar ebedi de (ölümsüz de) değillerdi. 9 Sonra sözümüzde durduk. Onları (Peygamberleri) ve dilediklerimizi kurtardık ve müsrifleri helâk ettik. 10 Yemin olsun ki biz, size bir kitap indirdik ki, sizin zikriniz (şerefiniz) onun içindedir. Akıl etmiyor musunuz.? 11 Zalim olan nice memleket halkını kırıp geçirdik. Onlardan sonra başka bir kavim getirdik. 12 Onlar, azabımızı hissettiklerinde hemen kaçıyorlardı. 13 "Kaçmayın, şımartıldığınız nimetlere ve evlerinize dönün, çünkü sorgulanacaksınız." 14 "Eyvah bize, biz zalimlerden olduk" dediler. 15 Onların bu feryatları devam ederken, biz onları biçilmiş ekin ve sönmüş yangın gibi yaptık. 16 Biz göğü, yeri ve ikisi arasındakileri eğlence için yaratmadık. 17 Eğer biz, oyuncak edinmek isteseydik kendi katımızdan edinirdik. Ama yapmadık. 18 Tam aksine biz, hakkı batıl üzerine atarız da, batılın beynini parçalar. Bir de bakmışsın ki, batıl yok olmuş. (Allah'a) yakıştırmalarınızdan dolayı, veyl size. 19 Göklerde ve yerde olanların hepsi O’nundur. O’nun yanında olanlar O’na ibadet etmekten kibirlenmezler ve bıkmazlar da. 20 Ara vermeden gece gündüz tesbih ederler. 21 Yoksa yerden ilah edindiler de, onlar mı diriltecek? 22 Eğer göklerde ve yerde Allah'tan başka ilahlar olsaydı ikisi de bozulurdu. Arşın Rabbi olan Allah onların yakıştırmalarından uzaktır. 23 O (Allah) yaptığından sorulmaz. Onlar ise sorulurlar. 24 Yoksa O’ndan başka ilahlar mı edindiler? De ki: "Getirin delilinizi. İşte benimle olanların zikri ve benden öncekilerin zikri budur." Hayır, onların birçoğu hakkı bilmezler ve onlar (hakdan) yüz çevirirler. https://soundcloud.com/kuranikerimtefsiri/enbiya-suresi-1-24-tefsiri-ali-kucuk
Fri, 03 May 2024 - 58min - 1374 - Enbiya Suresi 25-45 Tefsiri Ali Kucuk N073 M021
ENBİYA SÛRESİ 25-45 MEALİ N073 M021 Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adı ile. 25 Senden önce gönderdiğimiz her Peygambere: "Benden başka ilah yoktur, bana ibadet edin" diye vahy ettik. 26 "Rahmân çocuk edindi" dediler. O (çocuk edinmekten) münezzehtir. Hayır, onlar ikram edilmiş kullardır. 27 Onun sözünün önüne geçemezler ve onun emriyle iş yaparlar. 28 Onların önünde ve arkasındakileri bilir. Allah'ın razı olduğundan başkasına şefaat edemezler. Onlar, O’nun korkusundan titrerler. 29 Onlardan kim: "Allah'ın dışında ben de ilahım" derse, işte onu cehennemle cezalandırırız. Zalimleri biz işte böyle cezalandırırız. 30 Göklerle yer bitişik iken, ikisini ayırdığımızı kâfirler görmediler mi? Ve biz, her canlı şeyi sudan yarattık. Hala iman etmeyecekler mi? 31 Onları sarsmasın diye yeryüzünde dağlar yarattık. Yol bulabilsinler diye orada geniş yollar yarattık. 32 Gökyüzünü korunmuş tavan olarak yarattık. Onlar ise gökyüzünün âyetlerinden yüz çeviriyorlar. 33 Geceyle gündüzü, Güneş’le Ay’ı yaratan O’dur. Her biri bir yörüngede yüzmektedir. 34 Senden önce hiçbir insana ebedilik vermedik. Sen ölünce onlar ebedi mi kalacaklar? 35 Her nefis ölümü tadacaktır. Biz, sizi şer ve hayırla imtihan ederiz. Ve bize döndürüleceksiniz. 36 Kâfirler seni gördüklerinde, "Sizin ilahlarınızı ağzına alan bu mu?" diye seni alaya alırlar. Halbuki onlar Rahmân'ın zikrini inkâr ediyorlar. 37 İnsan aceleden yaratılmıştır. Size âyetlerimi göstereceğim. Acele etmeyin. 38 "Eğer doğru söylüyorsanız, va'd (kıyamet) ne zaman?" derler. 39 Keşke kâfirler cehennem ateşini yüzlerinden ve sırtlarından savamayacaklarını ve de yardım olunmayacakları zamanı bir bilselerdi. 40 Hayır o, onlara ansızın gelecek ve onları şaşırtacak. Onların da onu geri çevirmeye gücü yetmeyecek ve onlara mühlet verilmeyecek. 41 And olsun ki senden önceki Peygamberlerle de alay edildi de, onlarla alay edenleri alay ettikleri kuşatıverdi. 42 De ki: "Gece ve gündüz Rahmân'dan sizi kim koruyabilir?" Hayır, onlar Rablerinin zikrinden yüz çeviriyorlar. 43 Yoksa onları bizden koruyacak ilahlar mı var? Onlar (ilahlar) kendilerine bile yardım etmezler. Ve onlar tarafımızdan sahip çıkılmazlar. 44 Evet, biz onları ve babalarını, ömürleri onlara uzun gelinceye kadar (uzun zaman) faydalandırdık. Bizim yeryüzüne gelip etrafından eksilttiğimizi görmüyorlar mı? Acaba galip gelen onlar mı? 45 De ki: "Ben sizi ancak vahiyle uyarıyorum. Sağırlar uyarıldıkları zaman çağrıyı duymaz.” https://soundcloud.com/kuranikerimtefsiri/enbiya-suresi-25-45-tefsiri-ali-kucuk
Fri, 03 May 2024 - 57min - 1373 - Enbiya Suresi 46-73 Tefsiri Ali Kucuk N073 M021
ENBİYA SÛRESİ 46-73 MEALİ N073 M021 Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adı ile. 46 Eğer Rabbinin azabından bir esinti onlara dokunsa; "Eyvah bize, biz gerçekten zalimlerden olduk..!" derler. 47 Kıyamete ait adalet terazilerini koyarız. Hiç bir kimseye hiç bir şeyle zulmedilmez. Eğer (yaptığı) hardal tanesi ağırlığında bile olsa, biz onu getiririz. Hesaba çekici olarak biz yeteriz. 48 And olsun, Musa'ya ve Harun'a, hak ile batılı ayıranı, mûttakilere bir ışık ve öğüt olanı (Tevrat'ı) indirdik. 49 Onlar (mûttakiler), görmeden Rablerinden korkarlar ve onlar kıyametten de korkarlar. 50 İşte bu (Kur’ân) indirdiğimiz mübarek bir zikirdir. Siz onu inkâr mı ediyorsunuz.? 51 And olsun ki daha önce de İbrahim'e rüşdünü (doğruyu bulma ilmini) vermiştik. Ve biz onu biliyorduk. 52 Hani o babasına ve kavmine "Şu ibadet edip durduğunuz heykeller nedir?" demişti. 53 Dediler ki: "Biz babalarımızı onlara ibadet yaparken bulduk." 54 (İbrahim): "Muhakkak siz ve babalarınız apaçık bir sapıklığın içindesiniz" dedi. 55 Dediler ki: "Sen bize hak ile mi geldin, yoksa şakacılardan mısın?" 56 (İbrahim) dedi ki: "Hayır, sizin Rabbiniz, göklerin ve yerin Rabbidir ki, onları (ilahlarınızı) da O yarattı. Ben de buna şahitlik edenlerdenim." 57 "Allah'a yemin olsun ki, siz dönüp gittikten sonra putlarınıza bir tuzak kuracağım." 58 Onları (putları) paramparça etti. Ancak, kendisine başvursunlar diye putların büyüğünü bıraktı. 59 Dediler ki: "Bunu ilahlarımıza kim yaptı? Şüphesiz o zalimlerdendir." 60 Dediler ki: "İşittik ki bir genç onları konuşuyordu. Ona İbrahim deniyor." 61 Dediler ki: "O halde onu insanların gözleri önüne getirin de şahit olsunlar." 62 Dediler ki: "İbrahim, bunu ilahlarımıza sen mi yaptın?" 63 (İbrahim): "Hayır, şu büyükleri yapmış, eğer konuşuyorlarsa onlara (kırılan ilahlara) sorun" dedi. 64 Kendilerine döndüler ve "şüphesiz siz zalimlersiniz" dediler. 65 Sonra başları üzerine çevrildiler ve "Sen de bilirsin ki bunlar konuşmaz" (dediler). 66 (İbrahim) "Allah'tan başka size hiçbir fayda ve zarar vermeyenlere mi ibadet ediyorsunuz?" dedi. 67 "Yuh size ve Allah'tan başka ibadet ettiklerinize! Akıl etmiyor musunuz?" 68 Dediler ki: "Onu yakın.! İlahlarınıza yardım edin. Eğer bir şey yapacaksanız." 69 Biz dedik: "Ey ateş, İbrahim'e serin ve selamet ol." 70 Ona tuzak kurmak istediler. Biz de, onları en fazla hüsrana uğrayanlar kıldık. 71 Onu (İbrahim'i) ve Lût'u alemler için mübarek kıldığımız yere (hicret ettirerek) kurtardık. 72 Ona İshak'ı bağışladık. Fazladan (torun) olarak Ya'kub'u (bağışladık.) Hepsini salihler kıldık. 73 Onları, emrimizle yol gösteren imamlar (önderler) kıldık. Onlara hayırlı işler yapmayı, namaz kılmayı ve zekât vermeyi vahyettik. Onlar bize ibadet edenlerdi. https://soundcloud.com/kuranikerimtefsiri/enbiya-suresi-46-73-tefsiri-ali-kucuk
Fri, 03 May 2024 - 58min - 1372 - Enbiya Suresi 74-88 Tefsiri Ali Kucuk N073 M021
ENBİYA SÛRESİ 74-88 MEALİ N073 M021 Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adı ile. 74 Lût'a da hükmü ve ilmi verdik. nu kötülükler yapan şehirden kurtardık. Şüphesiz onlar kötü, fasık bir kavm idiler. 75 Onu (Lût'u) rahmetimizin içine soktuk. Çünkü o salihlerdendi. 76 Daha önce dua ettiğinde Nuh'un da duasını kabul edip kendisini ve ailesini o büyük sıkıntıdan kurtarmıştık. 77 Ayetlerimizi yalanlayan kavme karşı, Ona (Nuh'a) yardım ettik. Onlar kötü bir kavim olmaları sebebiyle, onların hepsini suda boğduk. 78 Davud ve Süleyman'a da (bağışda bulunduk.) Hani o ikisi, o kavmin koyun sürüsünün girdiği ekin hakkında hüküm veriyorlardı. Biz de onların hükmüne şahittik. 79 Biz onu(n hükmünü) Süleyman'a anlattık. Her birine hüküm ve ilim verdik. Dağları ve kuşları Davud'un emrine verdik. Onunla beraber tesbih ediyorlardı. Bunları yapan bizdik. 80 Ona (Davud'a), savaşlarınızda sizi korusun diye, size elbise (zırh) yapma san'atını öğrettik. Siz şükrediyor musunuz? 81 Süleyman'a da rüzgârı (emrine) verdik. Süleyman'ın emriyle mübarek kıldığımız yere akar gider. Biz, her şeyi biliriz. 82 Şeytanlardan, onun (Süleyman) için denize dalan ve bundan başka işler yapanları (emrine verdik). Onları koruyan bizdik. 83 Rabbine "Bu dert bana dokundu. Sen merhamet edenlerin en merhametlisisin" diye dua ettiğinde Eyyub'a da (iyilik yaptık). 84 Biz onun duasını kabul ettik ve ondaki derdi giderdik. Ona katımızdan bir rahmet ve ibadet edenlere bir nasihat olarak, ailesini ve onlarla beraber bir mislini verdik. 85 İsmail, İdris ve ZülKifl'e de (Lütfettik). Hepsi sabredenlerdendir. 86 Onları rahmetimize soktuk. Şüphesiz onlar salihlerdendirler. 87 ZûnNun'a (Yunus'a) da (Lûtfettik). Hani o (kavmine) kızarak gitmişti ve bizim ona güç yetiremeyeceğimizi zannetmişti. (Balığın karnında) karanlıklar içinde: "Senden başka ilah yoktur. Seni tenzih ederim. Ben zalimlerden oldum" diye dua etmişti. 88 Onun (Yunus'un) duasını kabul ettik ve onu gam (ükeder) dan kurtardık. İşte mü'minleri biz böyle kurtarırız. https://soundcloud.com/kuranikerimtefsiri/enbiya-suresi-74-88-tefsiri-ali-kucuk
Fri, 03 May 2024 - 56min - 1371 - Enbiya Suresi 89-112 Tefsiri Ali Kucuk N073 M021
ENBİYA SÛRESİ 89-112 MEALİ N073 M021 Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adı ile. 89 Zekeriyya'ya da (Lûtfettik). Hani o Rabbine: "Rabbim, beni yalnız bırakma (bana çocuk ver). Varislerin en hayırlısı Sensin" diye dua etmişti. 90 Biz de onun duasını kabul ettik. Ona Yahya'yı bağışladık. Eşini de onun için (doğuma) elverişli kıldık. Gerçekten onlar hayırlara koşarlar, ümit ve korku içinde bize dua ederler ve bize karşı saygılı idiler. 91 Irzını koruyan (Meryem'e) de (Lütfettik) ona ruhumuzdan üfürdük. Onu ve oğlunu (İsa'yı) alemlere âyet kıldık. 92 Bir tek ümmet olarak işte bu sizin ümmetinizdir. Ben de sizin Rabbinizim. Yalnız Bana ibadet ediniz. 93 İşlerini aralarında parçaladılar (ayrılığa düştüler). Hepsi bize dönecekler. 94 Kim mü'min olarak salih amellerden işlerse çalışması boşa gitmez. Biz onun için yazarız. 95 Helak ettiğimiz ülke halkının (tevbe etmek için dünyaya) geri dönmesi mümkün değildir. 96 Ye'cüc ve Me'cüc (sedleri) açıldığında onlar her bir tepeden saldırırlar. 97 Gerçek va'd (kıyamet) yaklaştı. Kâfirlerin gözleri belerip kaldığında; "Yazıklar olsun bize, biz bundan gafil idik. Hayır biz kendimize zulmetmişiz." derler. 98 Siz ve Allah'tan başka ibadet ettikleriniz cehennem odunudur. Siz, o cehenneme varacaksınız. 99 Eğer onlar ilahlar olsaydılar, cehenneme girmezlerdi. Hepsi cehennemde ebedidirler. 100 Onlar için cehennemde inleme vardır. Onlar (sevindirici bir şey) işitmezler. 101 Bizden kendilerine iyilik geçmiş olanlar, işte onlar cehennemden uzaklaştırılmışlardır. 102 (Cennetlikler) Cehennemin cayırtısını işitmezler. Onlar canlarının istediği şeyler içinde ebedi kalırlar. 103 Büyük korku onları üzmez. Onları melekler: "Size va'd olunan gününüz işte budur" diyerek karşılarlar. 104 O gün biz, gökleri, kitapları dürer gibi düreriz. İlk yaratmaya başladığımız gibi onu tekrar döndürürüz. Bu üzerimize bir söz olarak. Muhakkak biz onu yapacağız. 105 Muhakkak zikir (Tevrat)den sonra Zebur'da da: "Yeryüzüne salih kullarım varis olacaktır" diye yazdık. 106 Şüphesiz bunda ibadet eden kavim için yeterli nasihat vardır. 107 Biz, Seni ancak, alemlere rahmet olarak gönderdik. 108 De ki: "İlahınız ancak bir tek ilahdır diye an bana vahy olunuyor. Siz Müslüman olacak mısınız?" 109 Eğer yüz çevirirlerse hemen söyle: "Ben size (ayırım yapmadan) eşit olarak bildirdim. Size va'dolunan (kıyamet) yakın mı, uzak mı ben de bilmiyorum. 110 Şüphesiz O, sizdeki açık olanı da bilir, gizlediğinizi de bilir. 111 Bilemem, belki de (cezanın geciktirilmesi) bir imtihandır. Ve bir zamana kadar faydalandırmadır.” 112 (Allah'ın Rasülü) dedi: "Rabbim, hak ile hükmet. Rabbimiz Rahmân'dır, sizin söylediklerinize karşı kendisinden yardım istenilendir.” https://soundcloud.com/kuranikerimtefsiri/enbiya-suresi-89-112-tefsiri-ali-kucuk
Fri, 03 May 2024 - 54min - 1370 - Ibrahim Suresi 1-9 Tefsiri Ali Kucuk N072 M014
İBRAHİM SÛRESİ 1-9 MEALİ N072 M014 Mekke devrinin son zamanlarında nazil oldu, 52 âyettir. İmandan, inkârdan, inkâr edenlerin azabından, İnkârcı önderlerle iman edenlerin söyleşilerinden, İnkârcı milletlerle mücadele eden peygamberlerden, namazın öneminden, sadakadan, Ka'be'nin emin yer oluşundan, çorak yerden, bereketli insanların gönderildiğinden bahseder. Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla. 1 Elif, Lam, Ra, Rablerinin izni ile; insanları karanlıklardan (kâfirlikten) nura (îmana), her şeye gücü yeten, övgüye layık olanın (Allah'ın) yoluna çıkarman için bu, sana indirdiğimiz bir kitaptır. 2 Öyle bir Allah ki, göklerde ve yerdekilerin hepsi Onundur. Çetin azaptan dolayı vay kâfirlerin haline! 3 Onlar ki, dünya hayatını âhiret hayatından daha çok severler. Allah'ın yolundan alıkoyarlar ve onun eğrilmesini isterler. İşte onlar çok uzak bir sapıklığın içindedirler. 4 Biz, her peygamberi kavminin diliyle gönderdik, ki onlara açıklasın. Allah dilediğini saptırır dilediğini hidâyette kılar. O, aziz'dir, hakim'dir. 5 Biz Musa'yı "kavmini karanlıklardan aydınlığa çıkar ve Allah'ın günlerini hatırlat" diye peygamber olarak âyetlerimizle gönderdik. Şüphesiz bunda sabreden ve çok şükreden herkes için âyetler vardır. 6 Hani Musa, kavmine: "Allah'ın size olan nimetini hatırlayın. O sizi Firavun ailesinden kurtarmıştı. Onlar, size azabın en kötüsünü tattırıyorlar, oğullarınızı kesiyorlar, kızlarınızı sağ bırakıyorlardı. İşte bunda Rabbinizden size büyük bir imtihan vardır." demişti. 7 Yine hatırlayın ki, Rabbiniz size şöyle bildirmişti: "Eğer şükrederseniz ben de size (nimetimi) artıracağım. Eğer inkâr ederseniz, şüphesiz azabım şiddetlidir." 8 Musa dedi ki: "Siz ve yeryüzündekilerin hepsi inkâr etseniz de, şüphesiz Allah zengindir (sizin şükrünüze ihtiyacı yoktur), öğülmüştür. (sizin) hamdinize ihtiyacı yoktur). 9 Sizden önceki Nuh kavminin, Âd'ın ve Semud'un, onlardan sonrakilerin haberi size gelmedi mi? Onları Allah'tan başka kimse bilmez. Onlara peygamberleri delillerle geldiler de, onlar (öfkelerinden) ellerini ağızlarına götürdüler ve: "Biz, sizin kendisiyle gönderildiğiniz şeyi inkâr ettik ve biz, sizin bizi kendisine çağırdığınız şeyden şüphe içindeyiz" dediler. https://soundcloud.com/kuranikerimtefsiri/ibrahim-suresi-1-9-tefsiri-ali-kucuk
Sat, 20 Apr 2024 - 59min - 1369 - Ibrahim Suresi 10-21 Tefsiri Ali Kucuk N072 M014
İBRAHİM SÛRESİ 10-21 MEALİ N072 M014 Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla. 10 Peygamberleri dediler ki: "Gökleri ve yeri yaratan Allah hakkında şüphemi var? O, sizin günahlarınızı afvetmek ve sizi belirli bir zamana kadar tehir etmek için çağırıyor." (kâfirler) dediler: "Siz, bizim gibi bir insansınız; babalarımızın tapındıklarından bizi alıkoymak istiyorsunuz. O halde bize apaçık bir delil getirin." 11 Peygamberleri onlara dediler ki: "Biz de sizin gibi insanız. Ancak Allah kullarından dilediğine iyilik yapar. Allah'ın izni olmadan bizim size bir delil getirmemize imkan yoktur. İman edenler yalnız Allah'a tevekkül etsinler." 12 "O, bize yollarımızı gösterdiği halde biz niçin Allah'a tevekkül etmeyelim? Elbette biz, sizin bize yaptığınız eziyetlere sabredeceğiz. Tevekkül edenler, yalnız Allah'a tevekkül etsinler." 13 Kâfirler, Peygamberlerine dediler ki: "Elbette sizi yurdumuzdan çıkaracağız veya siz bizim dinimize geri döneceksiniz." Rableri onlara (Peygamberlere) şöyle vahyetti: "Elbette biz, zalimleri helâk edeceğiz. 14 "Onlardan (kâfirlerden) sonra bu yurda, elbette sizi yerleştireceğiz. İşte bu, benim makamımdan korkan ve vaid (azab)ımdan korkanlar içindir." 15 (kâfirlere karşı) Fetih istediler. (sonunda) Her inatçı zorba zarara uğradı. 16 Arkasından cehennem vardır. İrin suyundan sulanır. 17 O’nu zorla yudumlamaya çalışır, fakat neredeyse boğazından geçiremeyecek. Her yandan ona ölüm gelecek fakat o, asla ölmeyecek. O’nun arkasından da büyük bir azap vardır. 18 Kâfirlerin amelleri, fırtınalı bir günde rüzgârın savurduğu küle benzer. Kazandıklarından hiç bir şeye güçleri yetmez. İşte bu, uzak bir sapıklığın ta kendisidir. 19 Görmedin mi ki, Allah gökleri ve yeri hak ile yarattı. Dilerse sizi götürür ve yepyeni bir halk getirir. 20 Bu, Allah için zor değildir. 21 (Ahirette) Hepsi Allah'ın huzuruna çıkarlar. Zayıflar, müstekbir (kendini büyük gören önder)'lere: "Biz, size uymuştuk. Şimdi Allah'ın azabından bir şeyi bizden giderebilir misiniz?" derler. https://soundcloud.com/kuranikerimtefsiri/ibrahim-suresi-10-21-tefsiri-ali-kucuk
Sat, 20 Apr 2024 - 58min - 1368 - Ibrahim Suresi 22-34 Tefsiri Ali Kucuk N072 M014
İBRAHİM SÛRESİ 22-34 MEALİ N072 M014 Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla. 22 İş olup bitince şeytan der ki: "Allah size hakkı va'detti, ben de size va'dettim ve size yalancı çıktım. Benim sizin üzerinizde otoritem yoktu. Ancak ben sizi davet ettim, siz de hemen çağrımı kabul ettiniz. O halde beni ayıplamayın, kendinizi ayıplayın. Ben sizi kurtaramam, siz de beni kurtaramazsınız. Daha önce, beni Allah'a ortak koşmanızı da kabul etmemiştim. Şüphesiz o zalimler için acıklı bir azap vardır. 23 İman edip, ameli salih işleyenler, Rablerinin izniyle orada ebedi kalmak üzere altından ırmaklar akan cennetlere girdirilirler. Orada selâmlaşmaları "Selâm" (sözü) iledir. 24 Görmedin mi Allah nasıl bir benzetme yaptı? Güzel bir kelime, kökü (yerde) sabit, dalları gökte bir ağaca benzer. 25 Rabbinin izniyle meyvesini her zaman verir. Öğüt alırlar diye Allah insanlara misaller verir. 26 Kötü kelimenin durumu da, topraktan koparılmış kararı olmayan kötü ağaç gibidir. 27 Allah, iman edenleri dünya hayatında da, âhirette de sabit bir söz üzerinde tutar. Zalimleri sapıtır ve Allah dilediğini yapar. 28 Allah'ın nimetini(imanı) küfürle değiştiren, kavimlerini de helâk yurduna yerleştirenleri görmedin mi? 29 Yaslanacakları cehenneme (yerleştirdiler) O, ne kötü bir duraktır. 30 O’nun yolundan saptırmak için Allah'a ortak koştular. De ki: "Faydalanın (bakalım) sonunda dönüş yeriniz ateşedir." 31 İman eden kullarıma söyle: "Kendisinde alışverişin ve dostluğun olmadığı (âhiret) günü gelmeden önce namazı kılsınlar, kendilerine rızk olarak verdiklerimizden gizli ve açık olarak infak etsinler." 32 Allah, gökleri ve yeri yaratan, gökyüzünden su indiren, o su ile size rızk olması için meyveler çıkaran, Allah'ın emriyle denizde akıp gitmesi için gemiyi emrinize veren, ırmakları emrinize verendir. 33 (Görevlerini) Sürekli olarak yerine getiren Güneş’i ve Ay’ı emrinize veren, geceyle gündüzü emrinize amade kılandır (Allah). 34 O’ndan istediğiniz her şeyin bir kısmını size verdi. Eğer Allah'ın nimetini saymak isteseniz sayamazsınız. İnsan çok zulmeden, çok inkâr edendir. https://soundcloud.com/kuranikerimtefsiri/ibrahim-suresi-22-34-tefsiri-ali-kucuk
Sat, 20 Apr 2024 - 59min - 1367 - Ibrahim Suresi 35-52 Tefsiri Ali Kucuk N072 M014
İBRAHİM SÛRESİ 35-52 MEALİ N072 M014 Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla. 35 Hani İbrahim şöyle demişti: "Rabbim, şu beldeyi (Mekke'yi) güvenli kıl. Beni ve çocuklarımı putlara tapmaktan uzak tut." 36 "Rabbim, onlar, insanlardan bir çoğunu sapıttılar. Kim bana uyarsa bendendir. Kim de bana isyan ederse, şüphesiz sen bağışlayansın, esirgeyensin." 37 "Rabbimiz, ben neslimden bir kısmını korunmuş evinin (Ka'be'nin) yanında, ekin bitmeyen bir vadiye yerleştirdim. Rabbimiz, namazı kılsınlar diye (oraya yerleştirdim). Sen de insanlardan bir kısmının gönüllerini onlara meyleder kıl. Onları meyvelerle rızklandır, umulur ki şükrederler.” 38 "Rabbimiz, sen bizim gizlediğimizi de açıkladığımızı da bilirsin. Yeryüzünde ve göklerde hiçbir şey Allah'a gizli kalmaz." 39 "İhtiyarlığıma rağmen bana İsmail'i ve İshak'ı hediye eden Allah'a hamd olsun şüphesiz Rabbim duayı işitendir (kabul edendir).” 40 "Rabbim, beni ve neslimden olanları, namazı dosdoğru kılanlardan eyle. Rabbimiz, duamı kabul eyle.” 41 “Rabbimiz, hesabın görüleceği günde beni, anne ve babamı ve bütün müminleri bağışla.” 42 Zalimlerin yaptığından Allah'ı gafil zannetme. Ancak onları(n azabını) gözlerin belerip kalacağı bir güne erteliyor. 43 (O gün) başlarını dikerek koşarlar. Gözleri kendilerine bile dönmez. Kalpleri ise bomboştur. 44 İnsanları kendilerine gelecek günün azabından sakındır ki, (o gün) zalimler şöyle derler: "Rabbimiz, bizi yakın bir zamana kadar geciktir de, senin da'vetine katılalım ve Peygamberlere uyalım." (onlara) "Daha önce sizin için zeval yoktur diye yemin etmiyor muydunuz" (denir). 45 Kendilerine zulmedenlerin yurtlarına yerleştiniz. Onlara neler yaptığımız sizin için ortaya çıktı. Sizin için örnekler verdik. 46 Onlar, tuzaklarını kurmuşlardı. Onların tuzakları dağları yerinden oynatacak olsa bile, onların tuzakları Allah'ın katındadır. 47 Sakın, Allah'ı Peygamberlerine olan va'dinden döner sanma. Şüphesiz Allah aziz'dir, intikam sahibidir. 48 O gün yer, başka bir yer, gökler de (başka göklere) değiştirilir. Her şeye galip gelen bir Allah'ın huzurunda toplanırlar. 49 Suçluları o gün, birbirlerine yaklaştırılmış, zincire vurulmuş olarak görürsün. 50 Gömlekleri (kaynamış) katrandandır. Yüzlerini de ateş bürümüştür. 51 Allah, herkese kazandığının karşılığını vermek için (böyle yapar) şüphesiz Allah, hesabı çabuk görendir. 52 İşte bu (Kur’ân) insanlara bir tebliğdir. Bununla sakındırılsınlar, ancak O’nun bir tek ilâh olduğunu bilsinler ve akıl sahipleri öğüt alsınlar için (indirilmiş) tir. https://soundcloud.com/kuranikerimtefsiri/ibrahim-suresi-35-52-tefsiri-ali-kucuk
Sat, 20 Apr 2024 - 57min - 1366 - Yasin Suresi 28-58 - Ali KucukMon, 10 Apr 2023 - 56min
- 1365 - Yasin Suresi 59-83 - Ali KucukMon, 10 Apr 2023 - 52min
- 1364 - Yusuf Suresi Tefsir ( 101-105 ) 13.Bölüm - Ali KucukMon, 10 Apr 2023 - 39min
- 1363 - Yusuf Suresi Tefsir ( 106-111 ) 14.Bölüm - Ali KucukMon, 10 Apr 2023 - 37min
- 1362 - Yusuf Suresi Tefsir ( 36-41 ) 6.Bölüm - Ali KucukMon, 10 Apr 2023 - 31min
- 1361 - Yusuf Suresi Tefsir ( 6-14 ) 2.Bölüm - Ali KucukMon, 10 Apr 2023 - 31min
- 1360 - Yusuf Suresi Tefsir ( 83-90 ) 11.Bölüm - Ali KucukMon, 10 Apr 2023 - 35min
- 1359 - A024 Ali Küçük - Bakara Suresi 106-112. Ayetler TefsiriSun, 09 Apr 2023 - 55min
- 1358 - A025 Ali Küçük - Bakara Suresi 113-115. Ayetler TefsiriSun, 09 Apr 2023 - 56min
- 1357 - A026 Ali Küçük - Bakara Suresi 116-119. Ayetler TefsiriSun, 09 Apr 2023 - 42min
- 1356 - A027 Ali Küçük - Bakara Suresi 120-124. Ayetler TefsiriSun, 09 Apr 2023 - 50min
- 1355 - A028 Ali Küçük - Bakara Suresi 125-129. Ayetler TefsiriSun, 09 Apr 2023 - 54min
- 1354 - A029 Ali Küçük - Bakara Suresi 130-134. Ayetler TefsiriSun, 09 Apr 2023 - 54min
- 1353 - A030 Ali Küçük - Bakara Suresi 135-142. Ayetler TefsiriSun, 09 Apr 2023 - 52min
- 1352 - A031 Ali Küçük - Bakara Suresi 143-151. Ayetler TefsiriSun, 09 Apr 2023 - 53min
- 1351 - A032 Ali Küçük - Bakara Suresi 152-158. Ayetler TefsiriSun, 09 Apr 2023 - 55min
- 1350 - A033 Ali Küçük - Bakara Suresi 159-166. Ayetler TefsiriSun, 09 Apr 2023 - 56min
- 1349 - A023 Ali Küçük - Bakara Suresi 102-105. Ayetler Tefsiri
#A023 BAKARA SÜRESİ 102-105 Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla 102 Onlar, şeytanların Süleyman'ın mülkü aleyhinde uydurduklarına uydular. Halbuki Süleyman küfretmedi, ancak şeytanlar küfrettiler. Onlar, insanlara sihri ve Babil' deki Harut ve Marut adlı iki meleğe indirileni öğretiyorlardı. Halbuki o iki melek "Biz ancak fitneyiz sakın küfretme" demeden hiç kimseye öğretmezlerdi. O ikisinden karı ile koca arasını açacak şeyleri öğreniyorlardı. Halbuki Allah'ın izni olmadan kimseye zarar veremezlerdi. Onlara fayda ve zarar vermeyen şeyleri öğreniyorlardı. And olsun onlar onu (sihri) satın alanın âhirette hiç bir nasibi olmadığını biliyorlardı. Karşılığında kendilerini sattıkları şeyin ne kadar kötü olduğunu keşke bir bilselerdi. 103 Eğer onlar iman edip sakınmış olsalardı, Allah katındaki sevap daha hayırlı olurdu. Keşke bunu bilselerdi. 104 Ey iman edenler, (kötü mâ'nâya çekilebilen) "Râinâ" demeyin de, ('Bizi gözet' gibi tek mânâya gelebilen) "Ünzurnâ" deyin. Ve dinleyin. Kâfirler için acıklı bir azap vardır. 105 Rabbinizden sizin üzerinize bir hayır indirilmesini, kitap ehlinden olan kâfirler, müşrikler istemezler. Allah ise rahmetini dilediğine verir. Allah büyük lütuf sahibidir.
Sun, 09 Apr 2023 - 57min - 1348 - A024 Ali Küçük - Bakara Suresi 106-112. Ayetler Tefsiri
#A024 BAKARA SÜRESİ 106-112 Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla 106 Biz bir âyetin hükmünü değiştirir veya unutturursak, ondan. Daha hayırlısını veya benzerini getiririz. Bilmez misiniz ki, Allah her şeye kadirdir. 107 Bilmez misiniz ki, göklerin ve yerin mülkü Allah'a aittir ve size Allah'tan başka ne bir dost ne de bir yardımcı vardır. 108 Yoksa siz, daha önce Musa'nın sorguya çekildiği gibi rasulünüzü sorguya mı çekmek istiyorsunuz? Kim imanı küfürle değişirse, o dosdoğru yoldan sapmış olur. 109 Ehli kitaptan çoğu, gerçek kendilerine açıklandıktan sonra nefislerindeki haset nedeniyle sizi imandan sonra küfre çevirmek isterler. Fakat size Allah'ın emri gelinceye kadar onları bırakın ve afvedin. Şüphesiz Allah her şeye kadirdir. 110 Namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin. Kendiniz için önceden hayır olarak neyi takdim ederseniz, Allah katında onu bulacaksınız. Şüphesiz Allah yaptıklarınızı görüyor. 111 Yahudi ve Hıristiyan olanlardan başkası Cennete giremeyecek dediler. Bu onların kuruntularıdır. Onlara söyle: "Doğru iseniz haydi delilinizi getirin." 112 Hayır, kim muhsin olarak (Allah'ı görmediği halde görür gibi) yüzünü Allah'a teslim ederse, işte ona Rabbi katında ecir vardır. Onlar için korku yoktur ve onlar mahzun da olmazlar. https://soundcloud.com/kuranikerimtefsiri/a024-ali-kuecuek-bakara-1
Sun, 09 Apr 2023 - 55min - 1347 - A025 Ali Küçük - Bakara Suresi 113-115. Ayetler Tefsiri
#A025 BAKARA SÜRESİ 113-115 Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla 113 Yahudiler: "Hıristiyanlar bir şey üzere değildir" dediler. Hıristiyanlar da: "Yahudiler bir şey üzere değildir" dediler. Oysa hepsi de kitap okuyor. İlmi olmayanlar da onların söylediklerinin benzerini söylediler. Artık ihtilafa düştükleri bu şeyde kıyamet gününde Allah hükmünü verecektir. 114 Allah'ın mescidlerinde, O’nun ismini zikirden alıkoyan ve oraların yıkılmasına koşandan daha zalim kim vardır?. Onlar oraya ancak korkarak girerler. Onlar için dünyada rüsvaylık, âhirette de büyük bir azap vardır. 115 Doğu da, batı da Allah'ındır. Her nereye dönerseniz Allah'ın vechi (kıblesi) orasıdır. Şüphesiz Allah her şeyi kuşatan her şeyi bilendir. https://soundcloud.com/kuranikerimtefsiri/a025-ali-kuecuek-bakara-suresi
Sun, 09 Apr 2023 - 56min - 1346 - A026 Ali Küçük - Bakara Suresi 116-119. Ayetler Tefsiri
#A026 BAKARA SÜRESİ 116-119 Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla 116 (O zalimler): "Allah çocuk edindi" dediler. O (bu tür noksanlardan) münezzehtir. Bilakis göklerde ve yerdekiler de O’nundur. Hepsi O’na itaat eder. 117 Göklerin ve yerin yaratıcısıdır. O, bir işe hükmetti mi, onun için yalnızca "Ol" der, o da oluverir. 118 Bilgisizler: "Allah bizimle konuşsa veya bize bir âyet getirseydi ya" dediler. Onlardan öncekiler de işte böyle tıpkı onların dediği gibi demişti. Kalpleri birbirine benzedi. Kesinlikle inananlar için biz âyetleri apaçık gösterdik. 119 Şüphesiz Biz Seni müjdeci ve korkutucu olarak, hak (Kur'ân)'la gönderdik. Ve Sen Cehennemliklerden sorumlu değilsin. https://soundcloud.com/kuranikerimtefsiri/a026-ali-kuecuek-bakara-1
Sun, 09 Apr 2023 - 42min - 1345 - A027 Ali Küçük - Bakara Suresi 120-124. Ayetler Tefsiri
#A027 BAKARA SÜRESİ 120-124 Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla 120 Sen onların dinine uymadıkça, ne Yahudiler ne de Hıristiyanlar asla Senden hoşnut olmazlar. De ki: "Gerçekten doğru yol, Allah'ın yoludur." Sana gelen bu ilimden sonra onların arzularına uyarsan, Sana Allah'tan ne bir dost ne de bir yardımcı vardır. 121 Kendilerine kitap verdiğimiz kimseler, onun hakkını vererek okurlar. İşte onlardır ona iman edenler. Kim ona küfrederse, onlar zarara uğrayanların tâ kendileridir. 122 Ey İsrail oğulları, size verdiğim nimetimi ve sizi âlemlere üstün kıldığımı hatırlayın. 123 Hiç bir kimsenin hiç bir kimse adına ödeme yapamayacağı, hiç bir kimseden fidye kabul edilmeyeceği ve hiç bir kimseden de şefaat kabul edilmeyeceği o günden sakının! 124 Hani İbrahim'i, Rabbi birtakım kelimelerle imtihan etmişti de, o da bunları tam olarak yerine getirince Allah da: "Ben Seni bütün insanlara imam (lider) yapacağım" demişti. İbrahim de: (Yarab) neslimden de (imamlar önderler çıkar) deyince (Allah): "zalimler ahdime (o imamlığa) erişemezler" buyurdu.
Sun, 09 Apr 2023 - 50min - 1344 - A028 Ali Küçük - Bakara Suresi 125-129. Ayetler Tefsiri
#A028 BAKARA SÜRESİ 125-129 Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla 125 Hani Biz “Beyti (Kâbe)'yi insanlar için sevap kazanma ve güvenlik yeri kılmıştık. İbrahim'in makamından namaz kılacak yer edinin." İbrahim'le İsmail'e de; "Beytimi (Kâbe)'yi, tavaf edenler, i'tikafa girenler, ruku ve secde edenler için temizleyin" diye emir vermiştik. 126 Hani İbrahim: "Rabbim, burasını güvenli bir belde kıl ve halkından Allah'a ve ahiret gününe inananları çeşitli ürünlerle rızklandır" demişti. (Allah da) "Küfredeni dahi az bir zaman faydalandıracağım, sonra onu ateşin azabına uğramak zorunda bırakacağım. O ne kötü bir dönüştür” demişti. 127 Hani İbrahim Beyt'in temellerini (oğlu) İsmail'le yükseltirken "Ey Rabbimiz, bizden kabul buyur. Şüphesiz Sen işiten ve bilensin" (demişlerdi). 128 "Ey Rabbimiz, bizi sana itaat eden iki Müslüman kıl ve neslimizden Sana itaat eden Müslüman bir ümmet (getir). Bize (Hacda) ibadet yerlerini göster ve tevbelerimizi kabul et. Sen tevbeleri hakkıyla kabul eden ve hakkıyla esirgeyensin." 129 "Ey Rabbimiz, onlara içlerinden bir rasül gönder ki, o Senin âyetlerini okusun, onlara kitabı ve hikmeti öğretsin ve onları iyice temizlesin. Şüphesiz Sen Aziz'sin, Hakim'sin."
Sun, 09 Apr 2023 - 54min - 1343 - A029 Ali Küçük - Bakara Suresi 130-134. Ayetler Tefsiri
#A029 BAKARA SÜRESİ 130-134 Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla 130 İbrahim'in dininden ancak kendini bilmeyen yüz çevirir. And olsun biz onu dünyada seçtik ve âhirette de salihlerdendir. 131 Çünkü Rabbi ona "Teslim ol" dediğinde o: "Alemlerin Rabbi'ne teslim oldum" demişti. 132 İbrahim bunu oğullarına vasiyet etti. Yakup da: "Oğullarım, şüphesiz Allah bu dini size seçti. O halde siz de Müslüman olarak can verin" (dedi). 133 Yoksa siz Yakub'un ölümü esnasında yanında mı idiniz? Hani: "Benden sonra kime ibadet edeceksiniz?" demişti de oğulları: "Senin ilâhına ve senin ataların İbrahim, İsmail, İshak'ın ilâhı olan tek ilâha ibadet edeceğiz. Ve biz Ona teslim olmuşuz." demişlerdi. 134 Onlar bir ümmetti geçti gitti. Onların kazandığı onlara, sizin kazandığınız da sizedir ve siz onların yaptıklarından sorumlu tutulmayacaksınız.
Sun, 09 Apr 2023 - 54min - 1342 - A030 Ali Küçük - Bakara Suresi 135-142. Ayetler Tefsiri
#A30 BAKARA SÜRESİ 135-142 Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla 135 "Yahudi veya Hıristiyan olun ki, doğru yolu bulasınız" dediler. De ki: "Hayır, biz tek Allah'a inanan ve müşriklerden olmayan İbrahim'in dinine tabi oluruz." 136 "Biz, Allah'a, bize indirilene, İbrahim, İsmail, İshak, Yakup ve torunlarına indirilene, Musa ve İsa'ya verilen ile nebilere Rablerinden verilene iman ettik. Onlar arasında ayırım yapmayız. Ve biz O’na teslim olmuşuz" deyin. 137 Şayet onlar sizin inandığınız gibi inanmış olsalardı doğru yolu bulurlardı. Eğer yüz çevirirlerse, şüphesiz onlar bir ayrılık içindedirler. Onlara karşı Allah Sana kâfidir. O işitendir, bilendir. 138 Allah'ın boyasıyla boyanınız. Allah'tan daha güzel boyası olan kim var? Biz ancak O’na ibadet edenleriz. 139 De ki: O sizin de bizim de Rabbimiz olduğu halde Allah hakkında bizimle çekişiyor musunuz? Bizim yaptıklarımız bize, sizin yaptıklarınız sizedir. Ve biz, samimiyetle O’na bağlanmışızdır. 140 Yoksa siz, İbrahim, İsmail, İshak, Yakup ve torunlarının Yahudi veya Hıristiyan olduklarını mı söylüyorsunuz? De ki: "Siz mi, yoksa Allah mı daha iyi bilir? Allah tarafından bildirilen bir şeyi gizleyenden daha zalim kim vardır? Ve Allah yaptıklarınızdan gafil değildir." 141 Onlar bir ümmetti geçti gitti. Onların kazandığı onlara, sizin kazandığınız da sizedir. Ve siz onların yaptıklarından sorumlu tutulmayacaksınız. 142 İnsanlardan bir kısım beyinsizler: "Onları üzerinde bulundukları kıbleden çeviren ne?" diyecekler. De ki: "Doğu da, batı da Allah'ındır. Dilediğini doğru yola iletir."
Sun, 09 Apr 2023 - 52min - 1341 - A031 Ali Küçük - Bakara Suresi 143-151. Ayetler Tefsiri
#A31 BAKARA SÜRESİ 143-151 Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla 143 Böylece sizi insanlara karşı (her türlü aşırılıktan uzak) orta (yolu izleyen, adil) bir ümmet kıldık ki insanlara karşı (doğruluğun) şahitleri olasınız ve rasül de size şahit olsun. Sen'in üzerinde bulunduğun Kâbe'yi kıble yapmamız, rasüle uyanlarla iki topuğu üzerine geri dönenleri ayırdetmek içindir. Şüphesiz bu büyük (bir olay)'tür. Ancak Allah'ın kendilerini doğru yola ilettiği kişilere (büyük ve ağır) değildir. Allah imanınızı boşa çıkarmaz. Şüphesiz Allah insanlara şefkat eden ve esirgeyendir. 144 Biz sen'in yüzünü göğe doğru çevirdiğini görüyoruz. Elbet Biz seni hoşnut olacağın kıbleye çevireceğiz. Artık yüzünü Mescidi Haram tarafına çevir. Her nerede olursanız yüzünüzü onun tarafına çeviriniz. Kendilerine kitap verilenler bunun Rablerinden bir gerçek (hak) olduğunu bilirler. Allah yaptığınız şeylerden gafil değildir. 145 Kendilerine kitap verilenlere, sen bütün delilleri getirsen sen'in kıblene tabi olmazlar. Sen de onların kıblesine tabi olmazsın. Onların bir kısmı diğer kısmının kıblesine tabi olucu değildir. And olsun Sana gelen ilimden sonra onların heveslerine uyarsan, Sende o takdirde zalimlerden olursun. 146 Kendilerine kitap verdiklerimiz onu (Muhammed'i) kendi çocuklarını tanıdıkları gibi tanırlar. Buna rağmen içlerinden bir kısmı, bile bile gerçeği gizlerler. 147 Gerçek Rabbin'dendir. Sakın tereddüt edenlerden olma. 148 Herkesin kendisine yüz çevirdiği bir yönü vardır. O halde hayırlarda yarışınız. Her nerede olursanız Allah sizi bir araya getirir. Şüphesiz Allah her şeye gücü yetendir. 149 Her nereden çıkarsan çık, (namazda) yüzünü Mescidi Haram tarafına çevir. Şüphesiz bu Rabbi'nden bir gerçektir. Allah yaptıklarınızdan gâfil değildir. 150 Her nereden çıkarsan (namaz da) yüzünü Mescidi Haram tarafına çevir. İnsanlardan zulmedenlerin dışında kalanlara, sizin aleyhinize delil olmaması için her nerede olursanız yüzünüzü onun tarafına çeviriniz. İnsanlardan korkmayınız, Benden korkunuz da size olan nimetimi tamamlayayım. Umulur ki, hidayete erersiniz. 151 Nitekim size, sizin aranızdan, âyetlerimizi okuyacak, sizi arıtacak, size kitap ve hikmeti öğretecek ve size bilmediklerinizi öğretecek bir rasül gönderdik.
Sun, 09 Apr 2023 - 53min - 1330 - Nahl Suresi 1-16 Tefsiri - Ali Kucuk
*16 NAHL SÛRESİ 1-16 N070 M016 Mekke'nin sonlarına doğru nazil olmuştur, 128 âyettir. Bal arısı anlamına gelen "Nahl" sûresi diye isimlendirilmiştir. Sûrede; arının dahi balını Rabbinin vahyi ile yaptığından, yaratılan ve yaratıacaklardan bahseder. Ayrıca Kur’ân ehline dikkatimizi çeker. Sözleşmelere ve yeminlere bağlı kalmamız emredilir. Kara ve deniz ürünlerine dikkatimizi çeker ve bunları da Allah'ın yarattığı vurgulanır. Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla. 1 Allah'ın (müminlere zafer,kâfirlere azab) emri geldi. Artık onu acele istemeyin. Allah, onların ortak koştuklarından uzaktır. 2 Kullarından dilediğine kendi emrinden bir ruh (vahiy) ile Melekleri indirir. “Benden başka İlah yoktur, benden sakının diye uyarınız”(der) 3 Gökleri ve yeri hak ile yarattı. O, onların (müşriklerin) ortak koştuklarından yücedir. 4 İnsanı nutfe (meni) den yarattı. Bir de bakarsın o, açık bir hasım kesilmiş. 5 Davarları da yarattı. Sizin için onlarda ısınmanızı sağlayan şeyler ve daha bir çok faydalar vardır. Onlardan bir kısmını da yersiniz. 6 Akşam getirirken, sabah salıverirken sizin için bir güzellik vardır. 7 Canlarınızın yarısı tükenmeden varamayacağınız ülkelere ağırlıklarınızı taşırlar. Şüphesiz Rabbiniz çok şefkatli ve çok merhametlidir. 8 Atları, katırları ve merkepleri siz binesiniz ve ziynetlenesiniz diye (yarattı). Daha bilmediklerinizi de yaratır. 9 Doğru yolu bildirmek Allah'a aittir. Ondan sapan da var. Eğer Allah dileseydi sizin hepinizi hidâyete erdirirdi. 10 Gökyüzünden size suyu indiren O’dur. Sizin için onda içecek var ve ondan içinde (hayvanlarınızı) otlattığınız ağaçlar vardır. 11 O su ile sizin için ekin, zeytin, hurmalıklar, üzümler ve her çeşit meyveler bitirir. Düşünen toplum için bunda ibret vardır. 12 Geceyi, gündüzü, güneşi ve ayı emrinize amade kıldı. Yıldızlar da onun emriyle boyun eğdirilmişlerdir. Aklı başında olanlar için bunda ibretler vardır. 13 Sizin için yeryüzünde çeşitli renklerdekileri de yarattı (emrinize verdi), şüphesiz öğüt alan toplum için bunda ibret vardır. 14 Ondan, taze et yemeniz ve ondan, giyeceğiniz süs eşyasını çıkarmanız için denizi (emrinize) müsahhar kılan Odur. O denizi yararak giden gemiler görüyorsun. Bütün bunlar Allah’ın Lütfundan aramanız ve şükretmeniz içindir. 15 Sizi sarsmasın diye yeryüzüne dağları bıraktı, nehirleri ve yolları bıraktı ki, yolunuzu bulasınız. 16 Alametler (yarattı). Onlar yıldızlarla da yolları bulurlar. https://soundcloud.com/kuranikerimtefsiri/nahl-suresi-1-16-tefsiri https://soundcloud.com/kuranikerimtefsiri/sets/nahl-suresi-tefsiri-ali-kucuk
Sun, 14 Apr 2024 - 58min - 1329 - Nahl Suresi 103-115 Tefsiri - Ali Kucuk
*16 NAHL SÛRESİ 103-115 N070 M016 Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla. 103 Onların: "Ona (Muhammed’e) bir insan öğretiyor" dediklerini biliyoruz. O kendisine saptıklarının (Muhammed'e öğretiyor dedikleri insanın) dili yabancıdır. Bu (Kur’ân) ise apaçık Arapça’dır. 104 Allah'ın âyetlerine iman etmeyenleri Allah hidâyete erdirmez ve onlar için acıklı azap vardır. 105 Ancak Allah'ın âyetlerine iman etmeyenler yalan uydururlar. İşte onlar yalancıların ta kendisidirler. 106 Kim imanından sonra Allah'ı inkâr ederse ve göğsünü küfre açarsa, Allah'tan bir gazab onların üzerinedir ve onlar için büyük bir azap vardır. Ancak kalbi imanla mutmain iken, İnkâra zorlananlar (kalbi imanlı iken diliyle inkâr edenler) hariç. 107 Bu, onların dünya hayatını âhiretten daha fazla sevmeleri sebebiyledir. Allah kâfir kavme hidâyet vermez. 108 İşte onlar öyle kimselerdir ki, Allah onların kalpleri, kulakları ve gözleri üzerine mühür vurmuştur ve onlar gafillerin ta kendileridir. 109 Şüphesiz onlar âhirette hüsrana uğrayacakların ta kendisidirler. 110 Sonra şüphesiz Rabbin, işkenceye uğratıldıktan sonra hicret eden, sonra cihat edip sabredenlerin yanındadır. Şüphesiz Rabbin bunlardan sonra ğafur'dur, rahîm'dir. 111 O gün herkes kendi canını kurtarmak üzere gelir. Herkese yaptığının karşılığı verilir ve onlara haksızlık yapılmaz. 112 Allah size güven içinde, huzurlu, rızkı her yerde bolca, ona gelen bir şehri örnek olarak anlattı. (O şehir halkı) Allah'ın nimetlerine karşı nankörlük etti de Allah onlara yaptıklarından dolayı açlık ve korkuyu tattırdı. 113 Şüphesiz onlara onlardan bir peygamber geldi, onu yalanladılar. Bunun üzerine onlar zalimler iken azap onları yakalayıverdi. 114 Allah'ın size verdiği rızktan helâl ve temiz olarak yiyiniz. Eğer ancak ona ibadet ediyorsanız Allah'ın nimetine şükrediniz. 115 Size ancak ölüyü, kanı, domuz etini, Allah'tan başkası için kesileni haram kıldı. Kim (yemeye) mecbur kalırsa (başkasının hakkına) saldırmadan, haddi aşmadan (yesin), şüphesiz Allah ğafur'dur, rahîm'dir. https://soundcloud.com/kuranikerimtefsiri/nahl-suresi-103-115-tefsiri-ali-kucuk
Sun, 14 Apr 2024 - 1h 00min - 1328 - Nahl Suresi 116-128 Tefsiri - Ali Kucuk
*16 NAHL SÛRESİ 116-128 N070 M016 Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla. 116 Dilinizin yalan vasıflandırmasıyla: "Şu helaldır, bu haramdır" demeyin ki, Allah'a yalan uydurmuş olursunuz. Şüphesiz Allah'a karşı yalan uyduranlar felah bulmazlar. 117 (Dünyada) azıcık bir faydalanma vardır. Acıklı azab onlar içindir. 118 Yahûdi olanlara daha önce (En'am 146) sana anlattıklarımızı haram kılmıştık. Biz onlara zulmetmedik. Ancak onlar kendilerine zulmediyorlar. 119 Sonra şüphesiz Rabbin, bilmeden kötülük yapan, sonra da bunun ardından tevbe edip ıslah edenlere, şüphesiz Rabbin ğafur'dur, rahîm'dir. 120 Şüphesiz İbrahim (tek başına) bir ümmetti. Allah'a itaatkâr (batıla meyletmeyen) hanif idi. Müşriklerden olmadı. 121 Allah'ın nimetlerine şükredendi. (Allah) O’nu seçti ve doğru yola iletti. 122 O’na dünyada güzellik verdik. Ahirette de şüphesiz O salihlerdendir. 123 Sonra sana: "İbrahim'in dinine hanif olarak uy, o müşriklerden olmadı" diye vahy ettik. 124 Cumartesi ancak onun hakkında ihtilaf edenler üzerine (farz) kılındı. Şüphesiz Rabbin kıyamet gününde ihtilaf ettikleri konuda aralarında hükmedecektir. 125 Rabbinin yoluna hikmetle, güzel öğütle da'vet et. Onlarla en güzel şekilde mücadele et. Şüphesiz Rabbin, yolundan sapanı en iyi bilendir ve O, hidâyette olanı da en iyi bilendir. 126 Eğer ceza ile karşılık verecekseniz, size yapılan azabın benzeriyle cezalandırın. Eğer sabrederseniz elbette bu sabredenler için daha hayırlıdır. 127 Sabret; senin sabrın ancak Allah(ın yardımı) iledir. Onlara karşı üzülme. Yaptıkları hilelerden dolayı sıkıntıya düşme. 128 Şüphesiz Allah, iyi korunanlarla ve iyilik yapanlarla beraberdir. https://soundcloud.com/kuranikerimtefsiri/nahl-suresi-116-128-tefsiri-ali-kucuk
Sun, 14 Apr 2024 - 58min - 1327 - Nahl Suresi 17-32 Tefsiri - Ali Kucuk
*16 NAHL SÛRESİ 17-32 N070 M016 Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla. 17 Yaratan, yaratmayan gibi midir? Siz düşünmüyor musunuz? 18 Allah'ın nimetlerini saysanız, sayamazsınız. Şüphesiz Allah Ğafur'dur, Rahîm'dir. 19 Allah gizlediğinizi de açıkladığınızı da bilir. 20 Allah'tan başka çağırdıkları (tağutlar) yaratamazlar. Onların kendileri yaratılıyor. 21 (O tağutlar) ölüdürler, diri değiller. Ne zaman diriltileceklerini de bilmezler. 22 Sizin ilâhınız bir tek ilâhtır. Ahirete iman etmeyenlerin kalpleri İnkârcıdır. Onlar müstekbirlerdir. (Kendini büyük görenler) 23 Şüphesiz Allah onların gizlediğini de açıkladığını da bilir. O müstekbirleri sevmez. 24 Onlara "Rabbiniz ne indirdi?" denildiğinde: "Eskilerin masalları" derler. 25 Kıyamet gününde kendi günahları tam olarak, bilgisizce saptırdıkları kişilerin günahlarından da yüklenmek için (böyle derler). Dikkat et ne kötü şey yükleniyorlar. 26 Onlardan öncekiler de (Peygamberlerine) tuzak kurmuşlardı da, Allah onların binalarına temellerinden (azabıyla) geldi, üstlerindeki tavan üzerlerine çöktü. Azap onlara hissedemeyecekleri yerden geldi. 27 Sonra kıyamet günü onları rüsvay eder ve der ki: "Hani uğrunda (Müslümanlara)düşman olduğunuz ortaklarım nerede?". Kendilerine ilim verilenler: "Şüphesiz rüsvaylık ve kötülük kâfirleredir" dediler. 28 Kendilerine zulmedenlerin canlarını melekler alırken, "Biz hiçbir kötülük yapmadık" diyerek teslim olurlar. Hayır. Şüphesiz Allah yaptıklarınızı bilir. 29 İçinde ebedi olarak kalmak üzere cehennemin kapılarından girin. Kibirlenenlerin yeri ne kötüdür. 30 (Allah'tan) sakınanlara: "Rabbiniz ne indirdi?" denildiğinde onlar "(Rabbimiz) Hayır (indirdi)" dediler. Bu dünyada iyilik yapanlara güzellik vardır. Ahiret yurdu daha hayırlıdır. Mûttakilerin yurdu ne güzeldir. 31 Altından ırmaklar akan Adn cennetlerine girerler. Onlar için orada diledikleri vardır. Allah muttakileri işte böyle mükâfatlandırır. 32 Melekler iyi insanların canlarını alırken: "Selam size, yaptıklarınıza karşılık girin cennete" derler. https://soundcloud.com/kuranikerimtefsiri/nahl-suresi-17-32-tefsiri-ali-kucuk
Sun, 14 Apr 2024 - 58min - 1326 - Nahl Suresi 33-44 Tefsiri - Ali Kucuk
*16 NAHL SÛRESİ 33-44 N070 M016 Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla. 33 Kafirler kendilerine (ölüm) meleklerinin veya Rabbinin emrinin gelmesini mi bekliyorlar? Onlardan öncekiler de böyle yapmışlardı. Allah onlara zulmetmedi, fakat onlar kendilerine zulmettiler. 34 Yaptıklarının cezası onlara isabet etti ve kendisiyle alay ettikleri şey (azab) onları kuşattı. 35 Şirk koşanlar: "Eğer Allah dileseydi, ondan başka hiçbir şeye biz ve babalarımız ibadet etmezdik. (Onun haram kıldıklarından) başka hiçbir şeyi haram kılmazdık." dediler. Onlardan öncekiler de işte böyle yaptılar. Peygamberin üzerine ancak apaçık tebliğ vardır. 36 Muhakkak biz, her ümmete: "Allah'a ibadet edin, tağuttan kaçının" diye bir Peygamber gönderdik. Allah onlardan bir kısmını doğru yola iletti, bir kısmı da sapıklığı hak ettiler. Yeryüzünde dolaşın da, yalanlayanların sonu nasıl oldu görün. 37 Sen onların hidâyetine hırslı olsan da, Allah sapıttığına hidâyet vermez ve onlar için yardımcı da yoktur. 38 Onlar yeminlerinin bütün şiddetiyle "Öleni Allah diriltmez" (diye) yemin ettiler. Hayır bu, (Allah'ın)üzerine aldığı gerçek vaaddir. Ancak insanların birçoğu bilmezler. 39 Hakkında ihtilaf ettikleri şeyi açıklamak ve kâfirlerin yalancı olduklarını bilmeleri için (diriltecektir). 40 Bir şeyi (n olmasını) dilediğimiz zaman sözümüz ancak "Ol" dememizdir. O, derhal oluverir. 41 Zulme uğradıktan sonra Allah yolunda hicret edenleri dünyada güzel bir yere yerleştireceğiz. Ahiretin mükâfatı ise daha büyüktür. Keşke bilselerdi. 42 Onlar, sabredenler ve Rablerine tevekkül edenlerdir. 43 Biz, senden önce kendilerine vahy ettiğimiz erkeklerden başkasını Peygamber olarak göndermedik. Eğer bilmiyorsanız zikir (Kur’ân) ehline sorun. 44 (Biz, o rasülleri) deliller ve kitaplarla(gönderdik), onlara ne indirildiğini insanlara açıklayasın diye sana da zikri (Kur’ân'ı) indirdik. Ta ki iyice düşünsünler. https://soundcloud.com/kuranikerimtefsiri/nahl-suresi-33-44-tefsiri-ali-kucuk
Sun, 14 Apr 2024 - 59min - 1325 - Nahl Suresi 45-64 Tefsiri - Ali Kucuk
*16 NAHL SÛRESİ 45-64 N070 M016 Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla. 45 Kötü tuzaklar kuranlar, Allah'ın kendilerini yere batırmayacağından veya bilmedikleri bir yerden onlara azabın gelmesinden emin mi oldular? 46 Yahut dönüp dolaşırken onları (azabın) alıvermesinden (emin mi oldular?) Onlar (Allah'ı) aciz bırakamazlar. 47 Yahut onları korkutarak yakalayıvermesinden (emin mi oldular?) Şüphesiz Rabbin çok şefkatli, çok merhametlidir. 48 Onlar, Allah'ın yarattıklarından herhangi bir şeye bakmadılar mı? Gölgeleri sağ ve sollarından sürünerek, Allah'a secde ederek döner durur. (Secde ayeti) 49 Göklerde ve yerdekiler gerek canlı olsun, gerek melekler olsun, Allah'a secde ederler ve onlar kibirlenmezler. (Secde âyetidir.) 50 Üstlerindeki Rablerinden korkarlar ve emredildikleri şeyleri yaparlar. 51 Allah dedi ki: "İki ilâh edinmeyin O, ancak bir tek ilâhtır. Ancak benden korkun." 52 Göklerde ve yerde ne varsa O’nundur. Din de devamlı O’nundur. Siz Allah'tan başkasından mı korkuyorsunuz? 53 Nimet olarak neyiniz varsa Allah'tandır. Sonra size bir zarar dokunduğunda ona yalvarırsınız. 54 Sonra zararı giderdiğinde, sizden bir kısmı Rablerine ortak koşarlar. 55 Onlara verdiklerimize nankörlük etmek için (Allah'a ortak koşarlar). Öyle ise eğlene durun yakında (gerçeği) bileceksiniz. 56 Onlara verdiğimiz rızkdan, hiçbir şey bilmeyen (ilâhlarına) pay ayırırlar. Allah'a yemin olsun ki, yaptığınız iftiradan sorulacaksınız. 57 Kızları Allah'a mal ediyorlar. ("Melekler Allah'ın kızlarıdır" diyorlar) Haşa O, münezzehtir. Çok istedikleri (erkek çocukları da) kendilerine mal ediyorlar. 58 Onlardan biri kız çocuğuyla müjdelendiğinde, öfkelenmiş olarak yüzü kapkara kesilir. 59 Kendisine verilen müjdenin kötülüğünden kavminden gizlenir. Onu alçak bir şekilde tutsun mu, yoksa toprağa mı gömsün? Dikkat edin ne kadar kötü hüküm veriyorlar. 60 Ahirete iman etmeyenler için kötü örnek olmak vardır. En yüce örnek Allah'a aittir. O, her şeye gücü yetendir, hükmedendir. 61 Eğer Allah insanları zulümleri sebebiyle cezalandırmış olsaydı, yeryüzünde bir tek canlı bırakmazdı. Ancak onları belirli bir zamana kadar geciktirir. Onların eceli geldiği zaman bir saat geri kalmaz, ileri de gitmez. 62 Hoşlanmadıklarını Allah'a mal ederler. "En güzel sonuç onların" diye dilleri de yalan söyler. Şüphesiz ateş onlar içindir ve onlar (ateş için) ileri sürülenlerdir. 63 Allah'a yemin olsun ki, senden önceki ümmetlere peygamber gönderdik. Şeytan onlara yaptıklarını süsledi. O (şeytan) bugün onların dostudur. Onlar için acıklı bir azap vardır. 64 Hakkında ihtilafa düştükleri şeyi onlara açıklaman, yol gösteren ve iman eden kavme rahmet olması için bu kitabı sana indirdik. https://soundcloud.com/kuranikerimtefsiri/nahl-suresi-45-64-tefsiri-ali-kucuk
Sun, 14 Apr 2024 - 58min - 1324 - Nahl Suresi 65-76 Tefsiri - Ali Kucuk
*16 NAHL SÛRESİ 65-76 N070 M016 Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla. 65 Allah gökyüzünden suyu indirdi de onunla öldükten sonra yeryüzünü diriltti. Şüphesiz bunda işiten bir kavim için bir âyet vardır. 66 Davarlarda (Deve, sığır, koyun, keçide) sizin için ibret vardır. Onların karınlarından, fışkı ile kan arasından içenler için, gâyet kolay süt içiriyoruz. 67 Hurma ağaçlarının meyvelerinden ve üzümlerden içki ve güzel rızk elde edersiniz. İşte bunda aklını kullanan kavim için âyet vardır. 68 Rabbin, arıya şöyle vahy etti: "Dağlardan, ağaçlardan ve çardak (kovan)lardan evler edin." 69 "Sonra meyvelerin hepsinden ye de Rabbinin yollarına boyun eğerek yürü." Onların (arıların) karınlarından çeşitli renklerde içecekler çıkar. Onda insanlar için şifa vardır. Düşünen kavim için bunda âyet vardır. 70 Sizi, Allah yarattı. Sonra sizi O öldürecek. Bir kısmınızı bir şey bildikten sonra, bir şey bilmez olsun diye ömrün en reziline döndürür. Şüphesiz Allah her şeyi bilendir, her şeye gücü yetendir. 71 Allah, rızk konusunda sizi birbirinize üstün kıldı. (Rızkta) üstün kılınanlar, ellerinin altındakilere; onlarla rızkda ortak olmasınlar diye rızklarını vermiyorlar. Allah'ın nimetini mi inkâr ediyorlar? (İnsanoğlu bile kendi kazancına, çalışanlarını ortak etmiyor ve onlara yalnız ücretlerini veriyor. Allah, niçin kendi mülkünde yarattıklarını ortak edinsin?) 72 Allah, nefislerinizde sizin için eşler yarattı. Sizin için eşlerinizden oğullar ve torunlar yarattı ve sizi güzel rızklarla besledi. Batıla inanıyorlar da, Allah'ın nimetini mi inkâr ediyorlar? 73 Göklerde ve yerde kendileri için hiçbir rızka sahip olmayan ve buna gücü de yetmeyen, Allah'tan başkasına ibadet ediyorlar. 74 Allah'a benzerler bulmaya kalkmayın. Çünkü Allah bilir, siz bilmezsiniz. 75 Allah, hiçbir şeye gücü yetmeyen, başkasının malı olan köle ile, kendisine tarafımızdan rızk verdiğimiz ve o rızktan gizlice ve açıktan infak edeni misal verdi. Hiç bunlar denk olur mu? Allah'a hamd olsun. Onların birçoğu bilmezler. 76 Allah, biri dilsiz olan, hiçbir şeye gücü yetmeyen, efendisine yük olan, nereye gönderse bir hayır getirmeyenle, adaleti emreden, doğru yolda olan iki adamı örnek verdi. Bu (köle öbürü ile) denk midir? https://soundcloud.com/kuranikerimtefsiri/nahl-suresi-65-76-tefsiri-ali-kucuk
Sun, 14 Apr 2024 - 55min - 1323 - Nahl Suresi 77-89 Tefsiri - Ali Kucuk
*16 NAHL SÛRESİ 77-89 N070 M016 Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla. 77 Göklerin ve yerin ğaybı Allah'a aittir. Kıyametin işi bir göz açıp kapama gibi veya daha yakındır. Şüphesiz Allah her şeye gücü yeter. 78 Siz hiçbir şey bilmezken Allah sizi annelerinizin karınlarından çıkardı. Sizin için kulaklar, gözler ve gönüller verdi ki şükredesiniz. 79 Gökyüzünün boşluğunda emrine boyun eğdirilmiş kuşları görmüyorlar mı? Onları Allah'tan başka kimse tutmaz. İşte bunda iman eden kavim için âyetler vardır. 80 Allah size evlerinizden meskenler kıldı. Davarların derilerinden size göçtüğünüz günde ve konduğunuz günde hafifçe taşıyacağınız evler kıldı. Onların yünlerinden, yapağılarından ve kıllarından bir zamana kadar döşenecek ve ticaret malı kıldı. 81 Allah, yarattıklarından sizin için gölgeler yaptı. Dağlardan size barınaklar yaptı. Sizi sıcaktan koruyan elbiseler ve sizi düşmanınızdan koruyan elbiseler yaptı. Sizin Müslüman olmanız için üzerinize nimetini size işte böylece tamamlıyor. 82 Eğer yüz çevirirlerse, sana düşen apaçık tebliğdir. 83 Allah'ın nimetini bilirler. Sonra da onları inkâr ederler. Onların çoğunluğu kâfirdir. 84 Kıyamet günü her ümmetten bir şahit göndereceğiz. Sonra kâfirlere (özür dileme için) izin verilmez. (Allah'ın rızasını istemeye) fırsat verilmezler. 85 Zalimler azabı gördüklerinde onlardan azap hafifletilmez ve onlara zaman da tanınmaz. 86 (Allah'a) ortak koşanlar, ortak koştuklarını gördüklerinde: "Rabbimiz, işte bizim (sana) ortak koştuklarımız ki Senden başka dua ettiklerimiz bunlar" dediler. Onlar (put adamlar): "Şüphesiz yalancılarsınız" diye laf attılar. 87 O gün onlar (müşrikler), Allah'a teslim olduklarını bildirdiler ve (o gün) bütün uydurdukları onları bırakıp gitti.m 88 Kâfirlere ve Allah yolundan alıkoyanlara, bozgunculuk yapmaları sebebiyle azap üzerine azap artırdık. 89 Kıyamet günü her ümmet içinde onlara kendilerinden bir şahit gönderdiğimizde, seni de bunlar üzerine şahit getirdik. Sana bu kitabı, her şeyi açıklamak, yol göstermek, rahmet olmak ve Müslümanları müjdelemek için indirdik. https://soundcloud.com/kuranikerimtefsiri/nahl-suresi-77-89-tefsiri-ali-kucuk
Sun, 14 Apr 2024 - 57min - 1322 - Nahl Suresi 90-102 Tefsiri - Ali Kucuk
*16 NAHL SÛRESİ 90-102 N070 M016 Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla. 90 Şüphesiz Allah, adaleti, iyiliği, akrabaya vermeyi emreder, fuhşiyatı, kötülüğü ve zorbalığı yasaklar. Öğüt alasınız diye size öğüt verir. 91 Andlaşma yaptığınızda Allah'ın sözünü yerine getirin. Sağlamlaştırdıktan sonra yeminleri bozmayın. Çünkü Allah'ı üzerinize kefil kıldınız. Şüphesiz Allah yaptıklarınızı bilir. 92 İpliğini sağlamca eğirdikten sonra çözen kadın gibi olmayın. Bir ümmet (kâfirler) diğer ümmetten (mü'minlerden) daha çok diye yeminlerinizi aranızda (faydalı) bir giriş edinirsiniz. Ancak Allah sizi O (kâfirlerin çokluğuyla) imtihan eder ve hakkında ihtilaf ettiklerinizi kıyamet günü size muhakkak açıklayacaktır. 93 Eğer Allah dileseydi sizi bir tek ümmet yapardı. Ancak O dilediğini saptırır, dilediğini hidâyete erdirir ve siz, yaptıklarınızdan muhakkak sorguya çekileceksiniz. 94 Yeminlerinizi (fesada) bir giriş edinmeyin, yoksa sapasağlam bastıktan sonra ayak kayıverir, Allah yolundan saptığınız için azabı tadarsınız. Sizin için büyük azap vardır. 95 Allah'a verdiğiniz sözü az parayla satmayın. Eğer bilirseniz Allah katındaki sizin için daha hayırlıdır. 96 Sizin yanınızdakiler (dünyalık) tükenir, Allah katındaki ise bakidir. Biz, sabredenlerin mükâfatını yaptıklarının en güzeliyle vereceğiz. 97 Erkek veya kadınlardan, kim mü'min olarak salih amel işlerse onu (dünyada) güzel bir hayatla yaşatırız ve onun (âhirette) mükâfatını yaptıklarının en güzeliyle veririz. 98 Kur’ân okuduğunda (okumadan önce) koğulmuş şeytandan Allah'a sığın. ("Euzû billahi mineşşeytanirracim" de) 99 Çünkü onun, iman edenler ve Rablerine tevekkül edenler üzerinde otoritesi yoktur. 100 Ancak onun (şeytanın) otoritesi, onu (şeytanı) kendisine dost edinen ve onunla (Allah'a) ortak koşanlar üzerindedir. 101 Biz bir âyetin yerine bir âyet getirdiğimiz zaman ki Allah neyi indirdiğini iyi bilir "Sen uyduruyorsun" dediler. Hayır onların bir çoğu bilmez. 102 De ki: "İman edenleri sağlamlaştırmak, Müslümanlara hidâyet ve müjde olmak üzere onu (Kur’ân'ı) hak ile Rabbinden Ruhul Kudüs (Cebrail) indirdi." https://soundcloud.com/kuranikerimtefsiri/nahl-suresi-90-102-tefsiri-ali-kucuk
Sun, 14 Apr 2024 - 57min - 1321 - Kehf Suresi 1-9 Tefsiri Ali Kucuk N069 M018
*18 KEHF SÛRESİ 1-9 MEALİ N069 M018 Medine'de nazil olmuştur, 110 âyettir. Kur’ân'ın mükemmelliği vurgulanır. Efendimizin gayreti açıklanır. Ashabı Kehf anlatılır. Zenginin şımarıklığı ve kötü sonu bildirilir. İblisin kibirle isyanı, Musa ile Hızır (as)ların yolculuğu, olayların görünmeyen hikmetleri öğretilir. Zülkarneyn'in doğuya ve batıya sahip olup insanlara imanı anlatması öğretilir. Ve mü'minin iki dünyayı da güzelleştirmesi gerektiği, her halükârda Allah'a hiç bir şeyi ortak koşmamamız öğretiliyor. Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla. 1 Kuluna kitabı indiren, ona hiçbir eğrilik koymayan Allah'a hamd olsun. 2 Kendi katından şiddetli bir azab ile korkutması, iman edip ameli salih işleyenleri güzel mükâfat ile müjdelemesi için dosdoğru olarak (indirdi) 3 Orada ebediyen kalacaklardır. 4 "Allah çocuk edindi" diyenleri de uyarmak için (Kitabı indirdi.) 5 Bu konuda onların da, atalarının da hiçbir bilgisi yoktur. Ağızlarından çıkan söz çok büyüktür. Onlar ancak yalan söylerler. 6 Bu söze inanmazlarsa sen onların arkasından üzülerek neredeyse kendini helâk edeceksin. 7 Hangisinin daha güzel amel edeceğini denemek için yeryüzündekileri ona bir süs kıldık. 8 Ve elbette biz yerin üzerindekileri kupkuru toprak yapacağız. 9 Yoksa sen Ashabı Kehfi ve Rakîmi, bizim âyetlerimizden şaşılacak bir şey mi sandın? https://soundcloud.com/kuranikerimtefsiri/kehf-suresi-1-9-tefsiri-ali-kucuk
Sun, 07 Apr 2024 - 57min - 1320 - Kehf Suresi 10-21 Tefsiri Ali Kucuk N069 M018
*18 KEHF SÛRESİ 10-21 MEALİ N069 M018 Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla. 10 Hani o delikanlılar, mağaraya sığınmışlar ve "Ey Rabbimiz, bize tarafından bir rahmet ver ve şu işimizde bize bir kurtuluş yolu hazırla" demişlerdi. 11 Bunun üzerine biz de onların kulakları üzerine mağarada senelerce (perde) vurduk (uyuttuk.) 12 Sonra iki taraftan hangisinin kaldıkları süre’yi daha iyi hesap ettiğini bilmemiz için onları uyandırdık. 13 Onların haberini, doğru olarak sana biz anlatacağız. Onlar Rablerine iman etmiş gençlerdi. Biz de onların hidâyetini artırmıştık. 14 Onların kalplerini bağladık (sağlamlaştırdık. Birbirine kenetledik) ve kıyama kalkıp şöyle dediler: "Bizim Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbidir. Ondan başka hiçbir ilâha dua etmeyiz. Yoksa saçma sapan konuşmuş oluruz." 15 "İşte şu bizim kavmimiz, Allah'tan başka ilâh edindiler. Onlara karşı apaçık bir delil getirmeli değiller miydi? Allah'a karşı yalan yere iftira edenden daha zalim kim vardır?" 16 Mademki onlardan (kâfirlerden) ve Allah'tan başka ibadet ettiklerinden ayrıldınız, mağaraya sığının ki Rabbiniz, rahmetinden size yaysın ve işinizde size kolaylık hazırlasın. 17 Güneş doğduğu zaman mağaralarının sağ tarafına yöneldiğini görürsün. Battığı zaman sol taraftan makaslar geçer. Onlar mağaranın geniş bir yerindedirler. İşte bu Allah'ın âyetlerindendir. Allah kimi doğru yola iletirse o, doğru yolu bulmuştur. Kimi de sapıtırsa, artık ona yol gösterecek bir dost bulamazsın. 18 Onlar uykuda iken sen onları uyanık sanırsın. Biz onları sağa sola çeviririz. Köpekleri de ön ayaklarını kapının eşiğine uzatmıştır. Eğer onları görseydin, elbette onlardan kaçarak dönerdin ve onlardan için korkuyla dolardı. 19 Birbirlerine sorsunlar diye onları uyandırdık. İçlerinden bir sözcü: "Ne kadar kaldınız?" dedi. "Bir gün veya bir günün birazı kadar kaldık" dediler. "Ne kadar kaldığınızı Rabbiniz daha iyi bilir. Şimdi içinizden birini şu gümüş paranız ile şehre gönderin de hangi yemek daha temizse ona baksın ve ondan size bir yiyecek getirsin. Çok çabuk, dikkatli ve nazik davransın ve sizi hiç kimseye hissettirmesin. 20 Şüphesiz eğer onlar, sizi ele geçirirlerse, ya sizi taşla öldürürler veya sizi dinlerine döndürürler. O vakit de ebediyen kurtuluşa eremezsiniz. 21 Allah'ın va'dinin gerçek olduğunu ve kıyamet konusunda şüphe olmadığını bilmeleri için onları tanıttırdık. (Halk onları tanıdı ve böylece öldükten sonra diriltileceklerini daha iyi anladılar.) Onların işini aralarında tartışıyorlardı. (Bir kısmı) "Üzerlerine bina yapın" demişlerdir. Rableri onları daha iyi bilir. Onların işleri üzerine galip olanlar (iman edip yönetimi elinde tutup Ashabı Kehf'i tanıyanlar) ise: "Mutlaka onların üzerine mescid yapacağız" dediler. https://soundcloud.com/kuranikerimtefsiri/kehf-suresi-10-21-tefsiri-ali-kucuk
Sun, 07 Apr 2024 - 58min - 1319 - Kehf Suresi 22-29 Tefsiri Ali Kucuk N069 M018
*18 KEHF SÛRESİ 22-29 MEALİ N069 M018 Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla. 22 "Onlar üç kişidir, dördüncüleri köpekleridir" diyecekler. "Beştir, altıncıları köpekleridir" diyecekler. (ikisi de) gaybı taşlıyorlar. "Yedidir, sekizincileri köpekleridir" diyecekler. De ki: Onların sayısını Rabbim daha iyi bilir. Onları pek azı bilir. Onlar hakkında açık (deliller) dışında münakaşaya girme ve onlar hakkında kimseden hiç bir şey sorma. 23 Hiçbir şey için "Bunu yarın muhakkak yapacağım" deme. 24 Ancak Allah dilerse (yaparım de) unuttuğun zaman Rabbini an ve de ki: "Umulur ki Rabbim, beni doğruya bundan daha yakın bir yoldan ulaştırır.” 25 Onlar mağaralarında üç yüz yıl kaldılar. Dokuz da ilave ettiler. 26 De ki: "Ne kadar kaldıklarını Allah daha iyi bilir. Göklerin ve yerin gaybı O’na aittir. O, ne güzel görendir, O, ne güzel işitendir. Onların Allah’tan başka dostu yoktur. O hükmüne hiçbir kimseyi ortak yapmaz. 27 Rabbinin kitabından sana vahyolunanı oku. O’nun kelimelerini değiştirecek yoktur. Sen O’ndan başka sığınak bulamazsın. 28 Nefsini, sabah akşam rızasını dileyerek Rablerine dua edenlerle beraber tut. Sen dünya ziynetini arzu ederken, gözlerin onlardan kaymasın. Bizi anmaktan kalbini gafil kıldığımıza, hevasına uyana ve işi hep aşırılık olana uyma. 29 De ki: "O hak, Rabbinizdendir. Artık dileyen iman etsin, dileyen kâfir olsun. Biz, zalimlere öyle bir ateş hazırladık ki, duvarları onları kuşatmıştır. Eğer su isterlerse yüzleri haşlayan erimiş maden gibi su ile yardım edilirler. O, ne kötü içecek ve ne kötü bir sığınaktır. https://soundcloud.com/kuranikerimtefsiri/kehf-suresi-22-29-tefsiri-ali-kucuk
Sun, 07 Apr 2024 - 57min - 1318 - Kehf Suresi 30-44 Tefsiri Ali Kucuk N069 M018
*18 KEHF SÛRESİ 30-44 MEALİ N069 M018 Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla. 30 Şüphesiz iman edip ameli salih işleyenlerin güzel amelinin mükâfatını biz zayi etmeyiz. 31 İşte onlar için altından ırmaklar akan adn cennetleri vardır. Orada altın bileziklerle süslenirler. Koltuklara dayanmış olarak ince ve kalın ipekten yeşil elbiseler giyerler. Ne güzel bir karşılık ve ne güzel bir sığınaktır. 32 Onlara, iki adamı misal olarak anlat: Onlardan birine iki üzüm bahçesi verdik, etrafını hurma ağaçlarıyla çevirdik ve iki bahçe arasında ekin bitirdik. 33 Her iki bahçe de meyvelerini verdi. Hiç bir şeyi eksik etmedi. Aralarından da ırmak akıttık. 34 Onun (adamın) başka geliri de vardı. Konuşurken arkadaşına dedi ki: "Ben malca senden fazlayım, adam yönünden de senden güçlüyüm." 35 O, kendisine zulmederek bahçesine girdi, "Bunun (bahçenin) sonsuza kadar yok olacağını sanmam" dedi. 36 "Kıyametin kopacağını da sanmam. Eğer, Rabbime döndürülürsem bundan daha iyi bir yer bulurum." 37 Arkadaşı ona konuşarak dedi ki: "Seni topraktan sonra meniden yaratan, sonra da seni adam yapan Rabbini inkâr mı ediyorsun?" 38 "Fakat O Allah, benim Rabbimdir. Ben, Rabbime hiçbir kimseyi ortak koşmam." 39 "Bahçene girdiğinde Mâşâallah Lâ Kuvvete illâ billâh Allah'ın dilediği olur. Allah'tan başka hiçbir kuvvet yoktur." demen gerekmez miydi. Sen, beni mal ve evlatça kendinden az görsen de. 40 "Umulur ki Rabbim, senin bahçenden daha hayırlısını bana verir ve (senin) bahçen üzerine gökyüzünden onun hesabını görecek azap gönderir de kupkuru toprak oluverir." 41 "Veya suyu çekiliverir de bir daha arayıp (bulmaya) gücün yetmez.” 42 Derken meyveleri (azapla) kuşatıldı. Çardakları yere çöktü. Oraya harcadıklarına (üzülerek) ellerini ovuşturmaya ve "Keşke Rabbime hiçbir kimseyi ortak koşmasaydım" demeye başladı. 43 Allah'tan başka ona yardım edecek bir topluluk yoktur. Kendi kendini de kurtaramadı. 44 Bu durumda velâyet, hak olan Allah'a aittir. Sevap yönünden de sonuç yönünden de en hayırlı olan O' dur. https://soundcloud.com/kuranikerimtefsiri/kehf-suresi-30-44-tefsiri-ali-kucuk
Sun, 07 Apr 2024 - 58min - 1317 - Kehf Suresi 45-59 Tefsiri Ali Kucuk N069 M018
*18 KEHF SÛRESİ 45-59 MEALİ N069 M018 Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla. 45 Onlara dünya hayatının örneğini şöyle anlat: (Dünya hayatı) gökten indirdiğimiz su gibidir. Onunla yeryüzü bitkileri birbirine karıştı (yeşerdi, sonunda) rüzgârın savurduğu çerçöp haline geliverdi. Allah her şeye kadir'dir. 46 Mal ve oğullar, dünya hayatının süsüdürler. Geride kalan salih ameller Rabbin katında sevapça daha iyi, amelce daha hayırlıdır. 47 O gün, dağları yürütürüz ve sen yeryüzünü çırılçıplak görürsün. Onların hiçbirini bırakmadan toplayacağız. 48 Saf, saf Rabbine arz olunurlar. Şüphesiz sizi ilk defa yarattığımız gibi bize (malsız mülksüz) geleceksiniz. Oysa siz, bizim size bir zaman tayin etmediğimizi sanmıştınız. 49 Kitap ortaya konmuştur. Kitabın içindekilerden suçluların korktuğunu görürsün. (suçlular) "Vay bize, şu kitaba ne oluyor ki büyük, küçük hiç bir şey eksiltmeden sayıp dökmüş" derler. Onlar yaptıklarını hazır bulacaklardır. Rabbin hiç bir kimseye zulmetmez. 50 Hani meleklere: "Adem'e secde edin" demiştik de İblis'ten başkası hemen secde etmişlerdi. O, cinlerdendi. Rabbi'nin emrinden çıktı. O, size düşman olduğu halde, Beni bırakıp onu ve neslini dostlar mı ediniyorsunuz? Zalimler için bu ne kötü değişmedir. 51 Ben göklerin ve yerin yaratılışında ve kendilerinin yaratılışında onları şahit tutmadım. Saptıranları kendime yardımcı edinmedim. 52 O gün (Allah) şöyle der: "Bana ortak olduğunu iddia ettiklerinizi çağırın." Çağırdılar fakat cevap vermediler. Biz onların arasına tehlikeli bir uçurum kıldık. 53 Suçlular ateşi görürler ve oraya kendilerinin düşeceğini bilirler. Kaçacak bir yer de bulamazlar. 54 Yemin olsun ki biz, bu Kur'ân'da her çeşit misali insanlar için açıkladık. Fakat tartışmaya en çok düşkün varlık insandır. 55 Onlara hidâyet geldiğinde, insanları iman etmekten ve Rablerine istiğfar etmekten alıkoyan şey, ancak evvelki (ümmet)lere ait sünnetin (adetullahın) kendilerine de gelmesini veya azabın onlara önlerinden gelmesi (ni beklemeleri) dir. 56 Biz, peygamberleri ancak müjdeleyici ve uyarıcı olarak göndeririz. Kâfirler ise hakkı batılla gidermek için mücadele ederler. Ayetlerimi ve uyarıldıkları şeyi alaya aldılar. 57 Kendisine Rabbinin âyetleri hatırlatıldığında ondan yüz çeviren ve elleriyle yaptığını unutan kişiden daha zalim kim vardır? Biz, onların kitabı anlamamaları için kalpleri üzerine örtüler, kulaklarına da ağırlık kıldık. Onları hidâyete çağırsan da, bu durumda ebediyen hidâyete eremezler. 58 Rabbin ğafur'dur, rahmet sahibidir. Eğer onları yaptıklarından dolayı cezalandırsaydı, elbette onlara azabı çabuklaştırırdı. Fakat onlar için belirlenmiş bir zaman vardır ki ondan başka hiç bir sığınak bulamayacaklar. 59 İşte bunlar, zulmettikleri zaman helâk ettiğimiz kentler. Onların helaki için belirli bir zaman tayin ettik. https://soundcloud.com/kuranikerimtefsiri/kehf-suresi-45-59-tefsiri-ali-kucuk
Sun, 07 Apr 2024 - 59min - 1316 - Kehf Suresi 60-82 Tefsiri Ali Kucuk N069 M018
*18 KEHF SÛRESİ 60-82 MEALİ N069 M018 Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla. 60 Hani Musa, genç adamına "Ben iki denizin birleştiği yere varıncaya kadar veya uzun yıllar gideceğim" demişti. 61 İkisi, iki denizin birleştiği yere varınca balıklarını unuttular. Balık denizde bir deliğe doğru yolunu aldı. 62 Orayı geçince delikanlısına "Kuşluk yemeğimizi getir. Biz bu yolculuğumuzda gerçekten yorulduk." dedi. 63 (Delikanlı) "Gördün mü? Biz o kayanın yanına sığındığımızda, ben balığı unuttum. Onu söylememi bana Şeytan unutturdu. Şaşılacak şekilde denizde yolunu tutup gitmişti" dedi. 64 (Musa) "İşte aradığımız o" dedi. Bunun üzerine izlerini takip ederek geri döndüler. 65 Tarafımızdan kendisine rahmet verdiğimiz ve katımızdan bir ilim öğrettiğimiz kullarımızdan bir kul (Hızır’ı) buldular. 66 Musa ona "Doğruyu bulmam için sana öğretilenden bana da öğretmen için sana tabi olabilir miyim?" dedi. 67 (Hızır): "Sen benimle beraber olmaya sabredemezsin" dedi. 68 "İlmini kavrayamadığın şeye nasıl sabredeceksin?" 69 (Musa): "İnşaallah beni sabredici bulursun ve sana hiçbir işte karşı gelmem" dedi. 70 (Hızır): "Eğer bana tabi olursan, ben sana anlatıncaya kadar bana hiç bir şeyden sorma" dedi. 71 Bunun üzerine ikisi yürüdüler. Gemiye bindiklerinde (Hızır) gemiyi deldi. Musa: "Ahalisini boğmak için mi deldin? Muhakkak sen çok kötü bir iş yaptın" dedi. 72 (Hızır): "Ben sana, benimle beraberliğe sabredemezsin demedim mi?" dedi. 73 (Musa): "Unuttuğum için beni azarlama; bana bu işimden dolayı güçlük çıkarma" dedi. 74 İkisi yürüdüler. Bir oğlan çocuğuna rast geldiler. Hemen o çocuğu öldürdü.(Musa): "Bir can karşılığı olmaksızın (kimseyi öldürmediği halde) tertemiz bir insanı öldürdün öyle mi? Muhakkak sen kötü bir iş yaptın" dedi. 75 (Hızır): "Ben sana benimle beraberliğe sabredemezsin demedim mi?" dedi. 76 (Musa): "Eğer bundan sonra herhangi bir şeyden sorarsam artık benimle arkadaşlık etme. Muhakkak benim tarafımdan ma'zur olmaya eriştin.” 77 İkisi gittiler, nihâyet bir köy halkına vardılar ve köy halkından yiyecek istediler, onları misafir etmekten kaçındılar. Orada yıkılmak üzere bulunan bir duvar buldular ve (Hızır) onu düzeltiverdi. (Musa): "Eğer isteseydin bir ücret alırdın" dedi. 78 (Hızır): "İşte bu, benimle senin aramızın ayrılışıdır. Sana o sabredemediğin şeylerin yorumunu yapacağım" dedi. 79 “(Deldiğim) Gemiye gelince, o denizde çalışan yoksulların idi. O gemiyi ayıplamak istedim, çünkü arkalarında her (sağlam) gemiyi zorla alan bir kral vardı." 80 "(Öldürdüğüm) çocuğa gelince: Onun annesi ve babası mümin idiler. O ikisini azgınlık ve küfrün sarmasından korktuk." 81 "Rableri onlara o çocuktan temizlik yönüyle daha hayırlı merhametçe daha yakın birini versin istedik." 82 (Düzelttiğim) duvara gelince: O, şehirdeki iki yetim çocuğun idi. O duvarın altında o iki çocuğa ait bir hazine vardı. Babaları salih biri idi. Rabbin o iki çocuğun ergenlik çağına erince hazinelerini çıkarmalarını istedi. (Bunlar) Rabbinden bir rahmet olarak (gerçekleşti). Ben bunları kendiliğimden yapmadım. İşte o sabredemediğin şeylerin yorumu budur. https://soundcloud.com/kuranikerimtefsiri/kehf-suresi-60-82-tefsiri-ali-kucuk
Sun, 07 Apr 2024 - 58min - 1315 - Kehf Suresi 83-102 Tefsiri Ali Kucuk N069 M018
*18 KEHF SÛRESİ 83-102 MEALİ N069 M018 Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla. 83 Rasülüm sana Zülkarneyn'den soruyorlar. De ki: "Size ondan da bir haber okuyacağım." 84 Biz, Zülkarneyn'e yeryüzünde büyük bir kudret hazırladık ve ona her şeyin sebebini verdik. 85 Derken sebebe sarıldı. (sebeplere sarılmanın önemine dikkat çekmek için bu ayet üç defa tekrarlanmış) 86 Güneşin battığı yere vardığında Güneşi kara balçıklı bir su kaynağında batarken buldu. Bu balçıklı suyun yanında bir de kavim buldu. Dedik ki: "Ey Zülkarneyn, onlara ya azap edersin veya iyilikle tutarsın." (Deniz kenarında gurubu seyreden bir insan, Güneşi denize batarken görür. Ovada seyreden de toprağa batarken görür.) 87 (Zülkarneyn) dedi ki: "Kim zulmederse ona azap edeceğiz, sonra o Rabbine döndürülür ve ona bilinmedik bir azapla azab eder." 88 "Amma her kim de iman eder ve salih amel yaparsa ona güzel mükâfat vardır. Ona emrimizden kolay olanı söyleriz." 89 Sonra sebebe sarıldı. 90 Güneşin doğduğu yere varınca onu öyle bir kavimin üzerine doğarken buldu ki onlar için güneşin önüne hiçbir perde kılmamıştık 91 İşte böylece, biz Zülkarneyn’in yanındaki bilgiyi kuşatmıştık. 92 Sonra yine sebebe sarıldı. 93 İki seddin önünde neredeyse hiçbir sözden anlamayan bir kavim buldu. 94 Dediler ki: "Ey Zülkarneyn, Ye'cüc ile Me'cüc bu yerde bozgunculuk yapıyorlar. Bizimle onlar arasına sed yapman için biz, sana bir vergi verelim mi? 95 (Zülkarneyn) dedi ki: "Rabbimin beni içinde bulundurduğu kudret daha hayırlıdır. Siz bana kuvvetle yardım edin de sizinle onlar arasına sağlam bir set yapayım." 96 "Bana demir kütleleri getirin (de). Tam iki ucu denkleştiğinde körükleyin" dedi. Onu ateş haline getirdiğinde ise "Bana bakır eriyiği getirinde üzerine dökeyim" dedi. 97 Onu (seddi) aşmaya güçleri yetmedi, onu delmeye de güçleri yetmedi. 98 (Zülkarneyn) "Bu, Rabbimden bir rahmettir. Rabbimin va'di geldiği zaman onu (seddi) dümdüz eder. Rabbimin va'di gerçektir." dedi. 99 Onları o gün (Kıyamet koparken, Yecüc ve Mecüc) birbiri içinde dalgalanır halde bırakmışız. Sûr’a da üfürülür ve onların hepsini toplarız. 100 O gün Cehennemi kâfirlere arz ederiz. 101 Onların gözleri beni anmaktan perde içinde idi ve (Kur’ân’ı) dinlemeye de tahammül edemiyorlardı. 102 Kâfirler beni bırakıp da kullarımı dost edineceklerini mi sandılar? Şüphesiz biz, cehennemi kâfirler için konak olarak hazırladık. https://soundcloud.com/kuranikerimtefsiri/kehf-suresi-83-102-tefsiri-ali-kucuk
Sun, 07 Apr 2024 - 58min - 1314 - Nuh Suresi Tefsiri Ali Kucuk
NUH SÛRESİ MEALİ N071 M071 Mekke'de nâzil olmuştur. 28 âyettir. İnkârcı ve alaycı olan Nuh kavminin helâki anlatılırken, bizim de aynı onlar gibi, Kur'ân’a kulak tıkamamamız, istiğfar etmemiz istenir. İman eden, istiğfar eden toplum üzerine dünya nimetlerinin de artacağını haber verir. Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adı ile 1 Kendilerine acıklı bir azap gelmeden önce, "Kavmini uyar" diye Nuh'u kavmine Peygamber olarak gönderdik. 2 Dedi ki: "Ey kavmim, ben size apaçık bir uyarıcıyım. 3 Allah'a ibadet edin, O’ndan sakının ve bana itaat edin ki, 4 Günahlarınızın bir kısmını afvetsin ve belirli bir zamana kadar ertelesin. Şüphesiz Allah'ın belirlediği zaman gelince ertelenmez. Keşke bilseydiniz!" 5 (Nuh) Dedi ki: "Rabbim, ben kavmimi gece gündüz da'vet ettim. 6 Benim da'vetim ancak kaçmalarını artırdı. 7Senin onları afvetmen için, ne zaman onları da'vet ettimse, parmaklarını kulaklarına tıkadılar, elbiselerini başlarına bürüdüler,(inkârda) ısrar ettiler ve büyüklendikçe büyüklendiler." 8 Sonra onları açıktan da'vet ettim. 9 Sonra ben, hem açıktan ilan ettim, hem de gizli gizli söyledim. 10 Dedim ki: "Rabbinize istiğfar edin. Çünkü O afvedicidir." 11 Size gökten bol bol yağmur indirsin. 12 Sizi mallar ve oğullarla desteklesin ve sizin için bahçeler versin, size ırmaklar akıtsın. 13 Size ne oluyor ki, Allah için vakar(saygı uyandıran büyüklük) ummuyorsunuz. 14 Halbuki O sizi değişik tavırlarda yarattı. 15 Allah'ın gökyüzünü yedi kat nasıl yarattığını görmediniz mi? 16 Orada (gökyüzünde) Ay'ı bir nur, Güneş'i bir kandil kıldı. 17 Allah sizi yerden, bitki bitirir gibi bitirdi. 18 Sonra sizi oraya (toprağa/kabre) döndürecek ve sizi (kıyamet günü) yeniden çıkaracaktır. 19 Allah sizin için yeryüzünü yaygı kıldı. 20 Geniş yollarından gidebilesiniz diye. 21 Nuh dedi ki: "Rabbim, onlar bana isyan ettiler. Malı ve çocuğu, onun hüsranını artırdığı kişiye uydular." 22 Büyük büyük tuzaklar kurdular. 23 (Kâfirler) dediler: "Sakın ilâhlarınızı terk etmeyin. Vedd, Süva' Yeğus, Yeuk ve Nesr (ilâhlarınızı) terk etmeyin." 24 (Böylece) onlar gerçekten çok sapıttılar, zalimlerin sapıklığını artır! 25 Hatalarından dolayı suda boğuldular, hemen ateşe sokuldular ve o zaman Allah'tan başka yardımcı bulamadılar. 26 Nuh dedi: "Rabbim, yeryüzünde dolaşan bir tek kâfir bırakma. 27 Eğer bırakırsan, kullarını sapıtırlar ve ancak günahkâr kâfir doğururlar. 28 Rabbim! Beni afvet, anne ve babamı, mü'min olarak evime gireni, bütün mü'min erkekleri ve mü'mine kadınları afvet. Zalimlerin ise helâkini artır.” https://soundcloud.com/kuranikerimtefsiri/nuh-suresi-tefsiri-ali-kucuk
Mon, 22 Apr 2024 - 58min - 1313 - Sebe Suresi 22-54 - Ali KucukMon, 10 Apr 2023 - 58min
- 1312 - Secde Suresi 1-30 - Ali KucukMon, 10 Apr 2023 - 45min
- 1311 - Taha Suresi Tefsir ( 1-35 ) 1.Bölüm - Ali KucukMon, 10 Apr 2023 - 59min
- 1310 - Taha Suresi Tefsir ( 115-135 ) 5.Bölüm - Ali KucukMon, 10 Apr 2023 - 58min
- 1309 - Taha Suresi Tefsir ( 36-70 ) 2.Bölüm - Ali KucukMon, 10 Apr 2023 - 58min
- 1308 - Taha Suresi Tefsir ( 71-91 ) 3.Bölüm - Ali KucukMon, 10 Apr 2023 - 59min
- 1307 - Taha Suresi Tefsir ( 92-114 ) 4.Bölüm - Ali KucukMon, 10 Apr 2023 - 58min
- 1306 - Yasin Suresi 1-27 - Ali KucukMon, 10 Apr 2023 - 56min
- 1305 - Casiye Suresi Tefsiri Ali Kucuk N065 M045
CÂSİYE SÛRESİ MEALİ N065 M045 Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla. 1 HâMîm. 2 Bu kitabın indirilmesi aziz ve hakim olan Allah tarafındandır. 3 Şüphesiz göklerde ve yerde mü'minler için âyetler vardır. 4 Sizin yaratılışınızda ve hayvanları yaratarak yaymasında, kesin iman edenler için âyetler vardır. 5 Geceyle gündüzün değişmesinde, Allah'ın gökyüzünden rızk indirip, onunla yeryüzünü diriltmesinde, rüzgârı estirmesinde, kesin akleden bir toplum için âyetler vardır. 6 İşte bunlar Allah'ın âyetleridir. Bunları sana gerçek olarak okuyoruz. Artık onlar, Allah ve âyetlerinden sonra hangi söze iman ederler? 7 Yazıklar olsun bütün iftiracı günahkârlara. 8 Allah'ın âyetleri kendisine okunduğunda işitir, sonra hiç işitmemiş gibi büyüklük taslayarak (inkârında) ısrar eder. İşte onu acıklı bir azapla müjdele. 9 Ayetlerimizden bir şey öğrendiğinde onu alaya alır. İşte onlar için alçaltıcı azab vardır. 10 Ötelerinde cehennem vardır. Kazandıkları hiç bir şey ve Allah'tan başka edindikleri dostları onlara fayda veremez. Onlar için büyük bir azap vardır. 11 Bu, yol gösteren (Kur'ân) dır. Rablerinin âyetlerini inkâr edenler için acıklı, sarsıcı bir azab vardır. 12 O Allah ki, sizin için, emriyle içinde gemi akıp gitsin ve lûtfundan arayasınız diye, denizi sizin emrinize verdi. Ola ki şükredersiniz. 13 Göklerde ve yerde olanların hepsini kendi tarafından sizin emrinize verdi. Düşünen bir toplum için bunlarda âyetler vardır. 14 İman edenlere söyle: "Allah’ın (ceza) günlerini ummayan (âhireti inkâr eden) ları afvetsinler ki, Allah bir toplumu yaptıklarıyla cezalandırsın. 15 Kim ameli salih işlerse yararı kendisi içindir. Kim de kötülük yaparsa zararı kendisi içindir. Sonra Rabbinize döndürülürsünüz. 16 And olsun, biz İsrail oğullarına kitabı, hükümranlığı ve peygamberliği vermiştik. Onlara en güzel rızk vermiştik ve onları alemler üzerine üstün kılmıştık. 17 Onlara din işinden açık deliller verdik. Onlar aralarında haddi aşarak, ilim (Tevrat) kendilerine geldikten sonra, ihtilafa düştüler. Şüphesiz Rabbin kıyamet günü ihtilaf ettikleri şeylerde aralarında hükmünü verecektir. 18 Sonra seni emir (ve yasaklar) dan bir şeriat üzerinde kıldık. Sen o şeriata uy. Bilmeyenlerin hevalarına uyma. 19 Şüphesiz onlar, sana Allah'tan gelecek hiç bir şeyi senden gideremezler. Zalimler birbirlerinin dostudurlar. Allah da müttekilerin dostudur. 20 Bu (Kur'ân) insanların gözlerini açandır. Kesin olarak iman eden bir toplum için yol gösterendir, ve rahmettir. 21 Kötülükleri yapıp duranlar kendilerini iman edip ameli salih işleyenlerle bir kılacağımızı mı zannediyorlar? Yaşamları ve ölümlerinin denk olacağını mı zannediyorlar? Ne kötü hüküm veriyorlar. 22 Allah gökleri ve yeri bir hak üzere yarattı. Her nefis kazandığının karşılığını görsün. Onlara haksızlık edilmez. 23 Hevasını kendisine ilâh edineni, bir ilim üzerine Allah’ın şaşırttığı, kulağına ve kalbine mühür vurduğu ve gözü üzerine perde çektiği kişiyi gördün mü? Allah'tan sonra ona kim yol gösterecek? Hala düşünmüyor musunuz? 24 Dediler ki: "Hayat ancak şu dünyadaki hayatımızdır. Ölürüz ve diriliriz. Bizi ancak zaman helâk eder." Bu konuda onların hiçbir bilgisi yoktur. Onlar ancak zannederler. 25 Onlara apaçık âyetlerimiz okunduğunda: "Eğer doğru iseniz babalarımızı getirin" dediler. 26 De ki: "Allah sizi diriltir. Sonra öldürür. Sonra kendisinde şüphe olmayan kıyamet günü sizi toplar. Ancak insanların bir çoğu bilmezler." 27 Göklerin ve yerin mülkü Allah'a aittir. Kıyamet günü geldiği gün, batıl peşinden giden/hakkı iptal etmeye çalışanlar hüsrana uğrayacaklardır. 28 Her ümmeti diz çökmüş olarak görürsün. Her ümmet kitabına çağrılır. O gün yaptıklarınızla cezalandırılacaksınız. 29 İşte kitabımız size doğruyu söylüyor. Şüphesiz biz yaptıklarınızı yazıyorduk. 30 İman edip, ameli salih işleyenlere gelince, Rableri onları rahmetine koyar. İşte apaçık başarı budur.
Tue, 02 Apr 2024 - 54min - 1304 - Zariyat Suresi Tefsiri Ali Kucuk N067 M051
ZÂRİYÂT SÛRESİ MEALİ N067 M051 Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adı ile. 1 Esip savuranlara, 2 Yük taşıyanlara, 3 Kolayca akanlara, 4 İşi paylaştıranlara yemin olsun ki, 5 Va'd olunduğunuz (Cennet ve Cehennem) muhakkak doğrudur. 6 Ve ceza günü muhakkak olacaktır. 7 Yörüngeler sahibi gökyüzüne yemin olsun ki, 8 Sizler çelişkili sözlerdesiniz. 9 Ondan (Kur'ân'dan) döndürülen döndürülür (engellenmez). 10 Kahrolsun yalancılar. 11 Ki, onlar koyu bir cehalet içinde kalmış gafillerdir. 12 Soruyorlar: "Ceza günü ne zaman?" 13 O gün onlar ateş üzerinde yakılacaklar. 14 "Tadın azabınızı. İşte bu sizin acele olmasını istediğinizdir." (denir) 15 Şüphesiz mûttakiler, bahçeler ve su kaynaklarındadırlar. 16 Rablerinin kendilerine verdiğini almış olarak. Çünkü onlar bundan önce iyi işler yapanlardı. 17 Gecenin çok azında uyurlardı. 18 Seherlerde istiğfar ederlerdi. 19 Onların malında dilenenin ve mahrumun hakkı vardır. (Bak: Mearic 2425, En’am 141, Zariyat 19) 20 Yakîn (bilgi/iman) sahipleri için yeryüzünde ibretler vardır. 21 Kendi nefislerinizde de (ibretler vardır) görmüyor musunuz? 22 Gökyüzünde rızkınız ve va’d olunduklarınız vardır. 23 Gökyüzünün ve yerin Rabbine yemin olsun ki o (va'd olunanlar) şu sizin konuştuğunuz gibi gerçektir. 24 İbrahim'in ikram olunan müsafirlerinin haberi sana geldi mi? 25 Hani onlar (müsafir melekler) İbrahim'in yanına girdiler ve "Selâm" demişlerdi. İbrahim de: "Selam, tanınmamış bir toplum" dedi. 26 Hemen ailesine gidip semiz bir buzağı getirdi. 27 Buzağıyı onlara yaklaştırdı ve "Yemez misiniz?" dedi. 28 Onlardan içine bir korku düştü. "Korkma" dediler ve bilgin bir oğulla onu müjdelediler. 29 İbrahim'in hanımı (Sare), çığlık atarak döndü, yüzüne vurdu ve "Kısır bir kocakarı" (dan nasıl çocuk olacak) dedi. 30 "Rabbin böyle buyurdu" dediler. Şüphesiz O, her şeye hükmedendir, her şeyi bilendir. 31 İbrahim: "Ey elçiler, sizin işiniz nedir?" dedi. 32 "Biz, suçlu bir topluma gönderildik" dediler. 33 Üzerlerine çamurdan taşlar atmak için, 34 Müsrifler için, Rabbin tarafından işaretlenmiş (taşları atmak için). 35 (Lût aleyhisselama) iman edenleri oradan çıkardık. 36 Zaten orada Müslümanlardan bir ev halkından başka kimse bulamadık. 37 Acıklı azaptan korkanlar için orada bir alâmet bıraktık. 38 Musa (kıssasın) da da ibret vardır. Hani biz onu Firavun'a apaçık bir delille göndermiştik. 39 O bütün ordusuyla yüz çevirmiş ve "sihirbaz veya deli" demişti. 40 Biz de onu ve ordusunu yakalayıverdik ve o ayıplayıcı olduğu halde denize attık. 41 Ad (kavminin helâkinde) de ibretler vardır. Hani onların üzerine yok edici rüzgâr göndermiştik. 42 Rüzgâr, uğradığı her şeyi toz haline getiriyordu. 43 Semûd (kavminin helâkinde) de ibretler vardır. Onlara: "Belirli bir zamana kadar faydalanın" denmişti. 44 Rablerinin emrinden uzaklaştılar da, göz göre göre onları yıldırım çarptı. 45 Ayağa kalkmaya güçleri yetmedi, yardım da edilmediler. 46 Daha önce de Nuh kavmini (helâk ettik), çünkü onlar fasık bir kavim idiler. 47 Göğü kuvvetle biz kurduk. Ve şüphesiz biz onu genişleticiyiz. 48 Yeryüzünü biz döşedik. Döşeyiciler ne güzel. 49İbret alasınız diye her şeyi çift yarattık. 50 "O halde Allah'a firar edin. Şüphesiz ben, O’nun tarafından apaçık bir uyarıcıyım." 51 “Allah'la beraber başka ilâh edinmeyin. Şüphesiz ben, onun tarafından apaçık bir uyarıcıyım.” 52 Onlardan öncekiler bir peygamber geldiğinde yine böyle sihirbaz veya deli demişlerdi. 53 Hep birbirlerine bunu vasiyet mi ettiler? Hayır. Onlar azgın bir toplumdurlar. 54 Onlardan yüz çevir. Sen kınanmayacaksın. 55 Öğüt ver. Çünkü öğüt mü'minlere fayda verir. 56 Ben cinleri ve insanları ancak bana ibadet etmeleri için yarattım. 57 Ben onlardan rızk istemiyorum. Beni doyurmalarını da istemiyorum. 58 Çünkü Allah rızk verenin ta kendisidir.Çok çetin kuvvet sahibidir. 59 Muhakkak zalimler için arkadaşlarının azabı gibi azap vardır. Acele etmesinler. 60 Va'd olundukları o günlerinden vay o kafirlerin haline.
Fri, 05 Apr 2024 - 55min - 1303 - Ahkaf Suresi 1-14 Tefsiri Ali Kucuk N066 M046
*46 AHKÂF SÛRESİ 1-14 MEALİ N066 M046 Mekke döneminin ortalarına doğru nâzil oldu. İnkârda ısrar eden Mekke müşriklerinin de bildiği, tarihi kalıntılarını gördüğü, "Ad kavminin" yerleşim yeri olan Ahkâf'ın helâkini örnek verdiği için "Ahkâf sûresi" denmiştir. 35 âyettir. Allah'a iman, peygambere iman ve âhirete iman üzerinde dururken, toplumun çekirdeği olan ailenin iki direği anne ve babaya iyi davranılması anlatılır. İnkârcılardan inkârlarına ilmi kalıntı veya bir kitap getirmeleri istenir. Mü'minlerin yarının ne getireceğinden sorumlu olmadıklarını, ancak kitaba göre hayatlarını düzenlemeleri istenir. Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla. 1 HâMîm. 2 Bu kitabın indirilmesi, aziz ve hakim olan Allah tarafındandır. 3 Biz gökleri, yeri ve ikisi arasındakileri hak ile, belirli bir sûre için yarattık. Kâfirler ise uyarıldıkları şeylerden yüz çeviriyorlar. De ki: "Şu Allah'tan başka çağırdıklarınızın ne olduğunu gördünüz mü? Onlar yeryüzünden neyi yaratmışlar bana gösterin. Yoksa onların ortaklığı gökyüzünde midir? Eğer doğru iseniz bundan önce (indirilmiş) bir kitap veya ilmi bir kalıntı getirin. 5 Allah'tan başka, kendilerine kıyamet gününe kadar cevap veremeyecek olanlara çağıran/dua edenlerden, daha sapık kim var? Onlar, bunların dûalarından habersizdirler. 6 İnsanlar mahşerde toplandıklarında, (put adamlar) onlara (tapanlara) düşman olurlar ve onların ibadetlerini inkâr ederler. 7 Apaçık âyetlerimiz onlara okunduğunda, hak kendilerine geldiğinde kâfirler: "Bu apaçık bir sihirdir” dediler. 8 Veya "Onu o (Muhammed) uydurdu" derler. De ki: "Eğer onu (Kur’ân’ı) ben uydurmuşsam siz Allah'a karşı, bana hiçbir şeyle yardım edemezsiniz. O (Allah), sizin, hakkında yaygara yaptığınız şeyi daha iyi bilir. Sizinle benim aramda şahit olarak Allah yeter. O günahları bağışlayandır, merhamet edendir. 9 De ki: "Ben peygamberler içinden bir türedi değilim. Bana ve size ne yapılacağını da bilmem. Ben ancak bana vahy olunana uyarım. Ben ancak apaçık bir uyarıcıyım." 10 De ki: "Görüşünüz nedir? Eğer O (Kur'ân) Allah katından ise ve sizde onu inkâr ediyorsanız, Beni İsrail'den de bir şahit, onun (Kur'ân'ın/Muhammed'in) benzerine şahitlik yapıp, iman etmişken, siz büyüklük taslamışsanız (haliniz ne olur?) Şüphesiz Allah zalim topluma hidâyet vermez. 11 Kâfirler, iman edenlere dediler: "Eğer o (Muhammed'in getirdiği din) hayırlı bir şey olsaydı, onlar ona doğru bizim önümüze geçemezlerdi (biz onlardan önce iman ederdik). Onunla doğru yolu bulamadıkları için: "Bu, eski bir yalandır" diyecekler. 12 Ondan (Kur'ân'dan) önce de önder ve rahmet olarak Musa’nın kitabı vardı. Bu, (Kur'ân) zalimleri korkutmak, iyilik yapanları müjdelemek, (geçmiş kitapları) tasdik etmek üzere Arap diliyle indirilmiş bir kitapdır. 13 Şüphesiz "Rabbimiz Allah" dedikten sonra, dosdoğru olanlara korku yoktur, onlar üzülmezler de. 14 Onlar Cennet yaranıdırlar. Yaptıklarının karşılığı olarak orada ebedi kalıcıdırlar. https://soundcloud.com/kuranikerimtefsiri/ahkaf-suresi-1-14-tefsiri-ali-kucuk https://soundcloud.com/kuranikerimtefsiri/sets/ahkaf-suresi-tefsiri-ali-kucuk
Wed, 03 Apr 2024 - 56min - 1302 - Ahkaf Suresi 15-35 Tefsiri Ali Kucuk N066 M046
*46 AHKÂF SÛRESİ 15-35 MEALİ N066 M046 15 Biz insana, anne ve babasına iyilik yapmasını tavsiye ettik. Annesi onu zor taşıdı ve zor doğurdu. Onun (çocuğun anne karnında) taşınması ve sütten kesilmesi otuz aydır. Nihâyet o olgunluk çağına varıp, kırk yaşına erişince: "Rabbim bana, anne ve babama verdiğin nimetler için, beni şükretmeye ve hoşnut olacağın işler yapmaya sevk et. Benim için zürriyetimi de ıslah et. Ben sana tevbe ettim ve ben Müslümanlardanım."dedi. 16 İşte onlar Cennet yaranı içinde amellerinin en güzeliyle kabul edeceklerimiz ve kötülüklerinden vazgeçeceklerimizdirler. Bu va’d olundukları doğru bir va'addır. 17 Annebabasına: "Yazıklar olsun size. (Kabirden) çıkarılmakla mı beni korkutuyorsunuz? Halbuki benden önce nice çağlar/nesiller gelip geçti" diyen (çocuğa) annebabası, Allah’a yalvararak: "Yazık sana, iman et. Şüphesiz Allah’ın va'di haktır" dediklerinde (çocuk): "Bu ancak öncekilerin masallarıdır" der. 18 İşte bunlar daha önce geçen cin ve insan ümmetleri arasında, haklarında (azap) sözü hak olanlardır. Şüphesiz onlar hüsranda olanlardır. 19 Amellerinin karşılığının verilmesi ve haksızlığa uğratılmamaları için onların (mü'min ve kâfirlerin), her biri için dereceler vardır. 20 Kâfirler ateşe arz olundukları gün: "Siz dünya hayatınızda bütün güzelliklerinizi giderdiniz ve orada faydalandınız. Bu gün ise yeryüzünde haksız yere büyüklük taslamanız ve yoldan çıkmanız sebebiyle alçaltıcı bir azapla cezalandırılacaksınız." (denir). 21 Ad (kavmin) in kardeşini (Hûd'u) hatırla. Hani O kavmini Ahkâf (denilen yer)’da uyarmıştı. Ondan önce de sonra da nice uyarıcılar gelip geçmişti. Onları: "Allah'tan başkasına ibadet etmeyin. Ben sizin için büyük günün azabından korkuyorum!" diye uyarmıştı. 22 (Hûd kavmi) dediler ki: "Sen bizi ilâhlarımızdan çevirmek için mi geldin? Eğer doğru söyleyenlerden isen haydi bize va'dettiğin'i (azabı) getir." 23 (Hûd) dedi ki: "Onun (gelecek azabın) ilmi Allah katındadır. Ben size gönderildiğim şeyi tebliğ ediyorum. Fakat ben sizi cahil bir toplum olarak görüyorum." 24 Onu (azabı), vadilerine doğru gelen bir bulut halinde gördüklerinde: "İşte bu bulut bize yağmur yağdıracak" dediler. Hayır o sizin acele gelmesini istediğiniz şey (azap) dir. O, içinde acıkli bir azap olan rüzgârdır. 25 O (Rüzgâr), Rabbinin emriyle her şeyi yerle bir eder. Meskenlerinden başka hiç bir şey görünmez oluverdi. İşte suçlu bir toplumu böyle cezalandırırız. 26 And olsun, onlara öyle yerleşim yerleri vermiştik ki, size o yerleri vermedik. Onlar için kulaklar, gözler ve gönüller vermiştik. Onların kulakları da, gözleri de, gönülleri de hiçbir şekilde onlara fayda vermedi. Allah’ın âyetlerini inkâr ediyorlardı. Alay ettikleri şey onları kuşattı. 27 And olsun ki çevrenizdeki şehirlerden bir kısmını helâk ettik. Belki dönerler diye âyetleri tekrar tekrar açıkladık. 28 Allah'a yaklaştırmak için Allah'tan başka edindikleri ilâhlar onlara yardım etmeli değil miydi? Hayır onlar (ilâhlar), onlardan savuşup gittiler. Bu onların uydura geldikleri bir uydurmadır. 29 Hani cinlerden bir grubu Kur'ân dinlemek üzere sana sevk etmiştik. Kur'ân'ı dinlemeye hazır olduklarında (birbirlerine) "Susun" demişlerdi. Okuma bitince uyarıcı olarak kavimlerine döndüler. 30 (Kavimlerine şöyle) dediler: "Ey kavmimiz, biz Musa'dan sonra indirilen, kendinden öncekileri tasdik eden, hakka ve doğru yola götüren bir kitap işittik.” 31 "Ey kavmimiz, Allah'ın davetçisine uyun ve O’na iman edin ki, günahlarınızı afvetsin ve acıklı bir azaptan sizi kurtarsın." 32 Kim Allah'ın davetçisine uymazsa yeryüzünde O’nu aciz bırakamaz. O’ndan başka onun dostları da yoktur. İşte onlar apaçık bir sapıklığın içindedirler. 33 Gökleri ve yeri yaratan, onları yaratmakla yorulmayan Allah'ın ölüleri diriltmeye kadir olduğunu görmediler mi? Evet, O her şeye gücü yetendir. 34 Kâfirler ateşe arz olundukları gün : ‘Bu gerçek değil miymiş?" (denir) onlar: "Rabbimize yemin olsun ki evet (gerçekmiş)" derler. (Allah): "İnkârcı olmanız sebebiyle buyurun azabı tadın" der.
Thu, 04 Apr 2024 - 55min - 1301 - Duhan Suresi Tefsiri - Ali Kucuk - N064 M044
*44 DUHÂN SÛRESİ N064 M044 Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla. 1 HâMîm. 2 Apaçık/açıklayan kitaba yemin olsun ki, 3 Biz onu mübarek bir gecede indirdik. Şüphesiz biz, uyarıcıyız. 45 Tarafımızdan bir emirle, her hikmetli iş, o gecede ayrılır. Şüphesiz biz, elçiler göndermekteyiz. 6 Rabbin tarafından bir rahmet olarak (elçiler göndermekteyiz) Şüphesiz O, işitendir, bilendir. 7 Göklerin, yerin ve ikisi arasındakilerin Rabbidir. Eğer yakinen bilir ve inanırsanız. 8 O’ndan başka ilâh yoktur. Diriltir ve öldürür. Sizin de Rabbinizdir. Sizden önceki atalarınızın da Rabbidir. 9 Hayır, onlar şüphe içinde oyun oynuyorlar. 10 O halde sen, gökyüzünün apaçık bir dumanla geldiği günü gözetle. 11 O insanları bürüyecek. İşte o acıklı bir azaptır. 12 "Rabbimiz, bizden azabı kaldır, biz iman edeceğiz" (diyecekler). 13 Onlarda öğüt almak nerede? Onlara apaçık/açıklayan peygamber gelmişti. 14 Sonra ondan yüz çevirdiler ve "öğretilmiş deli!" dediler. 15 Şüphesiz biz azabı azıcık kaldırdığımızda siz (inkâra) döneceksiniz. 16 O büyük yakalama gününde biz kesinlikle intikam alacağız. 17 Onlardan önce biz Firavun kavmini denemiştik. Onlara değerli bir peygamber gelmişti. 18"Allah'ın kullarını bana verin, şüphesiz ben sizin için güvenilir bir peygamberim (demişti). 19 Allah’a karşı büyüklük taslamayın. Çünkü ben size apaçık bir delille geldim. 20 Beni taşlamanızdan Rabbime ve Rabbinize sığındım. 21 Eğer bana iman etmiyorsanız, bari benden uzak durun." 22 Onlar suçlu bir kavim oldukları için, Rabbine dua etti. 23 (Rabbi dedi ki) : "Kullarımı geceleyin yürüt, muhakkak izleneceksiniz." 24 Denizi sakinken (yol halindeyken) terket. Şüphesiz onlar boğulacak bir ordudur. 25 Onlar nice bahçeler pınarlar bıraktılar. 26 Nice ekinler ve güzel konaklar (bıraktılar). 27 İçinde eğlendikleri nimetleri (bıraktılar). 28 İşte böylece onları bir başka kavme miras olarak verdik. 29 Onlara gökler ve yer ağlamadı. Onlara mühlet de verilmedi. 30 And olsun ki, İsrail oğullarını alçaltıcı azaptan kurtardık. 31 Firavun’dan (kurtardık), şüphesiz o büyüklük taslayan israfçılardan idi. 32 And olsun biz bilerek onları alemler üzerine seçtik. 33 Onlara, her birinde apaçık imtihan bulunan âyetler verdik. 34 Şüphesiz onlar şöyle derler: 35 "Bu ancak bizim birinci ölümümüzdür. Biz diriltilmeyeceğiz. 36 Eğer doğru iseniz bize babalarımızı getirin." 37 Onlar mı hayırlı yoksa Tubba‘ ve onlardan öncekiler mi? Biz onları helâk ettik. Çünkü onlar suçlu idiler. 38 Gökleri, yeri ve ikisi arasındakileri oyun olsun diye yaratmadık. 39 Biz o ikisini ancak hak ile yarattık. Ancak onların çoğu bilmezler. 40 Şüphesiz hüküm günü, hepsinin belirlenmiş günüdür. 41 O gün hiçbir dost, hiçbir dosta fayda veremez. Onlar yardım da olunmazlar. 42 Allah'ın merhamet ettikleri hariç şüphesiz O her şeye gücü yetendir, merhamet edendir. 43 Muhakkak zakkum ağacı, 44 Günahkârların yemeğidir. 45 Erimiş maden gibi karınlarında kaynar. 46 Sıcak suyun kaynaması gibi. 47 Onu yakalayın, Cehennemin ortasına sürükleyin. 48 Sonra başının üstüne kaynar su azabından dökün, 49 Tad (azabı). Hani sen yüce idin, değerli idin... 50 Şüphesiz işte bu sizin şüphelendiğiniz şeydir. 51 Şüphesiz mûttakiler değerli konaklardadırlar. 52 Bahçeler ve pınarlar arasındadırlar. 53 Karşılıklı olarak (otururlar) ince ve kalın ipeklerden giyinirler. 54 Böylece onları hurilerle evlendirdik. 55 Orada güven içinde, her yemişten isterler. 56 İlk ölümden başka, orada ölümü tatmazlar. Onları Cehennem azabından korudu. 57 Rabbinden bir lütuf olarak, işte büyük başarı budur. 58 Öğüt alsınlar diye, onu (Kur'ân'ı) senin dilinle kolaylaştırdık. 59 (o halde) Gözetle, onlar da gözetlemektedirler.
Mon, 01 Apr 2024 - 53min - 1300 - Zuhruf Suresi 57-89 Tefsiri Ali Kucuk N063 M043
ZUHRUF SÛRESİ 57-89 MEALİ N063 M043 Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla. 57 Meryem oğlu (İsa) bir örnek olarak anlatıldığında, bir de bakmışsın ki, senin kavmin buna gülüyorlar/gürültü çıkarıyorlar. 58 Ve dediler: "Bizim ilâhlarımız mı daha hayırlı yoksa o (İsa) mu? Bunu yalnız tartışma olsun diye söylediler. Doğrusu onlar kavgacı bir toplumdurlar. 59 O (İsa) kendisine nimet (peygamberlik) verdiğimiz ve İsrail oğullarına örnek kıldığımız bir kuldan başka bir şey değildir. 60 Dileseydik yeryüzünde sizin yerinize geçecek sizden melekler kılardık. 61 Şüphesiz o (İsa/Kur'ân) kıyamet saati için bir ilimdir. O kıyamet hakkında şüphe etmeyin ve bana uyun. İşte dosdoğru yol budur. 62 Sizi şeytan alıkoymasın. Çünkü o size apaçık bir düşmandır. 63 İsa apaçık delillerle geldiğinde şöyle dedi: "Muhakkak ben, size hikmetle ve ihtilaf ettiklerinizin bir kısmını açıklamak için geldim. Allah'tan sakının ve bana itaat edin. 64 Şüphesiz Allah benim de Rabbimdir, sizin de Rabbinizdir. Artık O’na ibadet ediniz. İşte dosdoğru yol budur." 65 Partiler aralarında ihtilafa düştüler. Acıklı günün azabından zalimlerin vay haline. 66 Kıyamet saatinin onlar farkında olmadan ansızın gelivermesini mi bekliyorlar? 67 O gün, mûttakiler hariç, bütün dostlar birbirinin düşmanıdır. 68 (Allah, Mûttakilere) : ‘Ey kullarım, bu gün size korku yoktur ve siz üzülmeyeceksiniz de. 69 Âyetlerimize iman eden, Müslüman olan (kullarım), 70 Siz ve eşleriniz neşe içinde Cennete giriniz." (der) 71 Altından tepsiler ve kadehlerle onların etrafında dolanılır. Orada canların çektiği, gözlerin hoşlandığı her şey vardır. 72 İşte bu Cennet, yaptıklarınızın karşılığı olarak size miras verilendir. 73 Sizin için orada çok meyve vardır ve siz onlardan yiyeceksiniz. 74 Suçlular Cehennem azabında ebedî kalıcıdırlar. 75 Onların azabına ara verilmez ve onlar orada (kurtulma) ümitlerini kesmişlerdir. 76 Onlara biz zûlmetmedik. Onlar kendileri zalimdi. 77 (Cehennemdekiler) : "Ey Mâlik, Rabbin işimizi bitirsin (bizi öldürsün)" diye bağırırlar. (Mâlik de) : "Siz ebediyyen Cehennemde kalacaksınız" der. 78 And olsun ki, size hakkı getirdik. Ancak sizin bir çoğunuz haktan hoşlanmadı. 79 Yoksa onlar işi (din düşmanlığında gizli planlarını) sağlama mı almışlar? Biz de işi sıkı tutmaktayız. 80 Yoksa onların sırlarını ve fısıltılarını duymadığımızı mı sanıyorlar? Hayır!, elçilerimiz onların yanında (yaptıklarını) yazıyorlar. 81 De ki: "Eğer Rahmân’ın bir çocuğu olsaydı, ona ilk tapan ben olurdum." 82 Göklerin ve yerin Rabbi, Arşın Rabbi onların tariflerinden yücedir. 83 Bırak onları, kendilerine va'd olunan güne kadar dalsınlar, oynasınlar. 84 Gökte ilâh O’dur, yerde de ilâh O’dur. O Hâkim’dir, Alîm'dir. 85 Göklerin, yerin ve ikisi arasındakilerin mülkü Ona ait olan ne yücedir. Kıyamet saatinin bilgisi, Onun katındadır. Siz Ona döndürüleceksiniz. 86 O’ndan (Allah'tan) başka dua ettikleri, onlara şefaat edemezler. Ancak bilerek hakka şahitlik yapanlar hariç. (Onlar, Allah'ın izniyle şefaat ederler.) 87 And olsun, onlara kendilerini kimin yarattığını sorarsan: "Elbette Allah" derler. Öyleyse nasıl döndürülüyorsunuz? 88 Onun (Peygamberin) : "Rabbim, bunlar iman etmeyen bir toplumdur" demesini de (bilir) 89 (Şimdi) sen onlardan vazgeç ve: "Selâm" de, onlar yakında (gerçeği) bilecekler. https://soundcloud.com/kuranikerimtefsiri/zuhruf-suresi-57-89-tefsiri-ali-kucuk
Sun, 31 Mar 2024 - 53min - 1299 - Zuhruf Suresi 31-56 Tefsiri Ali Kucuk N063 M043
43 ZUHRUF SÛRESİ 31-56 MEALİ N063 M043 Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla. 31 (Kâfirler) : "Bu Kur'ân, şu iki şehirden (Mekke ve Taif) birinde olan, büyük bir adama indirilmeli değil miydi?" dediler. 32 Rabbinin rahmetini onlar mı taksim ediyorlar? Onların dünya hayatındaki geçimliklerini biz taksim ettik. Birbirlerine iş gördürsünler diye, bir kısmını diğerleri üzerine derecelerle üstün kıldık. Rabbinin rahmeti onların topladıklarından daha hayırlıdır. 33 Eğer insanlar (inkârda) bir ümmet olmıyacak olsalardı, Rahmân’ı inkâr edenlerin evlerine gümüşten tavanlar ve üzerine çıkacakları merdivenler (asansörler) yapardık. 34 Evlerine kapılar, yaslanacakları koltukları (gümüşten yapardık.) 35 Ve nice altın süslemeler. Bütün bunlar dünya hayatının geçimliğidir. Rabbin katında âhiret, mûttakiler içindir. 36 Kim Rahmân'ın zikrine karşı kör olursa, ona şeytanı musallat ederiz de, o (şeytan) onun arkadaşı olur. 37 Şüphesiz onlar (şeytanlar), onları yoldan alıkoyar. Onlar ise doğru yola ulaştırıldıklarını zannederler. 38 Sonunda (mahşerde) bize geldiğinde (arkadaşı olan şeytana) : ‘Keşke benimle senin aranda iki doğu arası kadar uzaklık olsaydı. Sen ne kötü arkadaşmışsın" der. 39 Zulmettiğiniz için (pişmanlığınız) bu gün size asla fayda vermeyecek. Muhakkak siz azapta ortaksınız. 40 Sen mi sağırlara işittireceksin? Yoksa körlere ve apaçık sapıklık içinde olanlara sen mi hidâyet vereceksin? 41 Seni götürsek (vefat ettirsek) bile, biz onlardan muhakkak intikam alırız. 42 Veya onlara va'd ettiğimizi sana gösteririz. Şüphesiz bizim ona gücümüz yeter. 43 Sana vahy olunana sarıl, muhakkak sen dosdoğru yoldasın. 44 Şüphesiz o (Kur'ân) sana ve kavmine büyük bir şereftir ve yakında sorgulanacaksınız. 45 Senden önce gönderdiğimiz peygamberlere sor, Rahmân'dan başka ibadet edilecek ilâhlar kılmış mıyız? 46 And olsun, biz Musa'yı, âyetlerimizle Firavun'a ve ileri gelenlerine gönderdik. "Şüphesiz ben, alemlerin Rab’binin elçisiyim." dedi. 47 (Musa) onlara âyetlerimizle geldiğinde, birden gülüverdiler. 48 Bizim onlara gösterdiğimiz her âyet/mucize, o (mucize) nun kız kardeşinden (daha önceki benzer mucizeden) daha büyüktü. Belki (Rabbe) dönerler diye onları azapla yakaladık. 49 (Firavun ve adamları): "Ey sihirbaz, Rabb'inin senin yanındaki ahdi ile Rabb'ine dua et. Muhakkak biz doğru yola ulaştırılanlar olacağız." dediler. 50 Biz onlardan azabı kaldırınca, bir de bakarsın sözlerinden dönüverirler. 51 Firavun, milletine şöyle ilan etti: "Ey kavmim, şu Mısır mülkü ve altından akan ırmaklar benim değil mi? Görmüyor musunuz?” 52 "Yahut ben, neredeyse meramını/derdini anlatmaktan aciz, şu alçak adamdan daha iyi değil miyim?" 53 "Üzerine altın bilezikler atılmalı veya yanında melekler gelmeli değil miydi?” 54 (Firavun) kavmini küçümsedi, onlar da ona itaat ettiler. Çünkü onlar fasık bir toplum idi. 55 Onlar bizi öfkelendirince, biz de onlardan intikam aldık ve hepsini suda boğduk. 56 Onları daha sonra gelenler için bir selefi ve (kötü) örneği kıldık. https://soundcloud.com/kuranikerimtefsiri/zuhruf-suresi-31-56-tefsiri-ali-kucuk
Sat, 30 Mar 2024 - 55min - 1298 - Zuhruf Suresi 1-30 Tefsiri Ali Kucuk N063 M043
43 ZUHRUF SÛRESİ MEALİ 1-30 N063 M043 Mekke döneminin ortalarına doğru nâzil olmuştur. 35 inci âyette, Altın süsleme manasına gelen "Zuhruf" kelimesi geçtiği için bu ismi almıştır. 89 âyettir. Servetin taşkınlığa sebeb olmaması için dikkatimiz çekiliyor. Günahım çok diye Kur'ân'dan uzak durmamamız öğretiliyor. Kur'ân’a göz koyanlara şeytanın musallat edileceği bildiriliyor. Göz kapayanlara şeytanın musallat edileceği bildiriliyor. Kız çocukları oldu diye üzülenler kınanıyor. Köle ruhlu insanların, kendilerini küçümseyenlere itaat ettiklerini haber vererek önce insanların iç dünyalarında hür olmaları gerektiği, onun da kalıcı kelime olan "Kelimei tevhid'le" olduğu vurgulanıyor. Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla. 1 HâMîm. 2 Apaçık/açıklayan kitaba yemin olsun ki, 3 Şüphesiz biz onu, anlamanız için Arapça Kur'ân yaptık. 4 Şüphesiz o bizim katımızdaki ana kitapta yüce ve hakim (hikmetle hükmeden bir kitap) dır. 5 Siz israf eden bir toplum oldunuz diye, sizi Kur’ânla uyarmaktan mı vazgeçelim? 6 Öncekilere nice Peygamberler gönderdik. 7 Kendilerine gelen her peygamberi alaya alırlardı. 8 Onlardan daha güçlü olanları helâk ettik. Öncekilerin meseli (hikayesi) geçmiştir. 9 Onlara: "Gökleri ve yeri kim yarattı? diye sorsan: "Elbette onları her şeye gücü yeten her şeyi bilen (Allah) yarattı" derler. 10 O, size yeryüzünü beşik kıldı, doğru gidebilesiniz diye orada sizin için yollar kıldı. 11 O, gökyüzünden suyu ölçü ile indirdi. Onunla biz ölü beldeyi diriltiriz. İşte siz de böylece (mezarlıktan) çıkarılacaksınız. 12 O bütün çiftleri yarattı. Gemiden ve hayvanlardan bineceğiniz şeyler kıldı. 13 Onların sırtlarına binmeniz, sonra onların üzerine yerleşince Rabbinizin nimetini hatırlamanız ve: "Bunları bizlerin emrine hizmetkâr kılan (Allah'ı) tesbih ederiz. Biz bunları emrimiz altına almaya yanaştıramazdık" demeniz için (binekleri yarattı.) 14 "Biz elbette Rabbimize dönüyoruz" (demeniz için binekleri yarattı). 15 Allah'ın kullarından bazısını (İsa Allah'ın oğlu demekle, Üzeyr Allah'ın oğlu demekle melekler Allah’ın kızlarıdır demekle) O’nun bir cüzü kıldılar. Şüphesiz bu tür insanlar apaçık nankördürler. 16 Yoksa yarattıklarından kızları kendi aldı da, oğulları size mi seçti? 17 Onlardan biri Rahmân'a nisbet ettiği (kız çocuğu) yla müjdelendiğinde içi gamla dolu olarak yüzü simsiyah kesilir. 18 Süs içinde yetiştirilen, çatışmayı beceremeyeni mi (Allah'a nisbet ediyorlar?) 19 Rahmân'ın kulları olan melekleri de dişi yaptılar. Yoksa onlar meleklerin yaratılışını mı gördüler? Onların şahitlikleri yazılacak ve onlar sorguya çekilecekler. 20 (Kâfirler) dediler ki: "Eğer Rahmân dileseydi, biz onlara ibadet etmezdik." Onların bu konuda hiçbir bilgisi yoktur. Onlar ancak yalan söylüyorlar. 21 Yoksa onlara bundan (Kur'ân'dan) önce bir kitap verdik de ona mı sarılıyorlar? 22 Hayır onlar: "Biz babalarımızı bir ümmet (din) üzere bulduk, biz de onların izleri üzerinde doğru yola ulaştırıldık." dediler. 23 İşte böyle, senden önce nice şehirlere uyarıcı gönderdik de oranın şımarık zenginleri: "Biz babalarımızı bir ümmet (din) üzere bulduk, biz de onların izlerine uyarız." dediler. 24 (Uyarıcı) dedi ki: "Babalarınızı üzerinde bulduğunuz şeyden daha doğrusunu getirsem de mi?" (Şımarık zenginler) Dediler ki: "Biz sizin gönderildiğiniz şeyleri inkâr ediyoruz." 25 Biz de onlardan intikam aldık. Bak o yalanlayanların sonu nasıl oldu? 26 Hani İbrahim, babasına ve kavmine demişti: "Ben sizin taptıklarınızdan uzağım. 27 Beni yaratan hariç. Çünkü O beni doğru yola eriştirecek." 28 Bunu (kelimei tevhidi), belki (İslâm'a) dönerler diye, ardından gelenlere kalıcı bir söz kıldı. 29 Fakat Ben onları ve atalarını hak ve apaçık elçi gelinceye kadar (dünyadan) faydalandırdım. 30 Onlara hak gelince "Bu bir sihirdir, biz onu inkâr ediyoruz" dediler. https://soundcloud.com/kuranikerimtefsiri/zuhruf-suresi-1-30-tefsiri-ali-kucuk https://soundcloud.com/kuranikerimtefsiri/sets/zuhruf-suresi-tefsiri-ali-kucuk
Fri, 29 Mar 2024 - 56min - 1297 - Sura Suresi 1-22 Tefsiri Ali Kucuk N062 M042
ŞÛRA SÛRESİ 1-22 MEALİ N062 M042 Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla. 1 HâMîm 2 AynSînKâf 3 Aziz ve Hakim olan Allah, sana ve senden öncekilere işte böyle vahy eder. 4 Göklerde ve yerdekiler O’nundur. O yücedir, büyüktür. 5 Üstlerindeki gökler neredeyse çatlayacak. Melekler de, Rablerini hamd ile tesbih ederler ve yeryüzündekilere istiğfar ederler. İyi bilinki; şüphesiz Allah afvedicidir, merhamet edicidir. 6 Allah’tan başkalarını dost edinenleri de Allah korumaktadır. Sen onlar üzerinde vekil değilsin. 7 Şehirlerin anası (Mekke'yi) ve çevresindekileri uyarman ve hakkında şüphe olmayan, toplanma (kıyamet) gününe karşı korkutman için, sana Kur'ân'ı Arapça olarak, işte böyle vahy ettik. Bir kısmı Cennettedir, bir kısmı ateştedir. 8 Allah dileseydi onları bir tek ümmet yapardı. O ancak dilediğini rahmetine sokar. Zalimlerin dostu da yoktur, yardımcısı da yoktur. 9 Yoksa ondan başka dostlar mı edindiler? Dost yalnız Allah’tır. O ölüleri diriltir. O her şeye gücü yetendir. 10 İhtilaf ettiğiniz her şeyin hükmü Allah’a aittir. İşte O Allah benim Rabbimdir. Yalnız O’na tevekkül ettim ve ben O’na yöneldim. 11 Göklerin ve yerin yaratıcısıdır. Size sizden eşler yarattı. Hayvanlardan çift çift verdi. Böylece sizi üretiyor. O’nun benzeri gibi bir şey yoktur. O işitendir, görendir. 12 Göklerin ve yerin kilidi O’nundur. Rızkı dilediğine açar, dilediğine kısar. Şüphesiz O her şeyi bilir. 13 "Dini doğru tutun ve onda ayrılığa düşmeyin" diye dinden Nuh'a tavsiye ettiğini, sana vahy ettiğimizi, İbrahim, Musa ve İsa'ya tavsiye ettiğimizi size Şeriat kıldı. Onları kendisine çağırdığın (Şeriat), müşriklerin (gözünde) büyümektedir. Allah dilediğini kendisine (Peygamber) seçer ve kendisine yöneleni hidâyete erdirir. 14 Onlara ilim (Kitap) geldikten sonra aralarındaki taşkınlıkları sebebiyle ayrılığa düştüler. Eğer belirli bir zamana kadar Rabbinin geçmiş bir kelimesi olmasaydı, elbette aralarında hüküm verilirdi. Onlardan sonra kitaba varis olanlar da, ondan (Kur'ân'dan) şüphe içindedirler. 15 O’nun için hemen davet et. Emr olunduğun gibi doğru ol. Onların hevalarına uyma. Söyle: "Ben Allah’ın indirdiği her kitaba iman ettim. Aranızda adalet yapmakla emr olundum. Allah bizim de Rabbimizdir, sizin de Rabbinizdir. Bizim amellerimiz bize, sizin amelleriniz size aittir. Bizimle sizin aranızda çekişmeye gerek yoktur. Allah hepimizi bir yere toplar. Dönüş yalnız Onadır. 16 Onun daveti kabul edildikten sonra, hâlâ Allah hakkında çekişenlerin delilleri Rableri katında batıldır. Gazab onların üzerinedir ve şiddetli azab onlar içindir. 17 Hak ile kitabı ve (adalet) terazisini indiren Allah’tır. Sana hangi şey haber verdi? Belki de kıyamet yakındır. 18 Kıyamete iman etmeyenler onun acele olmasını istiyorlar. Kıyamete iman edenler ise ondan korkuyorlar. Biliyorlar ki, o gerçekleşecektir. İyi bilin ki (Kıyamet) saati hakkında çekişenler uzak bir sapıklığın içindedirler. 19 Allah, kullarına karşı lütufkârdır. Dilediğine rızk verir. O güçlüdür, kuvvetlidir. 20 Kim âhiret ekinini isterse, onun ekinini artırırız. Kim dünya ekinini isterse, ona da ekininden veririz. Onun âhirette hiçbir nasibi yoktur. 21 Yoksa onların, Allah'ın izin vermediği şeyleri dinde şeriat yapan (kanun koyan) ortakları mı var? Eğer (haklarında verilmiş bir sûre) bir karar olmasaydı, aralarında hemen hüküm verilirdi. Şüphesiz zalimler için acıklı azap vardır. 22 Yaptıkları şeyler başlarına düşerken, zalimleri yaptıklarından dolayı korkudan titrerken görürsün. İman edip, ameli salih işleyenler, Cennet bahçelerindedirler, onlar için Rableri katında istedikleri her şey vardır. İşte bu büyük bir lütuftur. https://soundcloud.com/kuranikerimtefsiri/sura-suresi-1-22-tefsiri-ali-kucuk
Wed, 27 Mar 2024 - 56min - 1296 - Sura Suresi 23-53 Tefsiri Ali Kucuk N062 M042Wed, 27 Mar 2024 - 55min
- 1295 - Fussilet Suresi 1-28 Tefsiri Ali Kucuk N061 M041
*41 FUSSILET SÛRESİ 1-28 MEALİ N061 M041 Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla. 1 HâMîm. 2 (Bu kitap) Rahmân ve Rahîm tarafından indirilmiştir. 3 Bilen bir toplum için âyetleri açıklanmış, Arapça bir kitaptır. 4 Müjdeleyici ve uyarıcı olarak (indirilmiştir). Fakat onların bir çoğu yüz çevirmiştir. Artık onlar duymazlar. 5 Dediler ki: "Bizi kendisine çağırdığın şeye karşı kalplerimiz kapalıdır. Kulaklarımızda ağırlık, bizimle senin aranda da bir perde vardır. (İstediğini) yap, şüphesiz biz de yapacağız. 6 De ki: "Ben de ancak sizin gibi bir insanım. Bana ilâhınızın bir tek ilâh olduğu vahy olunuyor. Artık O’na doğru yönelin. O’ndan bağışlanma isteyin, müşriklerin vay haline." 7 Onlar, Zekâtı vermezler ve onlar âhireti de inkâr ederler. 8 Şüphesiz iman edip ameli salih işleyenler için tükenmeyen mükâfat vardır. 9 De ki: "Siz, yeryüzünü iki günde yaratanı mı inkâr ediyor ve O’na ortaklar ediniyorsunuz? İşte O, alemlerin Rabb'idir. 10 O Allah, yeryüzünün üstüne dağlar yerleştirdi. Orada bereketler verdi. Orada isteyenlere ayırım yapmadan dört günde azıklarını takdir etti. 11 Sonra duman halindeki semaya yöneldi, gökyüzüne ve Yeryüzüne: "İsteyerek veya istemeyerek gelin" dedi. Onlar: "İsteyerek geldik" dediler. 12 Bunun üzerine iki günde yedi kat semayı yarattı. Bütün gökyüzüne görevini vahy etti. Biz dünya semasını yıldızlarla süsledik ve koruduk. İşte bu her şeyi bilen, her şeye gücü yetenin takdiridir. 13 Eğer yüz çevirirlerse onlara de ki: "Ben, Âd ve Semud'un yıldırımı gibi bir yıldırımla (başınıza düşmesin diye) sizi uyardım." 14 Hani onlara önlerinden ve arkalarından "Allah'tan başkasına kulluk yapmayın" diye peygamberler gelmişti de onlar: "Rabbimiz dileseydi melekleri indirirdi. Biz sizin kendisiyle gönderildiğiniz şeyi inkâr ediyoruz." demişlerdi. 15 Âd kavmi haksız yere kibirlendiler ve "Bizden daha güçlü kim var?" dediler. Görmüyorlar mı ki, onları da Allah yarattı. O, onlardan daha güçlüdür. Onlar âyetlerimizi inkâr ediyorlardı. 16 Biz de, bu dünya hayatında rüsvaylık azabını tatsınlar diye uğursuz günlerde, üzerlerine dondurucu kasırga gönderdik. Âhiret azabı ise daha fazla rüsvay edicidir. Onlara yardım da edilmez. 17 Semud (Kavmine) a gelince, biz onlara yol gösterdik, onlar ise körlüğü doğru yola tercih ettiler de, yaptıklarının karşılığı olarak alçaltıcı azabın yıldırımı onları yakalayıverdi. 18 İman edip, mûttaki olanları kurtardık. 19 (Kıyamet) günü Allah düşmanları, ateşte toplanırlar ve hepsi hapsolunurlar. 20 Oraya geldiklerinde kulakları, gözleri ve derileri, yaptıkları hakkında aleyhte şahitlik yapacaklar. 21 Onlar, (kendi) derilerine: “Niçin aleyhimizde şahitlik yaptınız?” derler. Onlar da (kendi derileri, dilleri ve kulakları) "Her şeyi konuşturan Allah, bizi de konuşturdu. Sizi ilk önce yaratan O’dur. Ve siz O’na döndürüleceksiniz" derler. 22 Kulaklarınızın, gözlerinizin ve derilerinizin aleyhinize şahitlik yapmasından (çekinip) gizlenmiyordunuz. Ancak, yaptıklarınızın bir çoğunu Allah bilmiyor zannediyordunuz. 23 İşte Rabbiniz hakkındaki bu zannınız sizi alçalttı da, hüsrâna uğrayanlardan oldunuz. 24 Eğer dayanabilirlerse onların yeri ateştir. Af talebinde bulunsalar da affedilenlerden değildirler. 25 Onlara yardakçılar musallat ederiz de, onlara yaptıklarını ve yapacaklarını güzel gösterirler. Kendilerinden önce gelip geçen cin ve insan toplulukları içinde (azap) sözü onlara hak oldu. Şüphesiz onlar, hüsranda oldular. 26 Kâfirler dediler ki: "Bu Kur'ân'ı dinlemeyin ve okunurken gürültü çıkarın. Belki galip gelirsiniz." 27 Kâfirlere şiddetli bir azabı tattıracağız ve yaptıklarının en kötüsüyle cezalandıracağız. 28 İşte Allah düşmanlarının cezası ateştir. Ayetlerimizi inkâr etmeleri sebebiyle, onlar için orada ebedi kalacakları bir yer vardır. https://soundcloud.com/kuranikerimtefsiri/fussilet-suresi-1-28-tefsiri
Mon, 25 Mar 2024 - 55min - 1294 - Fussilet Suresi 29-54 Tefsiri Ali Kucu N061 M041
*41 FUSSILET SÛRESİ 29-54 MEALİ N061 M041 29 Kâfirler şöyle dediler: "Rabbimiz, cin ve insanlardan bizi sapıtanları bize göster de, biz onları ayaklarımızın altına alalım en altta kalanlardan olsunlar." 30 "Rabbimiz Allah" dedikten sonra dosdoğru olanların üzerine melekler iner ve: "Korkmayın, üzülmeyin ve size va’dolunan Cennette sevinin" (derler). 31 Biz, dünya hayatında da âhirette de sizin dostlarınızız. Orada canınızın çektiği herşey sizin için vardır. İstediğiniz herşey vardır. 32 Ğafur ve Rahîm'in (Allah'ın) bir ikramı olarak (verilecektir). 33 Allah’a da'vet eden, ameli salih işleyen ve "Ben Müslümanlardanım" diyenden daha güzel sözlü kim vardır? 34 İyilikle kötülük denk değildir. Sen kötülüğü en güzel olanla defet. Bir de bakmışsın ki, seninle arasında düşmanlık olan kişi sanki sıcacık bir dost oluvermiş. 35 Buna (kötülüğü iyilikle defetmeye) ancak sabredenler kavuşturulur. Buna ancak (Kur'ân'dan) büyük bir haz alanlar kavuşturulur. 36 Eğer şeytandan olan bir kötülük seni kışkırtacak/dürtecek olursa hemen Allah'a sığın. Şüphesiz O, her şeyi işiten, her şeyi bilendir. 37 Gece, gündüz, Güneş, ve Ay O’nun âyetlerindendir. Güneşe de, Aya da secde etmeyin. Eğer yalnız O’na ibadet ediyorsanız. Onları yaratan Allah'a secde edin.(Secde âyeti) 38 Eğer kibirlenirlerse... Rabbinin katındakiler hiç usanmadan gece gündüz O’nu tesbih ederler. 39 O’nun âyetlerinden biri de şudur: Sen Yeryüzünü kupkuru/boynu bükük görürsün. Onun üzerine su indirdiğimiz zaman harekete geçer, kabarır. O yeryüzünü dirilten, elbette ölüleri de diriltecektir. Şüphesiz O, her şeye gücü yetendir. 40 Ayetlerimiz hakkında sapanlar bize gizli değildirler. Ateşe atılan mı, yoksa kıyamet günü güvenle gelen mi daha iyidir? Dilediğinizi yapın. Şüphesiz O yaptıklarınızı görüyor. 41 Onlara zikir (Kur'ân) geldikten sonra inkâr ettiler. Elbette o değerli bir kitaptır. 42 Önünden de, arkasından da ona batıl bir şey giremez. O Hakim ve Hamid tarafından indirilmiştir. 43 Sana söylenenler, senden önceki peygamberlere söylenenlerdir. Şüphesiz senin Rabbin avf sahibidir, acıklı azabın sahibidir. 44 Eğer biz, Kur'ân'ı yabancı bir dille yapsaydık: "Ayetleri açıklanmalı değil miydi?, Arap’a Arapça olmayan bir dille söylenir mi?" derlerdi. De ki: "O, iman edenler için yol gösterendir ve şifadır. İman etmeyenlerin kulaklarında ağırlık vardır. O (Kur'ân) onlara körlüktür. (Hakkı göremezler). Onlara (sanki) uzak bir yerden bağırılıyormuş gibi (duymazlar). 45 And olsun, Musa'ya kitap vermiştik de onda ayrılığa düşülmüştü. Eğer Rabbinin geçmiş bir sözü olmasaydı, aralarında hüküm verilirdi. Şüphesiz onlar kuşku uyandıran bir şüphe içindedirler. 46 Kim ameli salih işlerse kendi lehinedir. Kim de kötülük yaparsa kendi aleyhinedir. Rabbin kullara zulmedici değildir. 47 Kıyamet saatinin bilgisi O’na döndürülür. O’nun bilgisi olmadan hiçbir meyve kabuğundan çıkamaz, hiçbir kadın doğuramaz. Onlara: "Ortaklarım nerede?" diye bağırdığı gün "Bizden hiçbir gören yok diye sana bildiririz" derler. 48 Daha önce yalvardıkları (sahte ilâhlar) onlardan uzaklaşmıştır. Onlar kaçacak yer olmadığını anlamışlardır. 49 İnsan iyilik istemekten usanmaz. Ona bir kötülük dokunursa hemen karamsar ve ümitsiz olur. 50 Ona dokunan zarardan sonra, ona bizden bir rahmet tattırırsak "Bu benim hakkımdır. Kıyametin kopacağını da zannetmiyorum. Eğer Rabbimin huzuruna döndürülürsem O’nun katında da benim için güzel şeyler vardır." der. Kâfirlere yaptıklarını elbette açıklayacağız ve onlara katı bir azab tattıracağız. 51 İnsana bir nimet verdiğimizde yüz çevirir ve yan çizer. Ona bir kötülük dokunduğunda geniş bir duanın sahibi olur. 52 De ki: "Eğer (bu Kur'ân) Allah katından ise ve siz de onu inkâr etmişseniz söyleyin bakalım, çok uzak bir ayrılıkta olan o kişiden daha sapık kim var?”
Mon, 25 Mar 2024 - 53min - 1293 - Gercek Tip Hastaliklarin Sebepleri (Sesli Kitap)-Aidin Salih - Acar medyaFri, 22 Mar 2024 - 38min
- 1292 - Mumin Suresi 1-25 Tefsiri Ali Kucuk N060 M040Thu, 21 Mar 2024 - 58min
- 1291 - Mumin Suresi 26-50 Tefsiri Ali Kucuk N060 M040Thu, 21 Mar 2024 - 57min
- 1290 - Mumin Suresi 51-60 Tefsiri Ali Kucuk N060 M040Thu, 21 Mar 2024 - 53min
- 1289 - Mumin Suresi 61-85 Tefsiri Ali Kucuk N060 M040Thu, 21 Mar 2024 - 52min
- 1288 - Zumer Suresi 54-75 Tefsiri Ali Kucuk N059 M039
ZÜMER SÛRESİ 54-75 MEALİ N059 M039 Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adı ile. 54 Azap size gelmeden Rabbinize dönün ve O’na teslim olun. Sonra yardım olunmazsınız. 55 Siz farkına varmadan, ansızın, size azap gelmeden, Rabbinizden size indirilen en güzele (kitaba) uyun. 56 (Ki kıyamet günü) hiçbir kimse: "Allah'ın yanında yaptığım hatalardan dolayı yazıklar olsun bana, gerçekten ben (Kur’ân'ı) alaya alanlardandım" demesin. 57 Veya: "Eğer Allah bana hidâyet verseydi elbette ben müttekilerden olurdum" demesin. 58 Veya azabı gördüğünde: "Keşke benim için bir kere (dahi olsa dünyaya dönüş) olsaydı da ben iyilik yapanlardan olsaydım" demesin. 59 (Allah buyuracak): "Evet sana âyetlerim gelmişti de sen yalanlamıştın, kibirlenmiştin ve kâfirlerden olmuştun" 60 Allah hakkında yalan söyleyenleri, kıyamet günü yüzlerini kararmış olarak görürsün. Kibirlenenlere cehennemde yer olmaz mı? 61 Allah, sakınanları başarılarından dolayı koruyacak. Onlara hiçbir kötülük dokunmaz ve üzülmezler de. 62 Her şeyin yaratıcısı Allah’tır. O her şeye vekildir. 63 Göklerin ve yerin anahtarları O’nundur. Allah'ın âyetlerini inkâr edenler, hüsrana uğrayanların ta kendileridir. 64 De ki: "Ey cahiller, bana Allah'tan başkasına ibadet etmemi mi emrediyorsunuz." 65 And olsun ki, sana ve senden öncekilere de vahy vahyolunmuştur ki: "Eğer Allah'a ortak koşarsan amelin boşa gider ve sen hüsrana uğrayanlardan olursun." 66 Hayır! yalnız Allah'a ibadet et ve şükredenlerden ol. 67 Onlar Allah'ı hakkıyla takdir edemediler. Yeryüzünün tamamı kıyamet gününde, O’nun kabzasında (kudreti altında)'dır, gökler de O’nun kudretiyle dürülmüştür. Onların ortak koştuklarından, O (Allah) çok yücedir. 68 Sûra üflenince, Allah'ın diledikleri hariç göklerde ve yerde olanların hepsi bayılıp düşecek. Sonra sûr'a bir daha üflenecek bir de bakmışsın ki, hepsi kalkmış bakıyorlar. 69 Yer, Rabbinin nuruyla parlar. Kitap (ortaya) konur, nebiler ve şahitler getirilir. Aralarında hak ile hükmedilir. Onlara haksızlık yapılmaz. 70 Herkese yaptığı ödenir. Onların yaptıklarını O (Allah) daha iyi bilir. 71 Kâfirler cehenneme bölük bölük sevk olunur. Oraya vardıklarında cehennemin kapıları açılır ve cehennem bekçileri onlara şöyle derler: "Size sizden peygamberler gelip Rabbinizin âyetlerini okuyup, bu gününüze kavuşacağınızı uyarmadılar mı?" (Cehennemlikler) : "Evet geldiler." derler. Ancak kâfirlere azap sözü hak olmuştur. 72 "Ebedi olarak kalacağınız cehennem kapılarından girin; kibirlenenlerin yeri ne kötü! denir.” 73 Rablerinden sakınanlar, cennete bölük bölük sevk olunurlar. Cennete geldiklerinde, cennet kapıları açıldığında onlara: "Selâm size, hoş geldiniz, ebedi olarak cennete giriniz." derler. 74 (Cennete girenler): "Va'dinde doğru çıkan, bizi bu yere varis kılan, Allah'a hamd olsun. Cennette dilediğimiz yere yerleşiyoruz. Çalışanların mükâfatı ne güzelmiş!"derler. 75 Melekleri, arşın etrafını kuşatmış hamd ile Rablerini tesbih ederken görürsün. Onların (halkın) arasında hak ile hüküm olunmuştur. "Hamd, Âlemlerin Rabbi olan Allah içindir" denir. https://soundcloud.com/kuranikerimtefsiri/zumer-suresi-54-75-tefsiri
Wed, 20 Mar 2024 - 55min - 1287 - Zumer Suresi 32-53 Tefsiri Ali Kucuk N059 M039
ZÜMER SÛRESİ 32-53 MEALİ N059 M039 Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adı ile. 32 Allah'a yalan söyleyen, kendine gelen doğruyu yalanlayandan daha zalim kim var? Kâfirlere Cehennemde yer olmaz mı? 33 Doğruyu (Kur’ân'ı) getiren ve doğruyu tasdik edenler var ya, işte onlar mûttakilerin ta kendileridir. 34 Onlar için Rabbleri katında diledikleri vardır. İşte bu, iyilerin mükâfatıdır. 35 Allah, onların yaptıklarının en kötüsünü örtmek ve yaptıkları iyiliklerin en güzeliyle mükâfatlandırmak için (dilediklerini verir.) 36 Allah, kuluna yeterli değil midir? Onlar seni Allah'tan başkasıyla korkutmaya çalışırlar. Allah kimi sapıtırsa ona yol gösterecek yoktur. 37 Allah kime de hidâyet verirse onu sapıtacak yoktur. Allah güçlü ve intikam alan değil midir? 38 Onlara: "Gökleri ve yeri kim yarattı?" diye sorsan: "Elbette Allah" derler. De ki: "Bana söyleyin, Allah bana bir zarar vermek istese, o Allah'tan başka dua ettikleriniz, Allah'ın zararını giderebilirler mi? veya Allah bana bir rahmet dilese, onlar Allah'ın rahmetini tutabilirler mi?" De ki: "Allah bana yeter. Tevekkül edenler yalnız O’na güvenirler." 39 De ki: "Ey kavmim, durumunuza göre iş yapın. Ben de yapacağım. Yakında bileceksiniz.” 40 Kendisini rusvay edecek azab, kime gelecek, kalıcı azap kim üzerine inecek (yakında bileceksiniz.) 41 İnsanlar için kitabı sana hak ile indirdik. Kim hidâyeti isterse kendi lehinedir. Sapıtan da kendi aleyhine sapıtmış olur. Sen onların üzerinde vekil (zorlayıcı) değilsin. 42 Allah, ölüm anında ruhları alır. Ölmeyenlerin ruhunu da uykusunda alır. Ölmelerine hükmettiklerini tutar, diğerlerini belirli bir zamana kadar bırakıverir. Düşünen toplum için bunda ibretler vardır. 43 Yoksa Allah'tan başka şefaatçiler mi edindiler? De ki: "Onlar bir şeye sahip olmadıkları ve bir şeye de akıl erdiremedikleri halde mi (şefaat edecekler)?" 44 De ki; "Bütün şefaat Allah'a aittir. Göklerin ve yerin mülkü O’na aittir. Sonra O’na döndürüleceksiniz. 45 Allah tek olarak anıldığında, âhirete inanmayanların kalpleri nefretle ürker. Allah'tan başkası anıldığında hemen sevinirler. 46 De ki: "Ey göklerin ve yerin yaratıcısı, gizliyi ve açığı bilen Allah'ım, ayrılığa düştükleri konularda kullarının arasında hüküm verecek olan sensin." 47 Yeryüzündekilerin tamamı, onunla beraber bir misli daha fazlası zalimlerin olsaydı, kıyamet günü kötü azaptan kurtulmak için elbette bunları fidye olarak verirlerdi. Hiç hesap etmedikleri (azap), Allah katından onlara beliriverir. 48 Kazandıkları kötü şeyler (o gün) onlara belirir. Alaya aldıkları (azap) onları kuşatıverir. 49 İnsana bir kötülük dokunduğunda bize dua eder. Sonra ona tarafımızdan bir nimet verdiğimizde: "Bu bana bir bilgi üzerine verilmiştir" der. Halbuki bu bir imtihandır. Ancak insanların bir çoğu bilmezler. 50 Bunu onlardan öncekiler de söylemişti, kazandıkları onlara fayda vermedi. 51 Onlara yaptıkları kötülükler isabet etti. Bunların içinde zulmedenlere de yaptıkları kötülükler isabet edecek. Onlar (Allah'ı) engelleyemezler. 52 Onlar, Allah'ın dilediğine rızkı yaydığını ve kısdığını bilmiyorlar mı? İman eden toplum için bunda ibretler vardır. 53 De ki: "Ey kendilerini israf eden kullarım, Allah'ın rahmetinden ümit kesmeyin. Şüphesiz Allah, bütün günahları afveder. Muhakkak O bağışlayandır, merhamet edendir.” https://soundcloud.com/kuranikerimtefsiri/zumer-suresi-32-53-tefsiri
Tue, 19 Mar 2024 - 52min - 1286 - Zumer Suresi 11-31 Tefsiri Ali Kucuk N059 M039
ZÜMER SÛRESİ 11-31 MEALİ N059 M039 Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adı ile. 11 De ki: "Dini yalnız Ona hâlis kılarak Allah'a ibadet etmekle emr olundum. 12 Ve ben Müslümanların ilki olmakla emr olundum." 13 "De ki: "Eğer Rabbime isyan edersem, büyük günün azabından korkarım." 14 De ki: "Dini yalnız O’na halis kılarak, yalnız Allah'a ibadet ederim." 15 "Ondan başka dilediğiniz şeye ibadet edin" De ki: "Şüphesiz zararda olanlar, kıyamet günü kendilerini ve ailelerini zarara sokanlardır. Dikkat edin, işte bu apaçık bir hüsrandır.” 16 Onlar için, altlarından ateş parçaları vardır, üstlerinden de ateş parçaları vardır. İşte Allah kullarını bununla korkutur. Ey kullarım benden sakının. 17 Tağuta tapınmaktan sakınan ve Allah'a yönelenlere müjde vardır. Kullarımı müjdele. 18 (Benim kullarım) Her sözü duyarlar en güzeline uyarlar. İşte Allah'ın hidayete erdirdikleri onlardır. İşte onlar, akıl sahibi olanların ta kendisidirler. 19 Kendisine azap sözü hak olanı, ateştekini sen mi kurtaracaksın? 20 Ancak Rablerinden sakınanlara üst üste yapılmış köşkler vardır. Onların altından ırmaklar akar. Allah'ın va'di olarak (verilir). Allah va'dinden dönmez. 21 Görmedin mi? Allah gökyüzünden su indirdi. Onu yeryüzünde kaynaklara akıttı. Sonra onunla, renkleri ayrı ayrı ekinler çıkardı. Sonra kurur da sen onu sararmış görürsün. Sonra onu ufalar çerçöp eyler. Şüphesiz bunda akıl sahipleri için öğüt vardır. 22 Allah'ın göğsünü İslâm’a açtığı kimse ki, o Rabbinden bir nur üzeredir. (Bu kişi kalbi kapalı) gibi midir? Allah'ın zikrinden kalpleri katılaşanlara yazıklar olsun. Onlar apaçık bir sapıklığın içindedirler. 23 Allah, sözün en güzelini (âyetleri) birbirine uyumlu, yer yer tekrarlanan bir kitap olarak indirdi. Rablerinden korkanların derileri ondan (âyetlerden) ürperir. Sonra onların tüyleri ve kalpleri Allah'ın zikrinde yumuşar. İşte bu Allah'ın hidayetidir. Onunla dilediğini hidâyete erdirir. Allah kimi sapıtırsa ona yol gösterecek yoktur. 24 Kıyamet günü azabın en kötüsünden yüzünü korumaya çalışan (güvende olan mümin) gibi midir? Zalimlere: "Kazandıklarınızı tadın" denir. 25 Onlardan öncekiler de yalanlamıştı da hatırlarına gelmeyecek bir yerden onlara azap gelivermişti. 26 Allah onlara dünya hayatında rüsvaylığı tattırdı. Âhiret azabı daha büyüktür. Keşke bilmiş olsalardı! 27 Öğüt alırlar diye, bu Kur’ân'da insanlara her türlü misali verdik. 28 Belki sakınırlar diye eğriliği olmayan Arapça Kur’ân'ı (verdik). 29 Allah, geçimsiz ortaklara (hizmet eden köle) bir adamla, bir adama teslim olan (köle) bir adamı, misal olarak verdi. Bu ikisi hiç eşit olur mu? Hamd, Allah'a aiddir. Ancak onların bir çoğu bilmezler. 30 Şüphesiz sen de öleceksin, onlar da ölecekler. 31 Sonra siz, kıyamet gününde Rabbinizin huzurunda çekişeceksiniz. https://soundcloud.com/kuranikerimtefsiri/zumer-suresi-11-31-tefsiri
Mon, 18 Mar 2024 - 56min - 1285 - Yasin Suresi 56 Evlenin MuslumanlarSun, 17 Mar 2024 - 02min
- 1284 - Zumer Suresi 1-10 Tefsiri Ali Kucuk N059 M039
ZÜMER SÛRESİ 1-10 MEALİ N059 M039 Mekke döneminin ortalarına doğru nazil olmuştur. 75 âyettir. Cennetlik ve cehennemlik zümrelerden bahsettiği için Zümer sûresi diye isimlendirilmiştir. Kitabın sıradan bir kitap olmadığı, Aziz ve Hakim Allah’ın kitabı olduğu, Dinin yalnız ona has olması gerektiği vurgulanır. Bilginin önemini anlatır. Müminlerin her sözü duyduğunu, en güzeline uyduğunu ve doğruyu tasdik edip doğru yaptığını haber verir. Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adı ile. 1 Bu Kitabın indirilmesi Aziz ve Hakim olan Allah tarafındandır. 2 Biz onu sana hak ile indirdik. Öyle ise, sen de dini O’na halis kılarak Allah'a ibadet et. 3 Dikkat et, halis din yalnız Allah'a aittir. O’ndan başkasını veli edinenler: "Bizi Allah'a daha fazla yaklaştırsın diye, onlara ibadet ederiz" (derler). İhtilaf ettikleri şeylerde Allah onların arasında hükmedecektir. Allah, yalancı ve kâfir kimseyi hidâyete erdirmez. 4 Eğer Allah, çocuk edinmek isteseydi elbette yarattıklarından dilediğini seçerdi. O’nu tenzih ederim. O tek ve Kahhâr olan Allah’tır. 5 Gökleri ve yeri hak ile yarattı. Geceyi gündüzün üzerine dürer, gündüzü gecenin üzerine dürer. Güneşi ve Ay'ı emri altında tutar. Her biri belirli bir zamana kadar akar gider. Dikkat et, O Aziz'dir, günahları afvedendir. 6 O sizi bir tek nefisten yarattı. Sonra eşini de ondan yaptı. Sizin için (deve, sığır, koyun, keçi gibi) davarlardan sekiz çift indirdi. Annelerinizin karnında üç karanlık içinde, yaratılıştan yaratılışa geçirerek yarattı. İşte sizin Rabbiniz Allah bu. Mülk Onundur. Ondan başka ilah yoktur. O halde nasıl oluyor da döndürülüyorsunuz? 7 Eğer inkâr ederseniz, şüphesiz Allah'ın size ihtiyacı yoktur. Kulların İnkârına razı olmaz. Eğer şükrederseniz sizden razı olur. Hiçbir kimse başkasının yükünü yüklenmez. Sonra dönüşünüz Rabbinizedir. O size yaptıklarınızı haber verecektir. Çünkü O, gönüllerdekini bilir. 8 İnsana bir zarar dokunduğunda, Rabbine yönelerek dua eder. Sonra ona kendinden bir nimet verse, Ona yaptığı dayı unutur. Onun yolundan saptırmak için Allah'a ortaklar koşar. De ki: "İnkârınla azıcık daha faydalan. Şüphesiz sen ateş yaranındansın." 9 (Ateşte yanacak olan kâfirler mi hayırlı?) yoksa âhiretten sakınarak, Rabbinin rahmetini umarak, geceleri secde ederek, kıyamda durarak, gönülden ibadet eden mi? (daha hayırlı) De ki: "Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?" Ancak akıl sahipleri öğüt alırlar. 10 De ki: "Ey iman eden kullarım, Rabbinizden sakının. Bu dünyada iyilik yapana iyilik vardır. Allah’ın yeryüzü geniştir. Ancak sabredenlere mükâfatı hesapsız verilir.” https://soundcloud.com/kuranikerimtefsiri/zumer-suresi-1-10-tefsiri https://soundcloud.com/kuranikerimtefsiri/zumer-suresi-tefsiri-ali-kucuk İslam Okulu WhatsApp Grubu: https://chat.whatsapp.com/Ln1UeXsrz5W4eNXDBmaT95 Tum dersleri dinleyin, indirin: www.SoundCloud.com/KuraniKerimTefsiri Telegram Grupları 1- https://t.me/KuraniKerimTefsiri (Mahmut Toptaş) 2- https://t.me/besairulkurantefsiri (Merhum Konyalı Ali Kucuk)
Sun, 17 Mar 2024 - 57min - 1283 - Gasiye Suresi Tefsiri Ali Kucuk
GASİYE SURESİ MEALİ N068 M088 Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adı ile 1 Sana Ğaşiye'nin (Dehşeti her şeyi kaplayanın) haberi geldi mi? 2 Bir kısım yüzler o gün korkmuştur. 3 (Batıl yolda) Amel etmiştir (fakat boşuna) yorulmuştur. 4 Kızgın ateşe yaslanacaklar. 5 Kızgın bir kaynaktan sulanırlar. 6 Onlar için dikenden başka yiyecek yoktur. 7 O (diken) ne besler, ne de açlığı giderir. 8 Bir kısım yüzler o gün parlaktır. 9 Çalıştığı için hoşnuttur. 10 Yüksek bir cennettedir. 11 Orada boş söz işitmez. 12 Orada akan bir kaynak vardır. 13 Orada yüksek tahtlar vardır. 14Orada konulmuş kadehler vardır. 15 Dizilmiş yastıklar. 16 Serilmiş halılar (vardır). 17 Devenin nasıl yaratıldığına bakmazlar mı? 18 Gökyüzünün nasıl yükseltildiğine, 19 Dağların nasıl dikildiğine, 20 Yeryüzünün nasıl döşendiğine (bakmazlar mı?). 21 Sen hatırlat. Sen ancak hatırlatıcısın. 22 Sen onlar üzerinde bir zorba değilsin. 23 Ancak kim yüz çevirir ve inkâr ederse. 24 Allah ona en büyük azap ile azap eder. 25 Şüphesiz onların dönüşü bizedir. 26 Sonra şüphesiz onların hesabını görmek bize aittir. https://soundcloud.com/kuranikerimtefsiri/327-gasiye-suresi-tefsiri https://soundcloud.com/kuranikerimtefsiri/gasiye-suresi-tefsiri-ali-kucuk
Sat, 16 Mar 2024 - 21min - 1282 - Kur’an Gölgesinde Yasamak| Ali Kucuk - Siyer VakfiSun, 18 Feb 2024 - 1h 07min
- 1281 - Cin Suresi 1-15 Tefsiri Ali Kucuk
CİN SÛRESİ 1-15 MEALİ N040 M072 Mekke'de nâzil olmuştur. 28 âyettir. Cinlerin de var olduğunu, erkek ve dişi olduklarını, iman edenleri ve inkâr edenleri olduğunu, cinlerden korkulmasının yanlış olduğunu, cinlerin gaybı bilmediğini, Allah'tan başkasına dua edilemeyeceğini, tek sığınağın Allah olduğunu bildirir. Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adı ile 1 De ki: Bana vahy olundu ki: Cinlerden bir topluluk Kur'ân'ı dinledi ve şöyle dediler: Biz hoş bir Kur'ân dinledik. 2 Ki, o Kur'ân doğru yola götürür ve biz ona iman ettik. Biz Rabbimize hiçbir kimseyi ortak koşmayacağız. 3 Doğrusu Rabbimizin büyüklüğü (her şeyden) yücedir. Eş ve çocuk edinmemiştir. 4 Doğrusu bizim beyinsizimiz, Allah'a karşı yalan uyduruyormuş. 5 Biz, insanların ve cinlerin Allah'a karşı yalan söylemeyeceklerini sanıyorduk. 6 Gerçekten insanlardan bir kısım erkekler, cinlerden bir kısım erkeklere sığınırlardı da onların azgınlıklarını artırırlardı. 7 Gerçekten onlar da sizin gibi Allah'ın hiçbir kimseyi diriltemeyeceğini sanıyorlardı. 8 (Cinler dediler). "Biz gökyüzüne dokunduk, onu kuvvetli bekçiler ve ateşten taşlarla dolu bulduk. 9 Biz gökyüzünü dinlemek için oturulacak yerlerde otururduk. Şimdi kim dinlemek isterse, onun için hazırlanmış ateşten taşlar buluyor. 10 Biz; yeryüzündekilere bir kötülük mü istenmiştir, yoksa Rableri onlara bir hayır mı istemiştir bilmiyoruz 11 Bizlerden salih olanlar da vardır, başkaları da vardır. Biz, çeşit çeşit yollardayız. 12 Biz, inandık ki, yeryüzünde Allah'ı asla aciz bırakamayız. Kaçmakla da O’nu aciz bırakamayız. 13 Biz, hidâyeti (Kur'ân'ı) işittiğimiz an hemen iman ettik. Kim Rabbine iman ederse o, hakkının yenmesinden ve isti'lâ edilmesinden korkmaz. 14 Gerçekten içimizden Müslüman olanlar da var (kendine) zulmedenler de var. Kim Müslüman olursa, işte onlar doğru yolu arayanlardır. https://soundcloud.com/kuranikerimtefsiri/cin-suresi-1-15-tefsiri-ali-kucuk
Fri, 16 Feb 2024 - 57min
Podcast simili a <nome>
- Hayati İnanç — Can Veren Pervâneler Ahmet Çadırcı
- Timurtaş Uçar — Vaaz Ahmet Çadırcı
- Alem FM Alem FM
- Anlatamadım Ayşe Balıbey, Cem İşçiler via karnaval.com
- Kendine İyi Davran Beyhan Budak
- Biraz Konuşabilir miyiz? Biraz Konusabilir miyiz?
- Cübbeli Ahmet Hoca Cübbeli Ahmet Hoca
- Mesnevi'den Hikayeler - Hz. Mevlana Celaleddin Rumi darknimbus
- Kur'an Yolu Meali Diyanet Dijital
- Kafa Radyo Podcast Kafa Radyo
- Metro FM - Aragaz Karnaval.com
- Virgin Radio - Mesut Süre ile Rabarba Karnaval.com
- Kuran Dinle Kuran Dinle
- Meksika Açmazı Mesut Süre, Anlatanadam, Fazlı Polat via Karnaval.com
- NOW Haber NOW Haber
- Radyo Tiyatrosu NTVRadyo
- Barış Özcan ile 111 Hz Podbee Media
- Hiçbir Şey Tesadüf Değil Podbee Media
- Radio Turquie Türkiye Radio Turquie
- Serdar Gökalp Serdar Gökalp
- Sesli Kitap Dünyası Sesli Kitap Dünyası
- Nasıl Olunur Storytel
- Radyo Tiyatrosu TRT Dinle
- Burda Olan Burda Kalır Zafer Algöz Can Yılmaz